Özcan Deniz ile kısa bir süre evli kalan ve çekişmeli bir boşanma süreci yaşayan Feyza Aktan bu gün TV8’de yayınlanan 2. Sayfa isimli programa konuk oldu. Açılan davalar ve ikili arasındaki çekişmenin perde arkasını anlatan Aktan, boşanma süreci hakkında bilinmeyenleri anlattı. Detaylar haberimizde…
Özcan Deniz ile kısa süre evli kalan ve çekişmeli bir boşanma süreci yaşayan Feyza Aktan yaşananların perde arkasını tV8’de yayınlanan 2. Sayfa programına anlattı. Aktan, Özcan Deniz’in kendisini hem yargı önünde hem medya önünde zor duruma sokacağını söyledi. İşte Olaylı boşanmanın perde arkası…
“Özcan’ın gücü karşısında çıplak kaldım”
Boşanmalarının ardından Özcan Deniz’in ‘kötü anne’ ithamları ile velayet davası açtığı Feyza Aktan yaşadıklarını anlattı. ‘Velayet davası bir anneye yapılacak en kötü şeylerden birisi fakat ben sadece dava ile uğraşmadım. Özcan bana, ben, avukatlarım, yakın çevrem, ailem, maddi gücüm ve medya gücümü yanıma alarak üstüne geleceğim’ gibi bir niyetle geldi. ‘Benim bütün bu donanımlar karşısında elimde olan tek şey ise ‘haklı’ olmamdı. Özcan’ın gücünün karşısında çıplak kaldım.’ dedi. Her mahkemeye koruma ordusu ile geliyor fakat onlar yeterli olmayacak ki adliye güvenlikleri de eşlik ediyordu.
“Bu gücün altında kalmaktan korktum”
‘Adliyedeki basın mensupları ile iletişim halindelerdi bir yandan. Mahkeme sonrası çıkacak haberlerin sürecini yönetebilmek adına. Bunlara şahit oldukça bu gücün altında kalmaktan korktum. Ya haklılığımı ispat edemezsem dedim kendime. Mahkemede duyduğunuz ithamları, eve gidene kadar sindirmeniz gerekiyor. Çünkü evde sizi bekleyen bir çocuğunuz var.’ Diye sözlerine devam etti Feyza Aktan.
“Evimi gasp ediyor!”
Evli olduğumuz sürede oturduğumuz sitede Özcan’a ait üç konut vardı. Bunlardan ikisi ikiz villaydı ve ben hamileyken, Özcan birleşim duvarını kırıp tek ve yapmayı düşünmüştü. Boşandıktan sonra bu evden çıkmak istediğimde ise Özcan Deniz ‘oğlumuz burada doğdu, burada büyüsün.’ diyerek kalmam için ısrar etti. Boşanırken de sözleşmeye dairelerden tek bir tanesinde oturum hakkım olduğu yazıldı. Ayrılırken bu nokta dikkatimi çekmemişti. Yıllar sonra başıma bu madde üzerinden bir şey geleceğini beklemiyordum. Olayın ardından evime gönderilen kağıtta ‘Feyza’nın tek bir tarafta oturma hakkı vardır, diğer evi benim iznim olmadan kullanıma açmıştır. 2 yıldır kendisine ısrarla çık dememe rağmen evimi boşaltmıyor. 2 yıllık aylık kira bedeli, elektrik, su, doğal gaz bedelleri ile aidatı bana güncel faiziyle birlikte geri vermesini talep ediyorum’ yazılmıştı. Ertesi gün ise basında ‘evimi gasp ediyor’ şeklinde haberler çıkmıştı.
“Feyza’nın sevgilisi olamaz!”
Özcan Deniz’den boşanırken maddi bir talepte bulunmadım. Boşanma sözleşmemize şöyle bir madde eklendi: Feyza’nın sevgilisi olamaz, olursa da tüm verilenler geri alınacaktır’ diye bir madde eklendi. Ben artık bu zihniyet karşısında ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Konuştum olmadı, sustum olmadı, zeytin dalı uzattım olmadı, bağırdım, anlayabileceği dilden konuşmaya çalıştım. Kalıyorum olmuyor, gidiyorum olmuyor… Ne yapacağım konusunda bir fikrim yok. Bu süreçte işitmediğim hakaret kalmadı. En çok da ‘olan çocuğa oluyor’ denilmesine üzülüyorum. Kuzey’i bu süreçten korumaya çalışıyorum. İçimde fırtınalar koparken ona bir şey yansıtmamaya çalıştım.’