Bircan Bali ve Ece Erken'in sunduğu magazin programında Meryem Uzerli ile ilgili yaptıkları yorumlar üzerine böyle bir içerik hazırlamak istedim. Detaylar içeriğimizde…
Keyifli okumalar!
Magazin programları biliyorsunuz ki televizyon sektörünün vazgeçilmezi haline geldi. Küçük büyük fark etmeksizin birçok kanalda bu tür programları ve bununla da birlikte birçok magazin yorumcusunu görüyoruz.
Konumuz da tam olarak bu magazin olaylarını yorumlayan arkadaşlar. Bu kadar çok magazin programı olunca ne yazık ki magazin dünyasına hakim olan herkesi yorumcu olarak televizyonlarda görebilirsiniz.
Televizyon da yetmiyormuş gibi bir de Youtube mecrasına geçiş yaptılar. Örnek Seren Serengil…
Nihat Doğan'ın da bir zamanlar magazin yorumcusu olarak o koltuğa oturduğunu da belirtelim, es geçmeyelim.
Neyse, biri hakkında yorum yapmak hele ki televizyonda bunları dile getirmek çok kolay bir iş değildir. Ağızdan çıkan her kelime özenle seçilmeli, akıldan geçen her düşünce dile gelmemelidir.
Fakat ne yazık ki bazı magazin programı sunan “yorumcular” bunu pek önemsemeyip, yorum yaptığı insana yönelik ağzına geleni söylüyor. E söylüyor çünkü reyting gerekiyor.
Reyting için pata küte her şeyi söyleyen magazinci arkadaşlar da karşılarındaki insanı ne konuma düşürdüklerini pek umursamıyorlar. Yani bu kişinin kadın olup olmaması ya da itibarı onlar için hiç önemli değil.
Bunları da geçen gün 'Söylemezsem Olmaz' programında Bircan Bali ve Ece Erken'in Meryem Uzerli hakkında yaptıkları yorumlar nedeniyle söylüyorum.
Şöyle söyleyeyim; Dünyaca ünlü yıldızların katıldığı Cannes Film Festivali'ne Meryem Uzerli'nin katılması gurur verici bir durumken programda bundan hiç bahsedilmedi. İkilinin odak noktası Uzerli'nin poposuydu. Bu durum birçok insanı rahatsız etti.
Öncelikle bir kadın olarak, Meryem Uzerli'yle gurur duymanız gerekiyordu. Kıyafetinin estetik durup durmaması bu durumda çok da önemli değildi sanki ne dersiniz?
Bir de “Neden bazı kadınlar bazı yerlerini çok fazla açar?” diye de sorgulamışsınız ve üstüne de “bazı yerleriyle ilgili kompleksleri olduğunu, bazı yerlerini açarak dikkati oraya çektiğini” de belirtmişsiniz. Yani bir kadın sadece canı istediği için transparan kıyafet giyemez öyle mi? İllaki bunun altında bir şey mi aramak lazım?
İşin en komik tarafı da işin içine ramazan ayını katmanız olmuş. Nasıl güzel din üzerinden insanları yönlendirmeyi biliyorsunuz. Gerçekten siz bu işi kapmışsınız.
Magazin yorumcusu olmak, arada sırada da olsa insanların başarılarıyla gurur duymak demektir; sadece fiziksel görüntüsünü eleştirmek, ağır ithamlarda bulunmak değildir. Özellikle de bir kadına… Neyse, şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Umarım bunları dikkate alırsınız.
Gerçekten de magazin yorumcularının birçoğu (işini iyi yapanlar hariç) “ağzı olan konuşuyor.” deyiminin vücut bulmuş hali. Başka ne denir ki?
Unutmadan Bircan Bali ve Ece Erken'e de küçük bir sürprizimiz ve önerimiz var. 6 Mart tarihli yayınınızda “Yüzleri birbirine benzemeye başlayan ünlüler” konunuzu başlığımızla birlikte bizden aparmışsınız.
İlgili içeriğimiz de bu. Bari başlığı ve fotoğrafları değiştirseydiniz yahu. Azıcık özgünlük hiçbir şey kaybettirmez size. Yukarıda söylediklerimle birlikte bunu da unutmayın.
SİZ BU KONUDA NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ? YORUMLARDA BULUŞALIM!