House M.D. uyarlaması Hekimoğlu dizisinin 2. bölümü yayınlandı. İlk bölümde olduğu gibi de toplumsal olaylara dikkat çeken sahneleri çok konuşuldu.
Geçen hafta dizinin ilk bölümünü anlatmıştık
Bu haftaki vakada genç, liseli bir öğrenci vardı. Bir anda basketbol maçında yığılan gencin sorunu, yine Ateş Hekimoğlu ve ekibinin çabaları sonucu anlaşıldı.
Hekimoğlu, gece nöbetleri şikayetiyle gelen hastanın ailesinin, gerçek ailesi olmadığını iddia etti. Aile deliye dönünce de şüpheleri iyice arttı.
Daha sonra bu kanıya çocuklarının çenesindeki çukurun, ailede olmadığını gördüğü için vardığı anlaşıldı. Anne ve babada olmazsa, bu çukur çocukta olamazmış.
Hatta ekibiyle bir iddiaya bile girdi. Sonunda DNA testini kaçak olarak yapınca da gerçek ortaya çıktı.
Ailenin içtiği kahve bardaklarından örnek aldı.
Peki biyolojik ailesinin başkaları olduğunu öğrenmesi ne işe yarayacak? İşte o noktada Ateş aydınlanmayı yaşadı.
“Bebekler aşılarını, ilk 6 ay annesinin bağışıklık sistemiyle korundukları için, 6. aylarından itibaren olurlar.” Hastanın biyolojik annesi de aşılarını olmamış. Dolayısıyla kızamık virüsü vücudunda mutasyona uğramış ve şimdi öldürücü bir hale gelmiş.
Olay çözüldü ve hasta tedavi oldu. Ateş ne kadar nefret etse de yine bir poliklinik muayenesi sayesinde durumu çözdü.
Buradaki hasta körüm diye doktorları panik edip sonra trollediğini söyledi. Yetmez gibi devamsızlık için rapor istediğini söyleyince de Ateş onu kovaladı.
Poliklinik sayesinde tanıştığı bir 'aşı karşıtı anne'nin bebeğini aşıya getirmesiyle Evreka anını yaşadı. Peki bölüm sonrası en çok konuşulan olaylardan olan bu aşı karşıtlığı konusu nedir?
İlk bölümde de bir anne ilaç şirketlerinin oyununa gelmediğini, çocuğuna gereksiz ilaçlar vermediğini söylemişti. Astım hastası oğlunun hayatını tehlikeye attığını da Ateş en sert ve gerçekçi şekilde belirtmişti.
Bu bölümde de bebeği hastalanan bir annenin, yine çok uluslu ilaç firmalarının oyununa gelmemek için aşı yaptırmadığını söylemesiyle ateş patladı.
Bu durum şu an tüm dünyanın gündeminde. Yıllar önce aşılar sayesinde yendiğimiz kızamık, çocuk felci gibi hastalıkların geri dönmesinden korkuluyor.
Bir yandan da her şeyin organiğini tüketeyim derken, bazı pazarlama hilelerine de maruz kalıyorlar. Bal gibi ilaçlı ya da kimyasal ürünleri sadece daha pahalıya alıyorlar.
Çocuğunun oyuncağını bile bu şekilde alan anneye; “Organik helva da kavurmayı biliyorsunuz değil mi? Aşı yaptırmamaya devam ederseniz yakında helvasını yersiniz bebeğinizin de.”
“Anne sütündeki antikorlar bebeği sadece ilk 6 ay boyunca korur. İşte o büyük ilaç firmaları tam da bu yüzden sizi kazıklamaya çalışıyor. Çakal bunlar ya!” diyerek annenin farkındalığa ulaşmasını sağlamaya çalıştı.
Organik denilen oyuncaklara da, gıdalara da değindi ve asıl büyük yalanın bu olabileceğini, organik ürün satışının karlı olmasından dolayı kandırılabildiklerini söyledi.
Başarılı da olmuş ki, anne daha sonra bebeğini aşılarını yaptırmaya getirdi.
Bu sahne büyük ses getirdi ve tebrikleri topladı.
Belki dizideki gibi birçok annenin de iyi bir şey yapayım derken bebeğine nasıl zarar verdiğini anlamalarına yol açar.
Tarihe gömdüğümüz hastalıkların geri dönmesinden korkuyoruz…
Doktorların da mücadele etmekte zorlandığı bir konu.
Okulda yemekhanede organik olmayan yoğurt verildi diye olay çıkaran veliler, acaba çocuklarınız bağışıklığı nasıl gelişecek çok merak ediyoruz.
Ah Sone Yalçın ah…
Reytingleri gayet iyi giden dizinin ikinci bölümü Kadın dizisini geçerek 3. oldu.
Duyarlılığı için takdir ettik. Umarız daha da çok izlenir!