İnsan şöyle bir durup “Nerden nereye?” demeden edemiyor değil mi?
80'li yılları bilenler, dönemin en çekici kadınlarından birinin Güngör Bayrak olduğunu da çok iyi hatırlayacaktır. O yılların “marjinal” diyebileceğimiz bir ikonuydu kendisi.
Henüz kimsenin transparan ve yüksek dekolte sahne kostümlerini giymeye cesaret edemediği yıllarda, Güngör Bayrak özgüvenli bir şekilde taşıyordu bu kıyafetleri. Hatta oldukça amiyane bir tabirle insanlar onu “Donsuz Şarkıcı” şeklinde tanımladı.
Bunun sebebi de dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura oldu bir nevi. Çünkü Özfatura, Güngör Bayrak'ın transparan kıyafetinin içinde iç çamaşırı olmadığı gerekçesiyle İzmir Fuarı'nda sahneye çıkmasına izin vermedi.
Güngör Bayrak “Ben buraya mevlüt okumaya gelmedim, seyirci beni sahnede bu elbiseyle görmek istiyor” diye karşılık vermişti. Ardından “Sayın Başkan beni seviyor ve kıskanıyor ki sahneye çıkmamı yasakladı; seven erkek kıskanır..” şeklinde bir açıklama daha yapmış ve Burhan Özfatura'nın iyice sinirlenmesine sebep olmuştu.
O elbise işte bu elbise
Başbakan Turgut Özal'ın “İşinizi gücünüzü yapın” vetosundan sonra Özfatura, Güngör Bayrak konusunu kapattı. Konyalı Şerife olarak hayatına başlayan ve 6 aylıkken evlatlık verilen Güngör Bayrak'ın hayatı ise ilginç bir peri masalı olarak devam ediyordu bu arada.
Evlat edinen ailesi tarafından “Bari bundan sonra gün yüzü görsün” denilerek adı Güngör olarak değişti. Evlatlık verildikten sonra yatılı okulda okumuş, oradan da hemşirelik yüksek okulunu kazanmıştı. 3 yıl hemşirelik okuduktan maddi imkansızlıklar yüzünden okulu bırakıp bir kahvecide garsonluk yapmaya başladı.
20'li yaşlarına yaklaştığında ise güzelliği fark edilmiş ve yavaş yavaş o ışıltılı dünyaya giriş yapmıştı bile. Önce mankenlik, sonra oyunculuk, sonra da şarkıcılıkla tanıştı. Hem başarılıydı, hem de dönemin balık etli ünlü kadınlarının karşısına ince fiziğiyle rakip olarak çoktan çıkmıştı bile.
1987 yılında Cezayir asıllı Fransız iş adamı Sir Havari Berichi ile aşk yaşadıktan kısa bir süre sonra evlenince “Konyalı Şerife” birdenbire Leydi Güngör Bayrak oldu. Eşinin “Sir” ünvanı, ona bir Leydilik kazandırmıştı artık.
Nitekim 10 yıl sonra Türkiye'ye Leydi olarak döndüğünde kaldığı yerden devam ettiğini gösteren “Leydi Şerife” kasetini çıkardı. Albüm Güngör Bayrak'ın dönüşü olduğu için magazinel anlamda ses getirdi ancak sanatsal anlamda hafızalarda o kadar da yer etmedi.
Sir Havari Berichi ile yaptığı evlilikten şu an 40 yaşlarına yaklaşmış bir oğlu var Güngör Bayrak'ın. Peki Leydilik ona yetti mi dersiniz?
Cevap verelim, pek yetmedi. Türkiye'ye döndükten sonra yeniden üniversite sınavlarına girerek yarım bıraktığı eğitim hayatını tamamladı. 46 yaşında Marmara Üniversitesi Fransızca Öğretmenliği'nden mezun oldu ve bir süre öğretmenlik yaptı.
2006'da eşini kaybettikten sonra dizi ve film dünyasına dönüş yapan Güngör Bayrak'ı özellikle Gümüş dizisinin hayranları iyi hatırlarlar.
2012 yılında ikinci evliliğini aile dostu olan Bülent Özyürük'le yapan Güngör Bayrak'ın düğün hediyeleri çok konuşuldu. Güngör Bayrak, yıllar sonra bile bir şekilde magazin gündeminde olmayı başarıyordu.
“Bir yat, Bodrum’da, Büyükçekmece’de ve Ulus’ta bir ev, yalı dairesi ve Paris'te bir iş yeri” Güngör Bayrak, bunların kendisinin talebi değil, eşinin hediyesi olduğunu da söylüyor.
“Sir ile evlenirseniz leydi olursunuz. Ben bir kralla evlenseydim prenses olacaktım. Leydilik aslında herkesin olması gereken, kadınlara yakışan bir şey.” demiş bir de kendisi. İsteyen herkes olur inşallah, ne diyelim…
Hükümetin bile gündemi olmuş Konyalı Şerife'nin Leydi Güngör Bayrak olma hikayesi gerçekten de enteresan. Şu an onu pek göremesek de Güngör Bayrak için bir devrin tabu yıkıcısı diyebiliriz; hatta dedik bile…