Belirli Bir Ücrete Tâbi Tutulsalar da Aslında Hiç mi Hiç Para Vermek İstemediğimiz 15 Şey

www.memurlar.net

Hadi katlı otoparklara bir şey demiyorum. Adam uğraşmış yapmış ama yol kenarındaki o “sözde” otoparklar yok mu? Hangimizin içi acımıyor ki?

Emlakçılar da ekmek yesin tabii ama ev bakmaya gelen benden neden bir kira parası alıyorsun? Sen zaten ev sahibinden ücret almıyor musun kardeşim? Don’t 

Bir ara ne güzel ortalıktan kalkmıştı bu olay… Havale için ayrı para, EFT için ayı para hele bir de mesai saatinden sonra yapılan transferlerin parası var ki neyse… Ha bir de ATM bulamayınca mecburen kesintiye rağmen başka bankanın ATM’sinden para çekmek var.

Bir nevi “denize girme parası” alınan plajlar için şezlong parasını ayrıca vereceğinizi bilmelisiniz. Bu sektör öyle bir hal aldı ki halk plajları bir elin parmak sayısını geçmiyor.

Bu gerçekten çok iç acıtıyor… Ne olurdu bir avuç fıstığı ücretsiz verseniz? Hemen bitiveriyor zaten.

Neyse ki navigasyonda “ücretli yolları kapat” diye bir özellik var.  Bir de mecburen kullanmak durumunda kalmasak…

Bu durum yeni iş kapıları bile açtı. Derbi izlenen kahvehaneler ve kafelerden sokaklarda “gol” sesleri yankılanıyor.

Dünya üzerindeki tüm kadınların her ay mecburen kullanmak zorunda kaldığı bu ürünleri keşke devletimiz karşılasa! Üstelik pek çok ülkenin bunu yapmaya başlamış olduğu bir dönemde…

Hadi bu da bir ekmek kapısıdır ama paramız olmayınca nereye yapalım? Bir de bozuk para olmayınca içeriye giremezsiniz diyenler var ki düşman başına. 

www.negatif.net

Oturur oturmaz su önünüze getirilir ve açılacak mı açılmayacak mı diye gözlemlenir. Bazen boşluğa düşülür ve su açılır. Daha fazla anlatamayacağım…

Zaten param olmadığı için kredi kartı almışım bir de aidat ödemek ne demek? Bir de bunların kartı verirken “aidat yok” deyip daha sonra ekstrede “ufak” bir kesinti yapanları var…

Zaten okula para vermek istesek özel okula gideriz. Devlet okulunda piknik parası, top parası, yerli malı haftası parası, dosya parası derken bir de okulda hiçbir değişiklik görememek… Nereye gidiyor bu top paraları?

Sırf “Uludağ’ın zirvesinden” gidip almadık diye şişelenmiş haline sürekli para veriyoruz. Yok mu şöyle Kaz Dağlarının eteklerinde müstakil bir köy evi?

Neyse ki bu “muazzam” teknolojik gelişme ülkemizde çok da yaygın değil…

Poşete para vermek yerine ücretsiz kese kağıdı verilse mesela? Gördüğümüz kadarıyla poşet kullanımı pek azalmadı çünkü…