MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde;
Tarih sahnesinde onlar yokken biz vardık. Gün gelecek onlar yine olmayacak ancak biz her zaman var olacağız. Kıtalarda bizim sözümüz geçerken, kıyıda köşede yer bulmak için çırpınanlar bugün bize medeniyet dersi vermeye kalkıyorlar. Olmayan kusuruzumu beşeriyet duvarına asıyorlar. Çıkarcılar iş birliği yapıyor. Taviz vermeyiz, teslim olmayız. Yılgınlık göstermeyiz.
“İKAZEN DİYORUM Kİ YA BUGÜN YA DA YARIN…”
Terör örgütü ile görülecek acıklı bir hesabımız vardır. İkazen diyorum ki, ya bugün ya da yarın devran döndüğünde vahşetin ilkel ortaklarına müsamahalı davranan, tıpkı onlar gibi alçak olacaktır. Terörle mücadele çok boyutlu ve karmaşık bir süreçtir. Türkiye bunun mücadelesini vermektedir. Teröristleri kullanan, mali ve lojistik destek veren ülkelerle de kıran kırana mücadele sürmektedir.
“PKK/YPG İHANET VE CİNAYET KUMPASIDIR”
Terörle mücadelede, teröristlerin arkasında duran şirretlerin yüzüne ayna tutmak farzdır. Kolumuzu kesmeye çalışan ülkelerin ikiyüzlü tavırları artık sabrımızı taşırmıştır. PKK/YPG ihanet ve cinayet kumpasıdır.
PENÇE YILDIRIM VE PENÇE ŞİMŞEK HAREKATI
Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Yurt içi ve yurt dışında yuvalanan terör örgütüne darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Irak’ın kuzeyindeki Metina, Avaşin ve Basyan’daki terör hedefleri havadan ve karadan ateş altına alınmıştır. Kandil’de belirlenen nokta hedeflere savaş uçaklarımız hava akını düzenlemiştir. Hava hücum harekatı ile bölgeye giden komandolarımız teröristleri, barınak ve sığınakları tek tek imha etmiştir. Hainler korkuya kapılmış, kaçacak delik aramışlardır. Ancak, korkunun ve kaçmanın ecele faydası yoktur. Ara, bul, yok et parolası ile hainlerin kanlı defteri Allah’ın izni ile dürülecektir. Bu hainlerin kanı kuruyana kadar bu mücadeleden dönüş yoktur. Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz ile övünüyorum. Operasyondaki askerlerimizin alınlarından öpüyorum. Hepsinin yanındayız, arkasındayız, hepsine dua ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, tedavi görenlere şifa diliyorum. Karşımıza kim çıkarsa çıksın, teröristler ve sahipleri üzerimize kim gelirse gelsin biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun.
Kahramanların inancı, devletin iradesi tam ve eksiksizdir. Hıyanet ve melaneti geçim kapısı gören insanlık düşmanlarını acımadan cezalandırmak hakka ve hukuka hizmettir.
Bir yanda kripto para vurgunu ile gri pasaport rezaleti, diğer yanda kaybolan atlar, Karadeniz’de sert kutuplaşma, ülke gündeminin başlıca tartışma konuları arasındadır.
“SAYIN TATAR HAK SAVUNAN BİR CESUR YÜREKTİR”
27-29 Nisan’da BM gözetiminde garantör devletlerin katılımı ile Cenevre’de yapılacak gayriresmi Kıbrıs konferansı da milli bir konudur. Egemen iki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır. KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Cenevre’yi baltalamak için devreye girmesi, bize göre uyuyan komünist hücrelerin tekrar harekete geçtiğini işaretidir. Bu ahmağın Sayın Tatar’a yönelik, ‘Cenevre’de Türkiye’nin papağanı olacaktır’ açıklaması EOKA’cı bir ağzın hezeyanıdır. Sayın Tatar bir papağan değildir, hak savunan cesur yürektir.
BIDEN’IN SKANDAL ‘SOYKIRIM’ İFADESİ
Ne garip, ne tuhaftır ki, karanlık geçmişlerinden utanmayan ülkelerin, tarihin hiçbir devrinde yaşanmamış soysuz propagandalarına maruz kalıyoruz. Tarihimizi sorgulatmayız. Milli şerefimizi sonu ölüm bile olsa tartışmaya açtırmayız. ABD’nin yeni Başkanı, Ermeni lobilerinin gözüne girmek zihniyeti ile sözde soykırımı tanıyacağını duyurmuştu. Sonunda lobilerin oyuncağı olduğunu, yalana sımsıkı sarılarak ispat etmiştir. Biden’ın 24 Nisan tarihli açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüştür. Bizim sorunumuz ABD halkı ile değil. Sözde soykırım beyanı Türk Milleti nezdinde hükümsüzdür, açıklaması, kağıt parçasından ibarettir. Soykırım çetelesi tutanlar, gerçekten medeniylerse kendi bastıkları zalim ayakizlerine, kan ve dehşet çukurlarına dikkatle bakmalı. 1915 olaylarında hayatlarını kaybedenleri onurlandırdıklarını dile getirmiştir. Nasıl onur katacakları başka bir tartışmanın konusudur. Biden ifitra kampanyasına kurşun askerlik yapmakla kalmamış bir de Konstantinopolis ifadesi kullanmıştır. Osmanlı’da böyle bir şehir yoktur, bizim İstanbul’umuz vardır ve dünyanın en büyük Türk kentidir.