Ne kadar güzel oyunlar çıksa da, ne kadar oynamak istesek de bir çoğumuzun bilgisayar sistemi istediğimiz oyunu oynamaya müsaade etmiyor. Tabii bu da oldukça acıtan durumlar ortaya çıkarıyor. 🙂
1. Her an bilgisayarın donması ve oyunun her karesinin ekrana parça parça gelmesi.
2. Altında tost yapacak seviyede bilgisayarın ısınması.
Özellikle laptoplarda oyun oynamak isteyenlerin başına gelen en büyük sorunlardan bir tanesidir. Bilgisayarın altına tost koysak pişirecek cinsten ısınan bilgisayarlar tam da bu aylarda hiç çekilmez bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
3. Rakibini vurduğunu zannederken aslında vurmamış olması.
Birazcık internet çokça da bilgisayarın sistem gereksinimi yüzünden başa gelen bu durum tüm hayalleri yıkacak cinsten. Tam rakibi vurdum dersin iki saniye sonra bir bakarsın ki rakip seni vurmuştur….
4. Hep nostaljik oyun oynamak zorunda kalınması.
Nostaljik oyunlar yeri geldiğinde birkaç arkadaş toplanıp, geçmişi yad etmek için harika bir fikir olsa da, günümüzde öyle güzel oyunlar çıkıyor ki onları oynayamayıp sürekli çocukluğumuzda oynadığımız oyunları oynamak gerçekten yüreğimizi burkuyor.
5. Saatlerce nasıl oynayabileceğini aranması ve hiçbir sonuç alınamaması.
“Şu ayarlara düşürsem, şu programı kursam, arkada hiçbir şey açmasam olur ya” diye düşünülür ama oyunu açtığınızda, yine koca bir hayal kırıklığı sizi karşılar. İnsan bile bile umut ediyor…
6. Sistem grafiklerini en düşüğe getirip nostaljik oyun oynuyormuş gibi olunması.
Tabii bazı oyunlar eğer biraz da şanslıysak düşük grafiklerde oynamamıza izin veriyor ama bu sefer de insan sanki Commodore 64'te oynuyormuş gibi hissediyor. Tabii bu durum da içimizi acıtmaya yetiyor da artıyor. 🙂
7. Yüksek grafikli oyunların videolarının internetten izlenmesi.
Saatlerce internetten yayıncılarından “madem oynayamıyorum bari izleyeyim” düşüncesiyle izlenen videolar da bu acıya dahil. Bazen muhabbetten zevk alınsa da insan “keşke ben de oynayabilseydim!” diye düşünmeden edemiyor.
8. Yeni bilgisayar bakıp fiyatını görünce derin bir geçirilmesi.
Artık bu durumdan oldukça sıkılmışızdır “yeni bilgisayar alacağım” diye düşünmeye başlamışızdır, ta ki çoğu yerdeki fiyatları görene kadar. 🙂
9. Bilgisayarın sürekli kapanmasıyla ve hata vermesiyle sabır sınavına girilmesi.
“Zaten bilgisayar kaldırmayacak da ben yine de bir deneyeyim.” dersin. Lakin bilgisayar oyunu o kadar kaldıramamıştır ki hata üstüne hata verir.
10. Sürekli değişik programlar kurup ayarların güncelleştirilmesiyle geçirilen saatler.
“Ekran kartını güncellesem, bilgisayarı da güncellesem olur aslında ya!” diye umutlanmayın. O donanımın en son güncellemesi 2010 yılına ait…
11. Kendimizi avutmak için “eski oyunların hikayesi daha sağlam aslında ya” diye iç geçirilmesi.
Tamam, bazı eski oyunların hikayesi gerçekten daha sağlam olabiliyor da ya görüntü kalitesi, ya yeni oyunların saatlerce gelişen hikayesi ne olacak…
12. Arkadaşa veya internet kafeye gidip oyun oynanması.
“Kanka bu akşam sana geleyim mi ya, takılırız. :)” şeklinde atılan mesajlar hep o güzel bilgisayarda 1-2 el oyun atabilmek için değil mi, kabullenelim. 🙁
13. Arkadaş ortamında yalnız kalmamak için çıkan bütün oyunların hikayesinin ve olayının baştan sona kadar bilinmesi.
Oynayamadığımız oyunun fizik motoru, hikayesi, karakter gelişimi hakkında en derin ayrıntılarına kadar bilmek de bu acı durumlara dahil.
14. Bedava oyun bulunduğunda “elbet bir gün oynarım” diye kütüphaneye eklenmesi.
Ekleyelim ekleyelim, kim bilir iyi bir çocuk olursak belki bir gün şirinleri görebiliriz…
Düşük donanımlarda bile akıcı bir performans sunan %100 yerli, %100 aksiyon dolu Zula dünyasına adım at!
Üstelik oynamak için aşırı gelişmiş sistem gereksinimleri içeren bir bilgisayara sahip olmana da gerek yok!
Sen de Zula’ya kayıt olup hemen ücretsiz oynayabilirsin!