Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in son birkaç yıldaki arsa yatırımlarını takip edenler “Neden?” sorusunu sormadan edemiyor. Gates sadece parasını mı değerlendiriyor, yoksa başka bir amaç mı güdüyor?
25 yıllık bir finans stratejisi
Seattle’da doğup büyüyen, halen de orada yaşayan Gates’in satın aldığı arazilere bakıldığında, ABD’nin 19 eyaletine yayılmış olduğunu görmek mümkün. Özellikle de Louisiana, Arkansas, Arizona gibi eyaletlerde verimli topraklar satın alan Gates’in bu yatırımları 25 yıllık bir finans stratejisinin ürünleri olarak görülüyor.
Microsoft’un kurucusu olan Gates, 1994 yılında servetini farklılaştırma kararı aldı. O tarihte Gates’in zenginliğinin büyük bir kısmı Microsoft’un yüzde 45 hissesine sahip olmasından geliyordu. Yatırımlarını çeşitlendirmek isteyen Gates, bir bono yöneticisi olan Michael Larson’a başvurdu. Larson’ın yönlendirmesiyle Cascade Investment isimli bir şirket kuran Gates, dümeni de Larson’a bıraktı. Gates’in bir teknoloji zengininden toprak ağasına dönüşmesinin arkasında da Larson’ın hamleleri yatıyor.
Gates, Larson’la çalışmaya başladıktan sonraki ilk 20 yılda, ülkenin farklı yerlerinde 100.000 akreden fazla toprak satın aldı. Bu yatırımlar tek başına bile oldukça dikkat çekici. Ancak Gates’in 2017’den bu yana satın aldığı arazilerin büyüklüğü, bu yatırımları bile gölgede bırakacak cinsten. 2017’de Cascade Investment, 9 farklı eyalette 100.000 akreden fazla toprağa yarım milyar dolardan fazla para yatırdı. Bir sonraki yıl sadece bir araziyi 171 milyon dolara satın alan şirket, birkaç ay içinde toplamda 690 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi.
Servetinin yüzde 0,5’ine denk geliyor
Forbes dergisinin bu hafta açıklanan milyarderler listesinde dördüncü sırada bulunan Gates’in şu anki varlığı 129,2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Yani söz konusu harcama Gates’in servetinin yüzde 0,5’ine denk geliyor. Satın aldığı araziler ise ABD’nin toplam tarım topraklarının yüzde 0,25’ini oluşturuyor. Ama yine de bu kadar kısa sürede bu kadar büyük yatırımlar dikkat çekici. Peki neden?
Şaşıracaksınız ama analistler bu sorunun cevabının “para” olduğunu düşünüyor. Sonuç itibarıyla Larson’ın görevi Gates’in servetini büyütmek. Tarım arazilerine, özellikle de verimli tarım arazilerine olan talep de dünya nüfusunun artış hızına bağlı olarak gittikçe artıyor. Özetle Gates, çağımızın en değerli ve sınırlı kaynaklarından birine yatırım yapıyor.
Açıklamasında ‘iklimle alakası yok’ dedi
Öte yandan parasını neden tarım arazilerine harcadığı sorusu Gates’in kendisine de soruldu. Son kitabı ‘How to Avoid a Climate Disaster’ın (Bir İklim Felaketinden Nasıl Kaçınılır) tanıtımı için 21 Mart’ta Reddit platformunun AMA (Bana İstediğinizi Sorun) oturumlarından birine konuk olan Gates’e katılımcılardan biri, “Hey Bill! Neden bu kadar çok tarla alıyorsun?” diye sorunca Gates’in yanıtı şöyle oldu: “Yatırım grubum bu kararı verdi. İklimle alakası yok.”
Bu sözler Gates’in bu konudaki ilk yorumu olarak tarihe geçti ancak birkaç dakika sonra yazdıkları bunun tam tersiydi. “Tarım sektörü önemli” diyen Gates şöyle devam etti: “Daha fazla üretken tohumla, orman tahribatını önleyebilir ve Afrika’ya halihazırda yaşadıkları iklim zorluklarıyla başa çıkmaları için yardımcı olabiliriz.”
Ardından su konusuna da değinen Gates, “Bol miktarda suyumuz var. Sorun şu ki bu suyu tuzdan arındırmak ve ihtiyaç duyulan yere nakletmek pahalı bir iş. Maliyetler bizi suyun tarımda kullanımından uzaklaştırıyor. Yeni tohumlar su tüketimini azaltabilir ancak bazı bölgelerde eskisi kadar çok tarım yapılamayacak.”
Et konusuna da sık sık değiniyor
Bütün bunları Gates’in satın aldığı arazilerde sürdürülebilir tarım metotlarıyla denemeler yapacağının işareti olarak okumak yanlış olmaz.
Dahası Gates sadece tarımla değil hayvancılıkla da oldukça ilgili. Gates özellikle gelişmiş ülkelerde eti için üretilen ve atmosferdeki sera gazı miktarına büyük etkisi bulunan kasaplık hayvanların yerine Impossible Foods ya da Beyond Meat gibi sentetik etlerin tüketiminin yaygınlaşması gerektiğini savunuyor. (Cascade Investment, Beyond Meat’in de hissedarları arasında.) Bu açıdan bakıldığında da Gates’in yatırımları sadece bir yatırım değil, aynı zamanda dünyayı kurtarma projesinin bir parçası gibi görünüyor. (Cascade Investment’ın hissedarı olduğu şirketlerden biri de traktör üreticisi John Deere.)
Cascade Investment’tan bağımsız bir kuruluş olan Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği bir tarımsal innovasyon projesini de burada hatırlamak gerek. “Gates AgOne” isimli proje kapsamında “gelişmekte olan ülkelerdeki çoğunluğu kadın olan küçük çiftçilere, ürün verimliliğini sürdürülebilir biçimde artırma ve iklim değişikliğinin etkilerine adapte olma” desteği sağlanıyor. Gates çiftinin bu vakıf aracılığıyla çeşitli hayır işlerine 35 milyar dolar harcadı ve harcamaya devam ediyor.