Sancar valla sen adam olmazsın…
Sefirin Kızı'nın geçtiğimiz bölümü yine full heyecan dorukta geçti. 7. bölümün sonunda ise Nare, Melek'i alarak yurt dışına kaçıyordu.
Gediz mektubu okur okumaz koşarak Sancar'a geldi, Nare'nin kendisine bir mektup bırakarak gittiğini ve nereye gittiğini bilmediğini söyledi.
Tabii ikili arabaya atlayıp uçar gibi havaalanına gittiler.
Ancak yetişemediler, hatta Sancar havaalanında olay çıkarınca geceyi nezarethanede geçirmek zorunda kaldılar.
Sancar'ın yaptığına şaşırdık mı? Hayır tabii ki…
Nezarethaneden çıkınca da kavga gürültü devam etse de, bir şekilde plan yapmaya başladılar.
Dizinin en neşeli, çatlak, ortalığı karıştıran ama melek gibi olan eltisi Elvan'sa durumları toparlamaya çalışıyordu öte yandan.
Geçtiğimiz bölüm Sancar'ın annesinin yaptıklarını öğrenmesinin ardından annesini evden kovması tüm aile fertlerini perişan etti. Otelde kalan Halise'yi ziyarete gelen Elvan, “nasıl böyle bir şey yapabildin” diye sormaya kalkınca Halise, gelinini en hassas yerinden vurmaya kalktı. Ancak Elvan içimizi soğutarak lafı gediğine koydu! Ardından konağa işçilerin geleceğini duyunca itibarlarını düşünüp Halise'yi kolundan tutup konağa getirdi…
O sırada ilk iş Güven Çelebi'nin yanına geldi Sancar ve Gediz. Nare'nin nereye gittiğini sordular ama elbette mantıklı düşününce Nare'nin nereye gideceğini babasına söylemesi mümkün değildi.
Nare'nin daha önce Melek'in velayetinin babasında olmasından dolayı imzasını taklit ederek noterden izinli kağıt aldığını öğrendik, böylece babasından habersiz istediği yere Melek'i götürebiliyordu. Sancar'la Gediz bunu öğrenince küçük bir şok olsalar da Büyükelçi'nin hatırlı dostları aracılığıyla uçak listelerini öğrenmeyi amaçlıyorlardı. Bu amaçla Güven Çelebi'yi parayla kandırıp doğruca yanlarına çektiler ve zeytinliğe götürdüler.
Azledilmiş Büyükelçimiz, dostlarının aslında pek de hatırlı olmadığını fark ederken, Gediz'le Sancar da belediye olayını onlara söyleyip başlarını yakan köstebeği öğrenmek istiyorlardı.
Bu sebeple küçük bir “kaynar su şov” yaparak Güven Çelebi'yi korkutmayı başardılar. Belediyeden para çaldıklarını ona söyleyenin Akın olduğunu ağzından alabilseler de Akın'a kimin söylediğini anlayamadılar…
O sırada Elvan'ın Sancar'ı aramasıyla işin rengi değişmeye başladı… Bir program sayesinde Nare'nin kullandığı telefonun yerini tespit edebildiler.
Ve Nare'nin Barselona'da (!) olduğunu öğrendiler. Ancak atladığı başka bir nokta vardı aslında, o da Nare'nin planları…
Nare, havaalanında tanıştığı İspanya'ya giden bir adama para vermiş, telefonunu oradaki arkadaşı İsabel'e teslim etmesini istemişti.
Tüm olanlardan haberi olan Kavruk'la da anlaşmış, havaalanı planını düzgünce gerçekleştirdikten sonra oradan beraber ayrılmışlardı.
Oradan da doğruca Kavruk'un dedesinin zeytinliğin içinde bulunan evine geçtiler.
Para verdiği adam Nare'nin arkadaşı İsabel'e ulaşınca, plan tamamlanmış oldu aslında. İsabel uçak modunu kapatıp Akın'ı aradı ve sanki Nare telefonunu kaybetmiş gibi konuştu.
Akın da Nare'nin nerede olduğunu (!) öğrenince onun peşine düşmeye karar verdi. Bunu yaptı da!
Sahte pasaport çıkartmak için 100 bin lira bulması gerekiyordu Akın'ın, ancak ortada elbette böyle bir parası yoktu. Mali Şube bütün hesaplarını bloke etmişti ve zaten kaçak durumdaydı.
Müge'yle konuşup sanki oradan beraber kaçacaklarmış ve paraya ihtiyaçları varmış gibi hareket etti; Müge'nin onun için her şeyi yapacağını biliyordu. Geçtiğimiz bölüm hatırlarsınız polislerden kaçırmak için Nare marinanın kasasındaki parayı kaçırmış, Müge'yle Neşe'nin yardımıyla Neşe'nin evindeki sandığa koymuşlardı parayı. İşte Müge o parayı almaya, hatta daha doğrusu çalmaya karar verdi. Ancak Akın önce iyi adamı oynayıp bunu engelledi, ardından paranın yerini öğrendiği için başka bir planı devreye soktu.
Müge'yle Akın uğraşadursun, Nare ve Melek'in zeytinlikte keyfi yerindeydi. Sancar ise Nare'nin Gediz'e mektup yazmış olmasını sindirmeye çalışıyordu.
Bu büyük aşk hikayesinin en büyük parçası mektuplardı ve Sancar zeytinlikte Nare'yle geçirdiği günleri, Nare'nin mektuplarını hatırlayıp üzülüyordu. Nare'nin ona mektup bırakmak yerine Gediz'e bırakmış olmasını kaldıramıyordu.
Karanlık çöküp akşam olunca Gediz, Müge ve Refika bir yandan, Akın ve kalpazanı bir yandan sandıktaki paranın peşine düştü.
Müge Akın'a paranın yerini söylemişti ve Akın o parayla sahte pasaport yaptırıp kaçmak istiyordu; Refika ise o paranın kendi hakkı olduğunu ve Halise'ye kaptırmaması gerektiğini düşünüyordu bu yüzden çocuklarını yollamıştı.
Ancak Akın, Gediz'le Müge'den önce davranıp sandığın hepsini boşalttı.
Gediz ve Müge ise gelip sandığa bakınca paraların yerinde Nare'den bırakılmış bir not buldular. Elbette Akın, Müge parayı onun aldığını anlamasın diye suçu Nare'ye yıkacaktı…
Diğer yanda, Kavruk Gediz'le konuşup onun Barselona'ya gideceğini öğrenmiş ve koşarak Nare'ye gelmişti. Nare tabii şok olmuş bir vaziyette ne yapacağını şaşırıp kaldı…
Planı yalnızca Akın'ı uzaklaştırmak ve uğraştırmakken, Sancar ve Gediz'in onu bulacağını (!) ve peşine düşeceğini akıl edememişti. Sancar ve Akın'ı aynı yere yollamak, Sancar'ın yapacaklarını düşünmek, başını derde sokmak istemiyordu. Bu işleri daha beter bir hale getirirdi elbette.
Hatta Akın çoktan parayı ve pasaportu almış Barselona'ya gitmek üzere havaalanına gelmişti bile.
Sancar ve Güven ise hemen arkalarında sıra bekliyorlardı fakat birbirlerini görmediler. Bu sırada ikili konuşurken Sancar başka bir şeyi fark etti…
Aslında Melek ve Nare'nin hiçbir yere gidemeyeceğini… Çünkü Güven Bey'in siyah pasaportu onlarda da vardı ve o diplomatik pasaportlar iptal olduğu için onlar da hiçbir yere gidemezdi, normal pasaport çıkartmaları için yeterli süre geçmemişti ellerine ya da fırsat… Sancar bunu fark edince gerisin geri havaalanından döndü.
Bu sırada Nare, Sancar'ın Barselona'ya uçmaması için Gediz'i aramış ve durumu anlatmıştı. Fakat onun uçağa aslında binmediğini bilmiyordu.
Bu yüzden Nare'ye bunu boş vermesi gerektiğini, bir şey olmayacağını, biraz dolaşıp geri geleceğini söyledi. Telefon konuşmasının ardından direk Nare'nin yanına gitmek için yola çıkan Gediz, Sancar'ın kendisini görüp takip ettiğinden habersizdi elbette.
Gediz geldikten sonra, Nare ona Akın'ın odasına kadar girdiğini, Müge ve Refika'yı kandırdığını anlattı, kaçmasının sebeplerini söyleyip bir bir içini döktü.
Ardından Gediz tabii parayı çalmasına gerek olmadığını, istese vereceklerini söyledi. Nare ise parayı Müge'nin almış olabileceğini düşünerek, “parayı isteseydim kaçacağımı anlardınız” dedi. Her şeye rağmen Müge'yi korumaya devam etti yani…
O sırada Sancar sessizce onları uzaktan izliyor, kıskançlıktan kuduruyordu tabii!
Ortaya çıkınca da direkt Melek'in yanına gideceğini söyledi Nare'ye, “beni burada bekle” diyerek.
Melek ve Sancar'ın kavuşma anı çok güzeldi. Enerjileri o kadar tutuyor ki gerçek bir baba-kız gibiler, etkilenmemek mümkün değil.
Ardından Melek'i Kavruk'a emanet ederek Nare'yle zeytinliğin içine doğru ilerlediler.
Sancar'ın sorduğu ilk soru, “bana neden mektup yazmadın'' oldu…
Nare ise, “Ben sana hep mutlu mektuplar yazdım. En azından mektuplar mutluydu. Ama artık o kız yok” dedi. Sancar da Nare'nin yalanlarını tek tek yüzüne vurdu.
Ve bir daha aynı şeyler yaşanmasın diye, Nare'nin bütün şartlarını kabul edeceğini söyledi. Nare kadar biz de şaşırdık…
Melek'in Nare'yle yaşamasını kabul etti, istediği zaman kızını alacağını ve göreceğini söyleyerek. Gediz'le çalışmasa da kendi çalışıp kendi parasını kazanacağını ve kendi evini kendi tutacağını söyledi Nare, Sancar onu da kabul etti.
Ve ardından o küçük notu, sandığa Nare'nin adıyla bırakılmış notu çıkardı Sancar. Nare'nin el yazısını mektuplardan çok iyi tanıyordu Sancar.
“Kimi koruyorsun Nare? Bu senin el yazını ezbere bilirim, bu çok iyi bir taklit. Ama taklit. Senin el yazını bu kadar iyi yalnızca Akın taklit edebilir, sonuçta yıllarca aynı evde yaşadınız.” dedi…
Nare inatla kabul etmedi, parayı kendisinin aldığını söyledi.
İşin peşini bırakmamaya yemin etmiş gibi, “Akın'ın köstebeği sen misin?” diye sordu Nare'ye!
“Suçu üstlenip onu koruyorsun dimi?'' dedi… Ve ardından birer birer bombaları bıraktı…
“Akın ile sevgili misin?” diye sordu… Besbelli onu iyice sıkıştırmaya çalışıyordu ama bu kadar ağır olması şok etti herkesi…
Nare de hiç acımadı yapıştırdı tokadı Sancar'a, valla hepimiz rahatladık. “Hayvansın Sancar!” demeyi de ihmal etmedi…
Akın'ın sevgilisinin ve Nare'nin korumaya çalıştığı kişinin Müge olduğunu anladı.
Ancak Gediz'in orada olduğundan ve söylediklerini duyduğundan bihaberdi… 8. bölüm Gediz Sancar'ı yumruklarken sona erdi…
Dün akşam her hafta olduğu gibi Twitter'dan da birçok yorum geldi bölüm için, hatta dizi yine en çok konuşulan konular arasına girdi…
9. Bölüm fragmanını da sizin için buraya bırakıyoruz… Yorumlarda buluşalım!