Bir zamanlar magazin gündeminin hiç ayarı yoktu ve Akmerkez defilesi bunlardan sadece bir tanesiydi. Konuyu detaylıca masaya yatırdık!
Kaynak 1
Kaynak 2
Kaynak 3
Şimdi sizi 2001 yılına götürecek ve o zamanlar gündemimizi oldukça meşgul eden bir olayın detaylarına birlikte bakacağız.
Memleketimizde ise Cumhurbaşkanlığında Anayasa kitapları fırlatılıyor, bir yandan da Tarkan'ın yeni çıkan Karma albümü ülkeyi sallıyordu.
Magazin dünyası ise Televole kültürü sayesinde hayatımızın orta yerine çoktan oturmuştu bile. Ünlülerle yatıp, ünlülerle kalkıyorduk ve neredeyse hayatlarındaki en küçük detaylara bile tanık oluyorduk.
Efendi komedyen olarak çoktan hayatımıza girmiş bir Beyazıt Öztürk vardı. Güzellik yarışmaları nefes keserek izleniyor, herkes favori yarışmacısını seçerek finali bekliyordu. Bu yarışmaların hayatımıza kazandırdığı bir isimdir Çağla Şikel. Kendisi 1997 yılının Türkiye güzeliydi ve alımıyla dikkat çekiyordu. Çağla Şikel'den etkilenen sadece biz değildik, Beyazıt Öztürk de ondan etkilenen biriydi.
İkilinin sevgili olduğu uzun süre iddia edildi ama el ele poz verip bu iddiayı doğrulamaları biraz zaman aldı.
Hatta biz öyle mi böyle mi diye konuşurken Beyaz, Çağla'nın da konuk olduğu programda birdenbire sevgilisinin üstünden çiçekler boşalttı. Çağla Şikel yıllar sonra bu hareketin hoşuna gitmediğini, normal hayatlarında Beyaz'ın kendisine bir çiçek bile almadığını ve kameralar karşısında yapılan bu jestin oldukça anlamsız olduğunu bir röportajda dile getirecekti.
Magazin gündemi zaman zaman romantik ve bazen de gereksiz bir şekilde ilerlerken, hayatımıza birdenbire Akmerkez Defilesi diye bir skandal girdi.
Daha doğrusu konu, medyada “skandal” olarak lanse edilince hepimiz işi gücü bırakarak bunun bir skandal olduğuna inandık. Çoğumuz Akmerkez'in neresi olduğunu bile bilmiyorduk üstelik.
Neşe Erberk'e bağlı mankenler Yeşim Palandüz, Çağla Şıkel ve Şennur Şafak, Akmerkez Residence'ın bir dairesinde üç kişilik bir ekibe defile yapmıştı. Başlıklar “Kişiye özel defile skandalı” olarak geçiyordu….
Dünyaca ünlü bir marka ile anlaşılmış ve satın alınan kıyafetler mankenlerin üzerinde bu üç kişilik ekibe tanıtılmıştı.
Çağla Şikel, dönemin en popüler mankenlerinden biri olduğu için en çok onun adı geçiyordu. Üstelik bu haberden sonra Beyazıt Öztürk'ün ondan ayrıldığı da konuşuldu.
Olayın detaylarını yıllar sonra defileyi organize eden modacı Hüseyin Küçük şöyle anlatacaktı:
“Gazetelerde Arapların Paris'te bulunan ünlü moda evlerinde kişiye özel defileler yaptırdığı haberleri kafamda bir ışık yaktı. Düşüncemi müşterisi olduğum Burberry yetkililerine anlattım. Onlar da Neşe Erberk'e açtılar konuyu. Neşe Hanım sözüne güvenilir kızlar olarak Çağla Şıkel, Yeşim Palandüz ve Şennur Şafak'ı bu iş için seçti.”
“Çok farklı bir atmosfer yaşandı. Defile boyunca mankenler bikiniyle önümüzden yürüdüler. Orada gözler konuştu.”
“Asıl hedefimiz çapkınlıktı ama hedefimize ulaşamadık. Kızlarla tanışmak yerine sadece gözlerle konuşabildik, o kadar. Neşe Hanım ağırlığını koydu ve olmadı. 40 bin pound harcadık ama göz zevkimizi doyurduk.”
“Amacımız farklıydı tabii. Bu mankenler piyasanın en güzel kızlarıydı. Onlara ulaşmanın bir yoluydu bu defile. Ama biz esas hedefimize ulaşamadık”
“Sözün kısası bizim asıl hedefimiz çapkınlıktı ama beceremedik. Kızlarla tanışmak yerine sadece gözlerle konuşabildik, o kadar. Kimselere görünmeden kızlarla tanışacaktık ama Neşe Hanım ağırlığını koydu ve olmadı.
Çağla, O dönem Beyaz'la (Beyazıt Öztürk) birlikteydi. Beyaz, olayın iç yüzünü sordu, ben de o geceyi anlattım kendisine. Dürüst bir defile yapıldığını anlattım ama kimse anlamak istemedi.”
Çağla Şikel ise Akmerkez olayından sonra çok yıprandığını ve bilgisi dahilinde olmayan bu amacın bir kurbanı olduğunu söylemişti:
“Ben çok profesyonelce işime gittiğimi zannederken, meğerse neler olmuş, neler konuşulmuş… O yaşadıklarımı hayatımdan çıkarmak, silmek isterim. Mimlendim… Çağla Şikel isminin başına ‘‘skandal’’ kelimesi eklendi. Çağla onu da yapar, bunu da yapar, olay yaratır durumu oldu. “
Yeşim Palandüz ise yıllar sonra konuyla ilgili şöyle demişti:
Olay ilk patlak verdiğinde böyle bir defileyi inkar etmesinin nedenini de açıklayan Yeşim Palandüz: ‘‘Ben Çağla yüzünden inkar ettim’’ diyerek konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘Çağla Şıkel bana, ‘Biz bunu değil basına, arkadaşlarımıza bile söylemeyelim' dedi, ben de kabul ettim. Ve beni bu olayla ilgili bir gazeteci aradığı zaman Çağla'nın söylediği aklıma geldiği için biz böyle bir defile yapmadık dedim. Ama bir baktım ki, Çağla her şeyi söyledi ve beni bundan haberdar etmedi. Şimdi kötü duruma düşen ben oldum. Yine söylüyorum ben yaptığım işin arkasındayım ve inkar etmiyorum. O insanlar evli mi, bekar mı onu da bilmiyorum.”
Konunun odağındaki isim olan ajans sahibi Neşe Erberk ise medya eliyle yaratılan bu çirkin algıdan oldukça rahatsız olmuştu
‘‘Ortada hiçbir gariplik yok. Bu tür defileler yıllardır yapılan, standart, ticari bir olaydır. İsimleri telaffuz edilen kişiler, defilede olan kişiler değildir. Bu kişilerin bu organizasyonla uzaktan yakından alakası yoktur. Bu bir defile değil, ekspozisyondu. Bu ekspozisyonda benimle beraber Burberrys'nin iki temsilcisi de vardı. Beni mama yerine koyuyorlar. Çok ama çok kızgınım.”
Özet olarak işini profesyonelce yaptığını düşünürken hiçbir şeyin farkında olmayan bir ajans ve mankenler var. Diğer tarafta da niyetlerinin farklı olduğunu yıllar sonra itiraf eden başka birileri… Hepsinden de öte, magazinin pornografi eliyle nasıl da beslendiğini gösteren tuhaf bir medya anlayışı var. Ve bu magazin dünyasında yaşanmış tuhaflıklardan sadece bir tanesi…
Bazen her şey göründüğü gibi olmayabilir.