Tarık Akan Official ve Arzu Film'de Adile Naşit'in 1985'te yaptığı söylenen bir söyleşisi paylaşıldı; bu söyleşide Tarık Akan, Adile Naşit ve Münir Özkul arasında geçen duygu dolu bir anıdan bahsediyor Adile Naşit. İddia edildiği gibi gerçek bir hikayeyse etkilenmemek mümkün değil. İşte o anı:
Adile Naşit 21 Haziran 1985'te Can Aslan ile yaptığı söyleşide anlatıyor:
Çorba içme saatiydi, çorba içtik ve 'Hayırdır?' dedim, zor da olsa anlatmaya başladı:
'Mühendislik fakültesindeyken, okula yakın bir yerde bir matbaacı arkadaşım vardı. Cebinden kitaplar basar, insanlar okusun diye uğraşırdı. Bugün gelirken ona rastladım. İşleri bozulmuş, kapatmak zorunda kalacakmış dükkanı' dedi.
Çekimler iyi gidiyordu. Münir'in yanına gittim, durumu anlattım.
Yevmiye usulü çalışıyorduk, ne yapacağımızı da çok bilmediğimiz için bekledik. Belki elimizden bir şey gelirdi. Münir bunu epey dert edindi.
Hani o can alıcı sahne var ya; Münir'in o güzel tiradı. Saim Bey'in kapısından içeri girer, 'Sen değil, ben büyüğüm ben!' diye noktalar.
İşte o sahnede, herkesin eli ayağı buz kesti. Yarım saat bir sessizlik oldu.
Gün bitti, yevmiyeler dağıtıldı. O gün ne olduysa hepimiz 3'er yevmiye aldık. Münir 10 yevmiye almıştı. Herkes aldıklarını bir araya getirdi topladık ve Tarık Akan'a uzattık.
Kabul etmedi, zorla kabul ettirdik. Beraber gidip matbaadaki işler düzelene kadar, her gün biraz daha destek olduk.
Bugün, Tarık'ın vesilesi ile o matbaa halen çalışıyor ve geçtiğimiz gün 20.000 adet kitap basıp tüm ülkedeki okul kütüphanelerine yolladı.”
Dağıtılan 20.000 adet kitabın ismi “Nutuk”tu.
Onlara olan sevgimiz bir kat daha arttı.