Sistemde bir “hata” mı, yoksa tesadüf mü?
1. Mark Twain kendi ölümünü öngörmüştü:
2. Edgar Allan Poe'nun zaman makinesi mi vardı?
Bazı insanlar Poe'nun bir zaman makinesi olduğunu düşünüyor… Yoksa bir olayın yaşanmasından neredeyse 50 yıl önce nasıl aynı konuda bir kitap yazabilirdi ki? Nantucketlı Arthur Gordon Pym'in Öyküsü isimli kitabında yazar gemileri batan dört denizcinin Richard Parker isimli talihsiz bir miçoyu nasıl yediğini anlatıyor. Poe hikayenin gerçek olaylardan esinlenildiğini söylese de, bu doğru değildi. Fakat 46 yıl sonra bir tekne gerçekten battı ve kurtulan tayfa hayatta kalmak için gerçekten de bir miçoyu yedi. Miçonun ad ne miydi? Richard Parker tabii ki!
3. Doğumda ayrıldıkları halde neredeyse aynı hayatlar yaşayan ikizler:
Doğumda ayrılan Ohio'lu ikizler birbirlerinin varlığından habersiz büyümüşlerdi. Fakat buna rağmen hayatları birçok yönden benzerdi. Evlat edildiklerinde ikisine de James adı verilmişti, ikisi de büyüyünce polis olduklar ve ikisi de Linda ismindeki kadınlarla evlendiler. Hayatlarındaki benzerlikler bu kadarla da kalmadı. İkisinin de James Allan isminde birer oğlu vardı ve ikisinin de oğullarının köpeği Toy ismindeydi. Kardeşlerin ikisi de daha sonra boşandılar ve Betty ismindeki kadınlarla evlendiler!
4. Anthony Hopkins ve zor bulunan bir kitap:
Anthony Hopkins Petrovkalı Kız filmindeki rolüne hazırlanırken George Feifer'in yazdığı kitap versiyonunu okumak ve çekimler başlamadan çalışabilmek istemiş. Fakat nereye bakarsa baksın kitabın bir kopyasını bulamıyormuş. Bir gün metroda otururken birlikte seyahat ettiği çantanın üzerinde bir kopyasını bulmuş. Fakat hikaye burada bitmiyor. Hopkins daha sonraları Feifer ile tanıştığında, yazar kitabın bir kopyasının kendisinde de olmadığını söylemiş. Çünkü kitabını bir arkadaşına ödünç vermiş ve o arkadaş da yanlışlıkla kitabı metroda kaybetmiş!
5. Tesadüf mü?
Ferrari'nin kurucusu Enzo Ferrari 14 Ağustos 1988'de hayatını kaybetti. Ölümünden yalnızca bir ay sonra 15 Eylül'de ise ünlü futbolcu Mesut Özil doğdu. İkisinin fotoğraflarını görenler ise benzerliği hemen fark ediyor. Bu bir tesadüf mü yoksa reenkarnasyon mu soruları oldukça yaygın!
6. Batırılamayan kadın!
Ne derseniz deyin, Violet Jessup ya çok şanslı bir kadındı ya da oldukça kara bir talihi vardı! Kamarot ve hemşire olan Jessup, RMS Olympic ile HMS Hawke çarpıştığında RMS Olympic gemisindeydi. HMHS Britannic deniz mayınına çarpıp battığında HMHS Britannic'teydi. Kendisi Titanik isimli gemi Kuzey Atlantik'te bir buz dağına çarpıp battığında da o gemideydi. Bütün kazalardan kılpayı kurtulmuştu. Kendisi daha sonraları “Batırılamayan Kadın” olarak anılmaya başlandı.
7. Lincoln ve Kennedy arasındaki görmezden gelinemeyecek kadar garip tesadüfler:
Amerika'nın iki eski başkanı Abraham Lincoln ve John F. Kennedy arasında birden fazla garip tesadüf bulunuyor. Başkanların ikisi de kafalarının arkasından silahla yaralanmaları sonucunda öldüler. İkisinin de ölüm günü Cuma'ydı, ikisi de kutlama yapılan zamanlarda ölmüşlerdi. Kennedy Süşran Günü'nde suikaste uğramış, Lincoln ise Paskalya arifesinde öldürülmüştü. Öldürüldüklerinde ikisinin de yanınde eşleri ve bir çift daha vardı. Hepsi bu kadar da değil! İkisinin de Billy Graham isminde bir arkadaşı ve dört çocuğu vardı. Kennedy'nin sekreterinin adı Bayan Lincoln, Lincoln'ün sekreterinin adı ise John'du. İkisi de Johnson adındaki başkan yardımcılarının halefleriydiler. Ayrıca Lincoln bir Ford tiyatrosunda, Kennedy ise Ford tarafından yapılmış bir Lincoln'ün içinde vurlmuştur.
8. Titanik'in batacağını öngören adam:
Titanik batmadan 14 yıl önce 1989'da Morgan Robertson isimli Amerikalı bir fantastik yazar, Titanik isimli kitabında batan bir geminin hikayesini konu edinmişti. Kitaptaki geminin adı da Titanik'ti fakat benzerlikler burada bitmiyor. Kitapta da gerçekte olduğu gibi gemi “batmaz” olarak tanımlanıyordu. İkisinde de yetersiz sayıda flika vardı ve ikisi de Kuzey Atlantik'te buz dağlarına çarparak batıyorlardı.
9. İki uçak kazasından kurtulan Hollandalı bisikletçi:
İster inanın ister inanmayın, Hollandalı bisikletçi Maarten de Jonge hayatı boyunca tam iki büyük uçak kazasından kurtulmuş. Bunların üzerine bir de kaybolan Malezya Havayolları 370 sefer sayılı uçuşta da olması gerekiyormuş fakat kendisi bir saat önceki uçuşa geçmeye karar vermiş. Ayrıca aynı havayolları şirketinin 17 sefer sayılı uçuşunda da olması gerekirken daha ucuza gelmesi için daha sonra başka bir uçuşa geçmeye karar vermiş. 17 sefer sayılı uçuş 2014 yılında Ukrayna üzerinde vurulmuş ve düşürülmüştü.
10. Hoover Barajı trajedisi:
Hoover Barajı'nın yapılışında 112 ölüm yaşandığı söylense de, ilk ve son ölümler arasında garip bir bağlantı var gibi görünüyor. Hayatını kaybeden ilk kişi bir bilirkişi olan George Tierney'di. Kendisi 20 Aralık 1922'de baraj için ideal alanı ararken Colorado'da boğuldu. Son ölen kişi ise George'un oğlu Patrick Tierney'di. O da 20 Aralık 1935'te öldü.
11. Catherine Eddowes ve Mary Kelly tesadüfü:
29 Eylül 1888'de saat 20:30 sıralarında Catherine Eddowes Londra'daki Aldgate ana caddesinde sarhoş bir şekilde yatarken bulundu. Gözaltına alınan kadın ayılınca 00:52'de salındı ve ayırlırken polise sahte bir isim söyledi: Mary Kelly. Aynı gece Catherine Eddowes, Karındeşen Jack tarafından öldürülmüştü. Aynı katil aynı gece başka bir kadını daha öldürdü. Bu kadının adı ise Mary Kelly idi.
12. Arşidük Franz Ferdinand'ın plakasında gizli bir mesaj mı vardı?
Birinci Dünya Savaşı, Arşidük Franz Ferdinand'ın Saraybosna'da vurulması ile 28 Haziran 1914'te başladı. Bu sırada Arşidük'ün içinde bulunduğu arabanın plakası ise A III 118 idi. Peki bunda bu kadar garip olan nedir? Birinci Dünya Savaşı'nın Ateşkes Günü olarak bilinen ve 11/11/18 olarak da yazılabilen 11 Kasım 1918'de bitmesi tabii..
13. Birinci Dünya Savaşı'nın ilk ve son askerleri:
Birinci Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybeden ilk ve son İngiliz askerlerinin mezarları Belçika'nın Saint Symphorien mezarlığında bulunuyor. İki askerin mezarları birbirinden sadece 6 metre uzaklıkta ve mezar taşları birbirine bakıyor. Bu düzenlemenin planlı olmaması ise bu durumu büyük bir tesadüf haline getiriyor.
14. Hem 11 Eylül'den hem de Bataclan Saldırısı'ndan kurtulan bir Amerikalı:
Matthew isimli bir Amerikalı Paris'te yaşanan Bataclan Tiyatrosu saldırısından vurulduktan sonra ölü taklidi yaparak kurtuldu. Daha ilginç olanı ise aynı kişinin olaydan yıllar önce 11 Eylül 2001'de yaşanan İkiz Kuleler saldırısında binada bir toplantı için bulunuyor olması.
15. Limurlenk'in mezarındaki uyarı:
20 Haziran 1940'ta Sovyet arkeleogları Timurlenk'in mezarını şimdinin Özbekistan'ında buldular. Kendini Cengiz Han'ın varisi olarak gören bir fatih ve Timur İmparatorluğu'nun kurucusu olan Timurlenk, mezarına bir uyarı yazısı kazıtmıştı. Mezarda şöyle yazıyordu: “Mezarımı kim açarsa benden daha kötü bir işgalciyi salacaktır.” Batıl inançlı omayan Sovyet arkeleogları bu uyarıyı görmezden gelip mezarı yine de açtılar. Üç gün sonra Adolf Hitler Barbarossa Harekatı'nı başlattı ve Sovyetler'in karşılaştığı en büyük askeri işgal yaşandı.