Daha dizi yayın hayatına başlamadan Burcu Biricik ve Feyyaz Şerifoğlu konuşulmaya başlamıştı bile. Onların muhteşem oyunculuğu ayrı bir konu oladursun, biz Camdaki Kız kitabından Nalan’ın gerçek hayat hikayesine detaylarıyla bakalım:
Kaynak: Fatih Türkmen
Kitapta hikaye Nalan ve Hayri’nin bir hışımla kliniğe gelmesiyle başlıyor.
Doktor Hanım’la ilk olarak Hayri görüşüyor ve hikayelerini anlatıyor. 7 yıldır birlikte yaşadıklarını, önceleri aynı şirkette çalışırken Nalan’a deli gibi aşık olduğunu ama onu elde edebileceğini hiç düşünmediğini söylüyor.
Sonra patronları Hayri’ye, Nalan’ın şoförü olmasını söylüyor ve işler buradan sonra değişiyor. Nalan’a delicesine aşık olduğunu ve onu elde etmek için çok çabaladığını, Nalan’ın duygularına karşılık vermesinin ardından da birlikte yaşamaya başladıklarını söylüyor. Ancak kliniğe gelme sebebi Nalan’dan artık ayrılmak istemesi ve onun “yakasını bırakmaması”. Çünkü söylediğine göre Hayri artık başkasına aşık olmuş… Aşık olduğu kişi Karadenizli bir kadın ve çok kıskanç olması sebebiyle de Nalan’dan ayrılmak (kurtulmak) istiyor Hayri.
Bu arada evet Nalan Hayri’nin 7 senedir birlikte yaşadığı sevgilisi ama Hayri aslında Türkan diye biriyle evli ve 3 tane de çocuğu var!
Hayri’den sonra Doktor Hanım’ın odasına Nalan geliyor. Aynı şekilde ilişkilerinin başından bahsediyor ve kendisine ihanet eden bu adamdan nefret etmesi gerekirken onsuz nefes alamadığını söylüyor. Sonra Doktor Hanım ondan ilk eşi Sedat’tan bahsetmesini istiyor. Sedat, çalıştığı şirketin sahibi Rafet Koroğlu’nun oğlu ve Nalan’ın ilk erkek arkadaşı. Ama bu ilişki Rafet Bey önerisiyle başlıyor ve daha çok aileler istediği için bu evlilik yolculuğu başlıyor.
İç mimarlık yaparken evlendikten sonra çalışmayı bırakmış Nalan. Bu lüks ve gösterişli hayata alışmaya çalışıyor ve bu süreçte hamile kalıyor. Ancak erken doğum sonucu bebeğin ölmesiyle Nalan depresyona giriyor. Bu süreçte Sedat hiç ilgilenmiyor Nalan’la.
Hatta bebeğinin üstüne bir de babası ve annesini kaybediyor. Tüm bu depresyon süreci sonucu Nalan’ın yeniden iş hayatına dönmesine izin veriliyor. Sedat, evlilikleri süresince eşiyle pek de ilgilenmiyor aslında, sık sık arkadaşlarında kalıyor, Nalan’la özel vakit geçirmiyor vs. Yani aslında ailesi zoruyla evlendiği sonucu ortaya çıkabiliyor buradan. Bu evlilik de toplam 8 yıl sürüyor.
Nalan, Sedat’ın bir doğum gününü unutması sonucu bir akşam şoförü (Hayri) ile dışarı çıkıyor.
Nalan çok üzgün olduğundan ağlamaya başlıyor ve Hayri buna üzülünce birlikte bir yerlere gidiyorlar. Aslında ilk kıvılcım da burada başlıyor ama Hayri’nin yoğun ilgisi sonucu Nalan bu taraklarda bezi olmadığını ve iffetli bir kadın olduğunu söylüyor. Ama Hayri’nin de kendisine vermiş olduğu gazla sonunda Sedat’a çıkışıyor. Ona neden kendisiyle ilgilenmediğini, neden evde ve yanında olmadığını söylüyor. Sedat da sahip olduklarını isteyen birçok kadın olduğunu filan söylüyor. Klasik erkek diyebilir miyiz?
Bunun üstüne kısa bir süre sonra Nalan, Sedat’ı karşısına alarak boşanmak istediğini söylüyor ancak Sedat buna karşı çıkıyor.
Ciddiye alınmadığını hissettiğinde de Nalan evi terk ediyor. Bu süreçte kayınpederi barışmasını istese de, Nalan’ın yaşadığı psikolojik süreç sebebiyle çocuk sahibi olmak istememesiyle, Koroğlu ailesi ayrılmalarını ve Sedat’ı başkasıyla evlendirmeyi uygun görüyor. Bir avukat ordusu ile karşılaşan Nalan da hiçbir şey istemediğini söylüyor Koroğlu ailesine.
Bu arada hooop çapkın Hayri iş başına düşüyor ve Nalan’ı elde etmek için bin türlü takla atıyor. Eşi ile arasında bir yakınlık olmadığını, sadece çocukları için evli kaldığını söylüyor, Nalan da buna ikna oluyor.
Boşanıp Hayri ile ilişkiye başlamasının ardından toplumdan dışlanıyor Nalan. Bu süreçte Hayri de zaten onun evden çıkmasını bile istemiyor ama herhangi bir maddi yardımda da bulunmuyor. Babasından kalan maaşla geçimini sağlıyor yani bizim kız.
Babasından kalan evde yıllarca Hayri ile birlikte yaşarken, karşı komşusu bile selam vermeyi kesiyor artık.
Daha ilk seanstan itibaren Nalan daha iyi olsa da aklı hala hep onda. Hayri de aslında şu an hayatında olan 3 kadını birden idare etmek hevesinde olduğundan bir “ne oluyor yiaa?” demiyor değil.
Sonrasında Nalan ailesinden bahsediyor. Doktor Hanım’a aslında anne ve babasının kızı değil, onların torunu olduğunu söylüyor.
Asıl annesi evin tek çocuğu. Annesi ergenlik çağındayken anneannesinin en küçük erkek kardeşi okumak için yanlarına geliyor. Terbiyeli, utangaç bir adammış. Bu dayı Hukuk Fakültesi ikinci sınıftayken, annesi de kolejde orta üçüncü sınıftaymış. Dayısıyla ensest bir ilişkiden hamile kalmış ve yaşı da küçük olduğundan bunu anlamamış. Doğum sırasında da annesi vefat etmiş Nalan’ın. Onun dünyaya gelişi ve annesinin de vafatının ardından asıl babası ortalıktan kaybolmuş.
Anneannesi ve dedesiyle büyürken hiç sevgi görmemiş Nalan. Çünkü onu görmek yeni ailesini mutsuz ettiğinden, maddi olarak her şeye sahip olsa da bir odanın içinde yaşamış çoğunlukla.
Çocukluğu ve gençliği sevgisizlik ve ilgisizlikle yalnızca odasının camından dışarıyı izleyerek geçmiş kısacası. Liseyi bitirdiğinde ne olduğunu hiç bilmese de hukuk okumak istemiş ama ailesinin şiddetle karşı çıkmasıyla iç mimar olmuş.
Sonrasında toparlanma sürecine girse de, bir seansa gelmeyen Nalan’dan Doktor Hanım’a bir telefon geliyor ve Nalan, Hayri’nin Laz Kızı tarafından öldürüldüğünü söylüyor.
Bundan 4 ay sonra geliyor Nalan kliniğe. Hayri’nin ölümünden kendini suçlu tutan Nalan, bu seansta Doktor Hanım’ın “kader motifi” üzerinde durması ve hayal dünyasında yaşamaya kendini adamasıyla ilgili sert çıkıyor ve bu da Nalan’ı kendine getiriyor.
Nalan, önceki seanslardan birinde resim çizmeye ilgi duyduğunu, üniversite sonrasında birinden ders aldığını ve bu kişiyi evinin camından bakarken birkaç kez kapının önünde gördüğünü söylüyor.
Geldiği son seansta karşısına resim hocasının çıktığını ve kolundan tutup kendisi ile bir yerde konuşmak istediğini söylüyor. Meğer bu adam Nalan’ın babasıymış! Tam Türk dizisi değil mi? 5 yıl önce Türkiye’ye gelip kızını bulduğunu ve resim hocası olarak hayatına girdiğini söylüyor. Babası onu evine çağırarak çizdiği tabloları kendisine bırakacağını söylüyor.
Babasına onu affetme ve tabloları oradan aldırma sözü verip oradan ayrılıyor Nalan. Ama bir süre sonra zaten hasta görünen babasının yanında olması gerektiğini düşünerek evine gidiyor. Ancak babasını orada bulamıyor ve boşaltılmış evi görünce intihar etmiş olabileceğini düşünüyor.
Son seansa Doktor Hanım’dan önce gelerek ona bir hediye (kahve fincanı) ve mektup bırakıyor Nalan. Rengarenk giyinmiş, iç mimarlığa geri dönmüş, hayatındaki herkesi ve yaşadığı hayatı affetmiş, hafiflemiş olarak…
Dizide şu anda Hayri yok. Hep birlikte bu hikayeyi birebir mi verecekler yoksa kurguyla değiştirecekler mi göreceğiz. Nalan’ın yaşadıkları da başlı başına bir dizi gibiymiş zaten aslında. Bekleyip görelim!
Videonun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: