Herkesi kendimiz gibi sanmamızdan mı saf ve hemen inanan yapımız yüzünden midir bilinmez ama dolandırılmaya son derece müsait bir toplumuz. Biri geldi, “sana Galata Köprüsü’nü satayım” dedi, inandık. Biri geldi, “ben Azrail’im, eğer tüm paranı bana verirsen seni öldürmem” dedi, yine inandık. Birçok insanın para kaybettiğini duysak da bir ihtimal diyerek kripto paraya binlerce lira yatırdık… Hep inandık, hep de kandırıldık. Bakıp da gülmeyin; okuyup da kınamayın. Burası Türkiye, her an siz de dolandırılabilirsiniz!
Türk sinemasının en gözde konularından biri: Dolandırıcılık.
1. Devletin köprüsünü, tramvayını satan adam
Şüphesiz ki, bu dolandırıcılık işleri inanılmaz bir zeka ve pratiklik gerektiriyor. Yoksa aklı başında insanlara, yarım saat içinde Beyazıt Kulesi’ni satmak, devletin tramvayını kiralamak, olacak iş değil. Sülün Osman, her ne kadar dolandırıcı da olsa zekasının ve çakallığının hakkını vermek lazım.
Dolandırıcının kral olması bizim ülkede meşhurdur zaten.
Taksim Meydanı’nı sattı, tramvay kiraladı, Beyazıt Kulesi’ni sattı, yetmedi Galata Köprüsü’nü satmaya çalıştı ama satamadan yakalandı ve hapse atıldı. Bitti mi sandınız? Bitmedi. Hapishanedeyken “alın teri ile yaşamak” konulu bir konuşma bile yaptı. Dolandırıcının bile alın teri ile yaşama dersi verdiği bir ülkede, cennetten arsa satan insanlara şaşırmamak lazım herhalde.
1960-1982 yılları arasındaki modern tefeciler: bankerler
Bu yıllarda, bankaların vadeli hesaplara verdiği düşük faizleri, memurların maaşlarının bir kısmını bono olarak almasını fırsat bilip, kendilerine banker ismini veren dolandırıcılarımız ortaya çıktı. Bankaların üç katı daha fazla faiz vereceklerini iddia ettiler, insanları da buna inandırdılar.
Her dolandırıcılık sisteminde olduğu gibi, bunda da bir süre insanlar para kazandı ya da kazandığını zannetti. Borcu borçla kapatma mantığından yola çıkarak dönen banker çarkında, katılan her yeni üyenin, ortaya koyduğu parayla, diğer üyelerin parası ödeniyordu. Bu şekilde sistem bir şekilde hatasız işledi. Ancak her güzel dolandırıcılığın acı bir sonu vardı. 1982 yılında yaşanan krizle, tüm bankerler iflas etti.
Ünlüler işin içine girince, güvenirlik de artıyor.
Bir ürünün ya da şirketin tanıtımını yapan tüm firmalara bakın, hepsi reklamlarında bir ünlüyü kullanır. Yıllardır izlediğimiz oyuncu, çıkar “bu deterjan en iyisi, mis gibi kokuyor” der, en sevdiğimiz sanatçı çıkar “salça denilince aklıma hemen onun adı gelir: onedio salçaları!” der. Biz de yıllardır ekranlarda gördüğümüz bu insanlara kanıp, hemen bu ürünü almalıyım diye düşünürüz.
Banker Kastelli de böyle düşünmüş olacak ki, reklamlarında Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Ekrem Bora, İzzet Günay, Selma Güneri, Eşref Kolçak gibi ünlü isimleri oynatarak, halkın güvenini iyice kazanmış.
Bol kazançla başlayan bu hikaye, ne yazık ki 2008 yılında Banker Kastelli ismiyle bilinen, Abidin Cevher Özden’in intiharı ile son buldu.
2. Papatyalı Banker: Banker Bako
Lakabını duyunca, gözünüzde, romantik ve duygusal bir adam izlenimi uyandırabilir aman dikkat! Banker Bako da bankerlerin zirvede olduğu dönemleri fırsat bilip köşeyi dönenlerden.
Papatya ne alaka diye soracak olursanız, bu lakabı, bankalardan kredi çekerken papatya şeklinde imza atmasıyla almış.
Ne kadar da güven veren bir reklam. Paranızı bize verin ve arkanıza yaslanın!
Banker Bako, kredi faresi olarak da tanınıyordu. Farklı banka şubelerinden yüksek miktarlarda kredi çekip, asla geri ödemedi. Peki parayı ne yaptı dersiniz? Pavyonlarda, eğlence hayatında harcadığı söyleniyor. Biz yine de günahını almayalım tabii.
3. Ava gidenleri avlayan Raki!
Raki lakaplı, Ahmet Güney Zobu da dolandırıcılığın ekmeğini yiyenlerden. Onun sistemi de şöyle işliyor: Diyelim elinizde 100 dolar döviziniz var ve bunu bozdurmak istiyorsunuz ama döviz büroları doları çok düşük fiyattan bozduruyor. Raki tam burada devreye giriyor. Dövizinizi, bürolardan daha yüksek bir fiyata bozabileceğini söyleyerek sizin aklınızı çeliyor. Sonra, onun ofisine gittiğinizi sanarak bilinmeze doğru yürüyorsunuz. Raki, sizden dövizinizi alıp, paranızı getireceğini söyleyerek yanınızdan uzaklaşıyor. Gidiş o gidiş…
Bu işlem biraz illegal olduğu için kimseye şikayet de edemiyorsunuz haliyle. İşte Raki’nin uzun süre eline para geçmesini sağlayan ava gideni avlama taktiği böyle.
Raki, eski filmlerden hatırlayacağınız ünlü oyuncu Melike Zobu’nun da babası aynı zamanda.
Ahmet Güney Zobu, en son 2017 yılında, bir kediye silahıyla ateş açtığı sebebiyle şikayet edilmiş Sonuç nedir, şimdi ne yapar bilinmez ama kendisine bu listede yer edinmeyi başardı.
4. Gel vatandaş! Cennetten yerini ayır, oraya gittiğinde rahat et.
Yok artık demeyin, bu da oldu. Bir çete, cennetten arsa sattıklarını iddia ederek, ülkenin dört bir yanındaki insanları dolandırdı ve neredeyse 5 milyon liralık kazanç elde etti. Üstelik çete lideri, önceki hayatında Veysel Karani olduğunu, bu bedende yeniden canlandığını da iddia etti.
Kimisi cennetten arsa satar, kimisi cehennemin sıcağına dayanıklı kefen satar. Her devirde, dini kullanıp kendine kazanç sağlayan birileri hep var!
5. Mussolini’yi bile dolandıran Türk!
Evet yanlış okumadınız. İtalya Başbakanı Mussolini’yi bile dolandıran bir dolandırıcımız var. Eyüplü Halit!
Eyüplü Halit bu işe önce ufak projelerle başlamış. Tarz ve karizmatik görüntüsü sayesinde, tanışıp kendine aşık ettiği kadınları dolandırarak işinde uzmanlaşmış. Sayı da az değil bu arada. Tam 68 kadını bu şekilde dolandırmış!
İşleri ilerletmesi ise, İstanbul’un işgal altında olduğu son dönemlerde gerçekleşmiş. Kendine sahte bir karakol kurup, Rum askerleri tutuklamış, daha sonra da onları bir miktar para karşılığında serbest bırakmış.
Peki Mussolini’yi nasıl dolandırdı? Kolay iş değil, adam ülke sınırları dışına çıkmış sonuçta.
Hapiste olduğu dönemlerden birinde, bir İtalyan’la tanışmış ve ondan Mussolini’ye bir mektup yazmasını istemiş. “Sayın Mussolini sizi çok seviyor ve destekliyorum. Sizi desteklediğim için hapisteyim. İmza: Eyüplü Halit”
Mussolini buna inanır mı hadi oradan! Evet inanmış ve İstanbul’a gelerek Eyüplü Halit’e yüklü miktarda bir para vererek hapisten çıkmasını sağlamış.
Gönül isterdi ki, dünyada ismimiz daha güzel olaylarla, başarılarla duyulsun ama maalesef olmuyor…
6. Halkımızın dolandırılmaya doyamadığı ünlü isim: Jet Fadıl
Bu ismi bilmeyen yoktur herhalde artık. Büyük reklamlarla başlayan ve sonu hep hüsranla biten birkaç projesinden bahsedelim. Yerli araba üreteceğini iddia ederek, herkesi heyecanlandırdı. Bir sürü insandan o dönemin kıymetli parası mark üzerinden büyük miktarda yatırım aldı. Araba fabrikası asla kurulmadı, insanların parası asla geri ödenmedi…
Müslümanlar’a özel ada!
Bu projesine de inanan pek çok insan oldu. Bu proje de asla bitirilmedi. Bu projede de paralar asla geri ödenmedi…
İstanbul’un göbeğinde yıllardır duran anlamsız binalar.
Caprice Gold projesi büyük ses getirmişti. Ülkenin dört bir yanında bu projenin reklamı dönüyor, Jet Fadıl adeta şovunu yapıyordu yine. İnsanımız yine ona inandı. Yine bu projeye büyük paralar yatırıldı. Ve sonuç yine aynı: bitirilemeyen bir proje daha.
Zorda kaldıkça Allah’a sığındı. Gerçek anlamda değil tabii.
Jet Fadıl, halkımızın manevi hislerini sömüren ilk insan değil, son da olmayacak elbette. Ne zaman hakkında dolandırıcı olduğuna dair iddialar atılsa, hemen dini bir açıklama yaptı, kendini kurtardı.
7. Yine olmaz denilenin gerçek olduğu bir dolandırıcılık hikayesi: Allah olduğunu iddia eden adam
Yok artık buna da inanan yoktur herhalde diye düşünüyorsunuz muhtemelen ama buna da inanan olmuş.
Ankara’da yaşayan Bülent Ö. isimli adam, kendisini esnafa Hz.İsa olarak tanıtmış. Onlar hakkında öğrendiği bilgileri, insanlara söyleyerek güvenlerini kazanmış. Bakmış bu hikayeye inanan çok, işin içine arkadaşlarını ve akrabalarını da katmış. Bir arkadaşını Hz. Muhammed olarak, bir arkadaşını Hz.İbrahim olarak, bir arkadaşını da Allah olarak tanıtmış.
İnanılacak gibi değil ama bu yöntemle dönemin parasıyla tam 2.5 trilyon para toplamış. Ne denir ki!
8. Bedava çıktı koş koş koş!
Hepimizin yaz mevsiminde bayılarak yediği o dondurmalar var ya? Hani çubukta bedava yazısı çıkınca çok sevindiğimiz? Heh işte onun bile çetesi var.
Bir dondurma markası, ürettiklerinden çok daha fazla bedava dondurma çubuğu gelince, durumdan şüphelenmiş ve şikayette bulunmuş. Soruşturma başlayınca, şüphelilerin bu işi üç yıldır yaptığı ortaya çıkmış. Şeytanın aklına gelmez ya!
9. Dedesi polis, babası polis, kendisi de basketbolcuyken dolandırıcılığa soyunan Selçuk Parsadan
Babası, dönemin başbakanı Adnan Menderes’in yakın korumalığını üstlendiği için, siyasi çevreye oldukça yakındı. İlk olarak “orduya yardım etmiş asker aileleri” isminde bir dernek kurdu. Bu dernek adına, kendisini korgeneral olarak tanıtıp, pek çok insandan para yardımı topladı.
Tansu Çiller’i bile dolandırdı.
Tansu Çiller’i arayıp kendisini orgeneral olarak tanıttı ve eğer para yardımı yaparsa, emekli subayların Çiller’in partisi için gönüllü olarak oy toplayacağını söyledi. Buna inanan Çiller, Parsadan’ın hesabına hemen 5.5 milyar lira yatırdı.
Her dolandırıcı gibi o da birgün yakalandı tabii. Ancak hapisten çıktıktan sonra omurilik kanseri sebebiyle hayatını kaybetti.
10. Çiftlik Bank yokken o vardı: Titan Saadet Zinciri
Titan saadet zinciri de, “ponzi” dediğimiz sisteme dahil bir dolandırıcılık. Kenan Şeranoğlu isminde bir adam, birgün çıkıp böyle bir grup kuruyor ve üye olmak isteyen herkesten üyelik ücreti alıyor. Siz de daha sonra getirdiğiniz her yeni üye üzerinden ve başta yatırdığınız para üzerinden para kazanıyorsunuz. Ancak ortaya konulan bir iş, bir üretim olmadığı için, Çiftlik Bank olayındaki gibi, bu da bir süre sonra işlevsiz hale geliyor ve işte o zaman dolandırıldığınızı anlıyorsunuz.
Gece hayatına olan düşkünlüğü onu ele verdi.
Gece hayatına olan ilgisi, verdiği ihtişamlı partiler ve sahip olduğu onlarca lüks spor otomobil, yavaş yavaş insanları şüphelendirmeye başladı ve hakkında üst üste davalar açıldı ve tutuklandı.
Her an sizi dolandırabilir, aman dikkat!
Bir gazeteyle yaptığı röportajda, maddi durumunun çok kötü olduğunu, akbil kullanarak otobüse bindiğini söylemesine rağmen, en son Phuket Adası’nda, yeni imajıyla görülmüş. Aman dikkat edelim her an yeni bir zincir kurabilir!
11. İnsanların hafızasından yıllarca silinmeyecek bir olay: Çiftlik Bank.
Çiftlik Bank ilk çıktığında, pek çoğumuz onun telefonumuzdaki diğer çiftlik oyunlarından biri olduğunu düşündük. Öyle de sayılırdı. Oyunda tavuk, inek, arı gibi hayvanlar besliyordunuz. Diğer oyunlardan farkı ise, bu hayvancılık işleri karşılığında size gerçek para kazandırıyor olmasıydı.
Bankerlerin sistemi gibi, bu da başlarda sağlıklı bir şekilde yürüdü. Sisteme katılan her üye, kendinden önceki üyenin parasını karşılıyordu. Bir nevi saadet zinciri yani.
Çiftlik Bank’ın kurucusu herkesin bildiği gibi bu genç adam: Mehmet Aydın.
Herkesin güvenip, projesine para yatırdığı bu toparlak yüzlü dolandırıcı, hala kayıplarda. İnsanların parasını alıp ortadan kayboldu, her dolandırıcının yaptığı gibi. Ara sıra dünyanın farklı yerlerinden görüntüleri ortaya çıkıyor ama bir sonuç alınabilmiş değil.
Her dolandırıcılıkta olduğu gibi, bunda da ünlü bir insan yer aldı tabii.
Demiştik ya, projenin reklamını ünlü bir insan yaparsa, o iş tutar halkımız inanır diye. Çiftlik Bank’ta da böyle oldu. Diriliş Ertuğrul dizisi oyuncusu Mehmet Çevik, bu projenin medya yüzü oldu ve projeyi eleştirenlere “bu milli bir projedir, 500 bin insan bu projeye inanıyor” diye cevap verdi.
12. Son günlerin gündeme bomba gibi düşen dolandırıcılık olayı Thodex’in tanıtımı için de birçok ünlü isim aynı şekilde poz vermiş…
Son 24 saattir internet sistemlerini kapatan kripto para borsası Thodex’in kurucusu: Faruk Fatih Özer
Etrafınızda son birkaç ayda kripto para alıp satan birçok insan görmüşsünüzdür. Saatler içinde parasını onlara katlayan insanlar da var, eksiye düşüp büyük paralar kaybedenler de… Tüm dünyada en çok kripto para alıp satan ülkede yaşıyoruz, o yüzden böyle bir olaya pek de şaşırmamak lazım.
Birkaç gündür bakımda olduğu duyurulan borsada işlem yapılamıyordu.
O esnada Thodex’in kurucusu ve CEO’su Fatih Özer ise Twitter hesabını kilitledi, Instagram gönderilerini sildi ve yurt dışına kaçtığını gösteren bu fotoğrafı sosyal medyada yayıldı.
twitter.com
Kendisinin 2 milyar dolarla Arnavutluk’a kaçtığı söyleniyor…
Olayın detayları için sizi böyle alabiliriz;
Ne denir ki? Bu son olsun bu son…
Bu içerik de ilginizi çekebilir;