İnsanların hastalıklarını söylememeleri ne acı!
Kaynak: https://www.hollywoodreporter.com/news/g…
Birçoğumuz Amerikalı oyuncu ve şarkıcı Billy Porter’ı bu fotoğraf karesiyle tanıyoruz.
Büyüleyici tarzı ve her daim gülümseyen yüzüyle kalbimizde taht kurmayı başaran Porter aynı zamanda çok da başarılı bir oyuncu.
Hatırlayanlarınız olacaktır, kendisi 2019 yılındaki Emmy Ödülleri’nde tarih yazdı. Kendisi En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü alarak bu ödüle sahip olan ilk siyahi ve eşcinsel oyuncu olmuştu.
Ancak geçtiğimiz günlerde kendisinden üzücü bir açıklama geldi. Ünlü oyuncu 2007 yılında kendisine HIV pozitif teşhisi konduğunu itiraf etti.
“2007 senesi hayatımın en kötü yılıydı. Yaklaşık 10 yıl kadardır bir bilinmezliğin kenarındaydım ancak açık ara farkla 2007 yılı en kötüsüydü.”
“Şubat ayında bana Tip 2 diyabet teşhisi kondu. Mart ayında iflas belgelerimi imzaladım. Haziran ayında ise HIV pozitif olduğumu öğrendim.”
“Hayatımda zaten halihazırda birikmiş olan utançla birleşen o zamanın utancı beni susmaya itti ve ben de 14 yıl boyunca bu utançla sustum. Pentekostal kilisesinde çok dindar bir aileyle büyüdüm. Geldiğim yerde bu Tanrı’nın bir cezasıdır.”
“2007 yılında benim için her şey alt üst oldu. Kalçamda bir sivilce vardı. Gittikçe büyüdü ve en sonunda çok acımaya başladı.”
“Bir gün bu durumu artık çözmem lazım diyerek bir kliniğe gittim ve girişteki kadın ‘HIV testi olmak ister misiniz? Yalnızca 10 dolar’ dedi. Ben de ‘evet olur tam zamanı dedim’.”
“Her altı ayda bir test oluyordum. İçeri girdim, sivilcemi tedavi ettirdim ve test oldum. Doktor bana uzunca bir süre baktı. Ona ne olduğunu sordum. Oturdu ve pozitif olduğumu söyledi.”
“Uzun bir süre boyunca annem dışındaki bilmesi gereken herkes durumu biliyordu. İyi bir hayata ve kariyere sahip olmaya çalışıyordum ve bunu yanlış insanlar bilselerdi ne yapabileceğimden de pek emin değildim.”
“Zaten ayrımcılıklarla dolu olan bir mesleğin içinde tekrar bir ayrımcılığa uğrayacaktım. Bu yüzden elimden geldiğince bu durumu düşünmemeye çalıştım. Aklımdan silmeye çalıştım ama bu karantina dönemi bana çok şey öğretti.”
“Daha öncesinde hiç kişisel bakımıma dikkat etme şansına nail olamadım. Korona süreci yaşamış olduğum bu travmayı oturup düşünmemi sağladı. Çok uzun süredir terapiye gidiyorum.”
“Geçtiğimiz yıl hayatımın hiçbir evresinde travmam olmayan tek bir an bile olmadığını fark ettim.”
“2017 yılında evlenene kadar dayandım ama artık tek başıma değildim. Bir aile kurmaya çalışıyordum. Artık büyüme ve yoluma devam etme vaktiydi çünkü utanç yıkıcıdır ve eğer onunla baş etmezseniz yoluna çıkan her şeyi yok eder.”
“Benim utancım annemle olan ve kiliseyle olan eski ilişkimle bağlantılıydı.”
“Annem benim homoseksüelliğim yüzünden dini cemaati tarafından o kadar çok zulüm görmüştü ki ona ‘Sana söylemiştim’ demelerine maruz kalmasını istemedim. Onu öyle bir duruma sokamazdım.”
“Utanıyordum. Mahcup olmuştum. Herkesin olacağımı söylediği kişi olmuştum. Ancak kendimle bir anlaşma yaptım. Annem ölmeden hemen önce ona söyleyecektim. Annemin HIV pozitif bir çocuğu olduğunu utancını yaşamasını istemiyordum. Tabii bu 5 yıl önceydi.”
Tabii durum böyle olmamış. Karantina döneminde Porter hayatı ciddi anlamda sorgulamaya başlamış.
“Anneme bu durumu açıkladığımda ’14 yıldır sen bununla mı yaşıyorsun? Sakın bunu tekrar yapma. Ben senin annenim ve ne olursa olsun senin yanındayım. Bunu nasıl yıllardır anlayamadım’ dedi.
“Ona gerçeği söyledim çünkü belirli bir zamandan sonra gerçek tek mantıklı yol oluyor. Gerçekler sizi iyileştiriyor ve umarım özgürleştirecek de.”