Emrah'ın “Beni rüyasında gördü herhalde” dediği kadından çocuk sahibi olmasına ne demeli?
90'ların başları arabeskin yükseldiği, şarkıcıların albüm ismiyle aynı filmler çekerek ününe ün kattığı yıllardı. Bir Küçük Emrah gerçeği vardı ama isminin önündeki “Küçük” yavaştan siliniyordu; zira dikkat çeken bir delikanlı olmuştu.
Kadınlar Emrah'ın konserlerinde sahneye atlıyor, onunla tek kare fotoğraf çektirmek için birbirlerini eziyorlardı. 1991 yılındaki Bursa konseri de yine benzer görüntülere sahipti. Şanslı olan hayranlar, kulise kadar girip onunla tanışabiliyordu.
17 yaşındaki Ebru Çolak da işte o hayranlardan bir tanesiydi. Konser sonrası kulise gidebilmiş, hatta Emrah'la tanışmış, hatta ve hatta telefon numarası alış verişi bile yapmışlardı. Bir ünlü-hayran ilişkisinden daha yakın bir durum oluşmuştu.
Emrah ve Ebru, bir süre görüşmeye devam ettiler. İstanbul – Bursa hattı arasında yaşanan bu uzak mesafe ilişkisi, bir gün Ebru'nun Etiler'de bulunan Emrah'ın ofisine gitmesiyle daha yakın bir hal aldı.
İkili, o gün birlikte oldular. Buraya kadar oldukça sıradan giden bu durum, bir gün Ebru'nun “hamileyim” demesiyle karmakarışık bir kaosa dönüştü.
Çünkü Emrah hiçbir şekilde çocuğun kendisinden olduğunu kabul etmedi. Hatta Ebru Çolak için “Bu kız beni rüyasında görmüş herhalde” diyecek kadar olayların bir hayal ürünü olduğunu iddia etmişti.
Ebru'nun şan şöhret peşinde olduğunu iddia ediyordu Emrah. Ancak Ebru oldukça kararlıydı ve konuyu mahkemeye taşıdı; Emrah'a babalık davası açtı.
Tam 4,5 yıl sonunda Emrah'tan alınan doku ve kan örneklerinin eşleşmeşi sayesinde Tayfun'un, Emrah'ın oğlu olduğu resmi olarak belgelendi.
Ebru Çolak'ın tek talebi, babasının oğluna sahip çıkmasıydı. Tayfun'un nüfus kağıdı için yıllarca mücadele eden Ebru Çolak, nihayet başarılı oldu ve Emrah, Tayfun'u yıllar sonra nüfusuna geçirdi.
Emrah, Tayfun'u kabul etmişti etmesine ama aralarında öyle sevgi dolu bir baba oğul ilişkisi oluşamamıştı. Ayda yılda bir görüşüyorlar, arada tatile çıkıyorlardı.
Ancak Tayfun'un anlattığına göre ne olduysa o Bodrum tatilinden sonra oldu. Baba oğul zaten samimi olmayan ilişkilerini daha da soğuk yaşamaya başladılar ancak bu Tayfun'un seçimi değildi.
Sosyal medyadan ya da katıldığı programlardan sürekli olarak babasına sitemlerini gönderiyordu Tayfun. Hatta babasının kendisine bir feragatname imzalatıp, her tür maddi desteğinden men ettiğini söylüyordu.
Tayfun'un 1000 TL olan nafakası, 800 TL'ye düşürülmüştü Emrah tarafından. Aradaki 200 TL'yi oğlunun çalışarak kazanmasını istemişti Emrah. Tayfun'un ifadesi bu yönde en azından…
Yıllar geçtikte Tayfun “Babamdan hiçbir beklentim ve talebim yok, zaten bana babalık da yaptığı yok” şeklinde ifadeler veriyordu. Annesi ve kendisinin kurduğu hayatta iki kişi olarak ilerliyorlardı her zaman olduğu gibi.
Ancak babasının yaptığı Instagram paylaşımları da onun canını yeterince sıkmaya yetiyordu. Babasının, kardeşiyle olan fotoğrafını görünce üzüntüsünü işte bu cümlelerle dile getirmişti.
Emrah, yukardaki fotoğrafı: “Oğlumun uykusu gelmiş babasının kucağında uyuyakalmış Elyesam benim her şeyim” şeklinde paylaştı.
Tayfun ise aynı fotoğrafı kendi hesabından şu sözlerle paylaştı: “Babama gittim. Babam beni kabul etmedi. Hemen ardından kardeşimle bir fotoğraf paylaştı. Canım yandı. Yaşım kaç olursa olsun, ben de babamın omzuna başımı yaslamak isterdim. Bu bir kıskançlık değil. Neticede o da benim kardeşim. Çok zor günler geçiriyorum. Çok mu şey istiyorum? Bilmiyorum”
Bu olaydan sonra Emrah, hesabından “Edebim el vermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevap edebi elden gidene” şeklinde bir paylaşım yapıp Tayfun'u Instagram'dan engelledi.
Emrah'ın küçük oğlu Elyasa'nın Tayfun'a olan benzerliği ise hep konuşuldu. Geldiğimiz şu noktada ise Tayfun babası olan Emrah'la görüşmüyor. Emrah'tan da Tayfun'la ilgili herhangi bir söz çıkmıyor zaten…
Tayfun'un Survivor'daki bu açıklamaları ise çok konuşuldu
Ekranda birçok programda karşımıza çıkan Tayfun'u Survivor'da yarışmacı olarak seyrediyoruz şimdilerde. Gerçek hayatı tam bir Survivor olan Tayfun, bakalım yarışmada neler yapacak?