Ergenliğiniz o döneme denk geldiyse her maddede aklınıza gelecek bir tanıdığınız mutlaka vardır.
1. Artık yerinde otel olan, Yüksel Caddesi’ndeki ilkokulun karşısında bulunan harabede gizli gizli içenler.
2. “Cradle of Bodom” ve “Children of Filth” diyerek, iki farklı müzik grubunun adını birbirine hunharca karıştırmaktan çekinmeyen metal müzik coşkunları.
Headbang yaparken başı dönenler ocak dışıdır.
3. Ergenliğin en az üç ayında Gotik olmaya merak saranlar.
Gotik olmayı abartanların “Rüyalarımı bile siyah beyaz görüyorum abi.” gibi iddiaları olurdu.
4. Yeteneği varsa mutlaka bir Alternatif Rock müzik grubu kuranlar.
Konur veya Karanfil’deki çeşitli mekanlarda bedavaya sahne alıp kendilerini Rock müziğin ilahı/ilahesi gibi hissederlerdi.
5. Müzik grubuyla haftada bir stüdyo kiralayıp Green Day şarkılarına gerçek bir sanat duayeni gibi hayat verenler.
Aman ne havalar. O müzik grubu muhtemelen bir sene içinde iç çatışmalar yüzünden dağılmıştır.
6. Konur Sokak’ın başını tutmuş Emo, Gotik, Metalci, kaybolup gitmiş gençlerin arasına dalıp dünyaya karanlık bir pencereden bakanlar.
Ay tövbe estağfurullaf, ne garip saç modelleriydi, ne bitmek tükenmek bilmez bir karanlık, acı çekme haliydi o öyle.
7. Rockçıysa Konur’daki, Rapçiyse Karanfil’deki Dost Kitabevi’nin önünde bekleyenler.
Yolunu şaşırıp Konur’daki Dost’un önünde bekleyen Rapçiye varlığını sorgulatacak ölçüde ters ters bakanlar olurdu.
8. Tüm parayı içkiye, arkadaşlarla eğlenceye gömdüğü için insanlardan para isteyenler, bilinen adlarıyla, sinyal çekenler.
Günün sonunda kâra geçildiği bile olurdu.
9. Yonja, MySpace gibi platformlarda paylaşıp, takipçi toplamak için janjanlı fotoğraflar çekenler.
Selfie’nin temelleri bu platformlarda atıldı.
10. Son parasını kendi keşfi olduğuna inandığı kitap kafelerdeki bazlama tosta yatıranlar.
İnsanın midesi bayram ederdi.
11. Keyz açanlar: Sırf zevkine bile olsa, arkadaş grubuyla sokaklarda gitar çalıp şarkı söyleyerek yolunu bulanlar.
Bugün bu iş, toplu taşıma duraklarında daha profesyonel bir şekilde yapılıyor. Hüzünle gitarını tıngırdatan bir müzisyeni ergenliğini Ankara’da geçirmiş biri kadar iyi anlayan yoktur.
12. Meclis Parkı’nın çimlerine yayılarak, iç ısıtan Ankara güneşinde, arkadaşlarıyla sohbet edip kitap okuyanlar.
Felsefeye ilgi duyan arkadaş grubuyla Nietzsche tartışanlar, ergenliğin getirdiği hayatla kavga etme hali yüzünden, ‘batsın bu dünya’ felsefesinde fikir birliğine varırlardı.
13. Rock’çıysa saçlarını mavi siyaha boyayanlar, Emo’ysa aralara pembe atanlar, Tiki’yse balyaj yaptıranlar.
Renkli saçlar şimdi çok moda oldu, azizim, bu devrimin mimarları ergenliğini Ankara’da geçirmiş asi ruhlardan başkası değil.
14. Karanfil’deki pasajlarda piercing yaptıranlar, ona cesaret edilemiyorsa, kulağa dördüncü, hatta beşinci deliği açtıranlar.
Piercing’le eve gidilince, aile üyelerinden minik hık hık diye gitme nidaları yükselirdi. Torunun şeytanlı yollara saptığını düşünen büyükanneler gözlerini belerte belerte bildiği tüm duaları okuyup üflerdi.
15. Meşrutiyet Caddesi’ndeki köprülerden birinin basamaklarına oturup makus talihini düşünenler ve uzaklara dalanlar.
İçlerinde kim bilir ne fırtınalar kopuyordu.
16. Paramparça olsa da Converse’lerini ayaklarından çıkarmayanlar, hatta mümkünse yırtıkken giymeyi tercih edenler.
Vans ve Converse markacılığı arasında anlamsız bir kavgaya tutuşmak da bonustu.
17. Ankara oyun havası duysa omuz titreten, elinden tesbihi, omzundan ceketi düşmeyen okul reisleri, ağır abiler.
16 yaşında olup da o kadar arabeske gömülmeyi nasıl başarabildikleri büyük bir sırdır.
18. Okuduğu tüm kitapları Olgunlar’daki kitapçılara satıp ucuza yenilerini alanlar.
Kitap kurdu bir ergen için Olgunlar eşsiz bir cennettir.
19. Ders çalışmak niyetiyle gidilen Adnan Ötüken veya Milli Kütüphane bahçesinde arkadaşlarla goygoya tutuşup ders çalışmayı unutanlar.
Özellikle Adnan Ötüken’in büyülü atmosferine giden Kumrular Caddesi’ndeki düzenli yapılar ve sonbaharda tatlı tatlı yaprak döken ağaçlar insanın içini açar.
20. Okulu asıp arkadaşlarıyla Luna Park’a gidenler, ne kadar adrenalin dolu oyuncak varsa hepsine binenler.
Genç olunca kanı kaynıyor insanın tabii, Kamıkaze’ye arka arkaya dört tur binebiliyor.
21. Okul çıkışlarında, pancara dönmüş bir suratla, yer ve zaman ayırt etmeksizin kar topu savaşına tutuşanlar, kar üzerinde adeta bir sanatçı gibi hareket edenler.
Ankara’nın meşhur ayazında kulak memelerim kırılıp düştü de hissetmiyor muyum, diye kontrol ettikten sonra elbette.
Bonus: Ankara sokaklarını hasretle anarak, ergenliğin o tuhaf hallerini birlikte yâd edeceğiniz, her ne kadar eskiden bir akıma kapılmış olsa da, sizin için ömürlük dostlar.
Bu garip dönem arkasında, ister Konur Tayfa içerisinden olsun, ister Dost önündeki tatlı bir tesadüf sonucu, isterse deli dolu lise sıralarından, ömür boyu yanınızda olmasını isteyeceğiniz arkadaşlar bırakmıştır. Ankaralı birini gördüğünüzde gözleriniz yaşarır, kırk yıllık dostunuzu görmüş gibi sevinçle dolar, o güzel günlere geri dönersiniz.