90’lı yılların ilk yarısında yayın hayatına başlayan, gerçek veya gerçekleşmesi muhtemel toplumsal olayları konu alan uzun soluklu televizyon dizisi Gerçek Kesit’in en nevi şahsına münhasır karakteriydi Sarı Bıyık. Cahit Kaşıkçılar’ın büyük özverilerle canlandırdığı bu karakter Türk televizyon tarihinin de en unutulmaz karakterlerinden biri oldu, her bölümde farklı isimle farklı karakterle karşımıza çıktı ama izleyicileri için o hep Sarı Bıyık olarak kaldı.
Gelin bu unutulmaz karaktere biraz daha yakından bakalım…
1. Cahit Kaşıkçılar’ın büyük özverilerle ve başarılarla canlandırdığı Sarı Bıyık hafızalarımızda hep kafadan kontak, psikopat bir karakter olarak yer edindi.
2. Küçük yaşamında büyük düşlerle girdiği hayat oyunlarında çok kez denedi, denedi ama hiçbir zaman mutluluğa da zaferlere de nail olamadı.
Bu yüzden kimi zaman canına kıydı, kimi zaman da öldürüldü…
3. Sarı Bıyık, yıllarca gözümüzün önünde birçok karaktere büründü… Şizofreni, paranoya, obsesif kompülsif bozukluk, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıkları bünyesinde barındırabiliyordu.
Cahit Kaşıkçılar’ın hakkını yemeyelim, kah ağlatan kah dertlendiren kah güldüren performanslarıyla karakterler hâlâ gözümüzün önünde net bir şekilde canlanabiliyor.
4. Bu ruhsal rahatsızlıkların sonucunda öyle ki kendisine aşk mektubu bile yazmıştı Sarı Bıyık ve o mektubu kendine postalamıştı…
Postacı mektubu kapıya bıraktığında kimden geldiğine son derece şaşkındı. O satırlarda ise şöyle diyordu Sarı Bıyık: “Benim biricik sevgilim Recep, seni çok seviyorum. Ama ne yazık ki senden ayrıyım. Artık senin yanına gelmeye, senin olmaya karar verdim. Beni bekle. En kısa zamanda yanına geleceğim. Bundan sonra hep birlikte olacağız. Sen beni tanımıyorsun, seni şimdiye kadar gizli bir şekilde sevdim. Çok yakında geliyorum. Beni bekle.”
5. Hayatın onca sillesini yemiş olmasına rağmen kimi zaman yine de yaşam enerjisiyle doluydu, ekmeğe sana yağ sürdüğü yatak kahvaltılarında inadına direniyordu hayat karşı.
Mütevazı yaşamında nefes alabilecek alan da yaratabiliyordu istediğinde kendisine.
6. Çoğu zaman alkol problemleri olan karakterleriyle konuk oluyordu ekranlarımıza, alkolün hayatları nasıl kararttığını ondan öğrendik.
İçip içip intihara teşebbüsler, kafasında dönen çakallıklar o sofralardan çıkmadı mı?!
7. Her zaman kafasında bin türlü çakallıklar dolaşırdı ve kafasına koyduğu şeyi yapabilecek gücü olduğunu da bilirdik.
Damarına basan oldu mu dünyayı tersine döndürürdü Sarı Bıyık. ASLA UNUTMA ASLA AFFETME, hayat mottosuydu adeta.
8. İntikam soğuk yenen bir yemektir. İntikam da acısıyla tatlısıyla Sarı Bıyık’ın alametifarikasıydı.
“Ulan hepinizin kökünü kurutucam, kanınız bana lazım ulan…” diyerek düşmanının boynuna dişlerini geçirerek yerli Dracula’mız oldu Sarı Bıyık.
9. Bazen de ihanete uğrayan taraftaydı. İyi niyetiyle etrafındaki insanların ihanetini görmez, hep fitne fücurların dilinden duyar dünyası başına yıkılırdı.
“Onu bırak da sen kendi evindeki dükkâna bak!” diyen mahleli dostuna kafa çakmaya kalkarken aynı kişiden karısının ve arkadaşının kendisine ihanet ettiğini öğrenmesiyle dünyası alt üst olan, beyninden vurulmuşa dönen Cüneyt karakterini de unutmadık…
10. “Bize gelince ailem diyorsun…” Sarı Bıyık, ihanet eden tarafta da oldu elbet. Ajan tutup kardeşinin takip ettirip babasına ispiklemiş, kızın ağzından burnundan getirmişti şu hayatı.
Tüm Türkiye’ye ajanlığı öğreten kişi bile olabilir Gerçek Kesit’in o bölümüyle Sarı Bıyık. Yakın arkadaşına “benim kardeşim, senin de kardeşin…” deyip kız kardeşini elalemlere takip ettirip kıza dünyayı dar ettiydi, kalleş abi rolüyle.
11. Asla sınırları olmayan bir hayal gücüne sahipti…
Kendisine hayali sevgililer yaratıp adeta bir aşk adamı dedirten nitelikteki monologlarıyla yüreklerde sızı bıraktı. Yeri geldi tartıştı, yeri geldi romantizm dolu anlar yaşadı o sevgilileriyle. Kanepeyle, sandalyeyle yaşadığı bu aşklarda “Defalarca söyledim sana, senin yanındayım ben. Başka hiçbir yere gitmeyeceğim…” diyordu Sarı Bıyık.
12. Arkadaş kazığının tam manasını da Sarı Bıyık derin ve çarpıcı hikâyesiyle öğretti bizlere.
“Babana bile güvenmeyeceksin…” repliğiyle ortaklaşa seks kaseti şantajı işine girip nice hayatlar kararttı, üç kuruşluk para için Sarı Bıyık. Bedelini de canıyla ödedi…….
13. Aforizmaların adamıydı aynı zamanda. Her şeye rağmen keyif çattığı çilingir sofralarında bir dolu özlü sözler paylaşırdı izleyicisiyle.
“Benim adım Kazım, bana keyif lazım oğlum keyiiiif…” bunlardan belki de en unutulmaz olanıydı.
İyisiyle kötüsüyle Sarı Bıyık, ruhsal ve duygusal bir nesle büyük etkiler bıraktı, unutmadık!