Henüz 20’li yaşlarında olan kripto para borsası Thodex’in sahibi Fatih Özer ve Çiftlik Bank’ın sahibi Mehmet Aydın milyarlarca liralık vurgun yaptı. Habertürk yazarı Sevilay Yılman, benzer hikayelerinin tekrar tekrar yaşanmasının denetimsizlikten kaynaklandığını vurguladı.
İki milyar dolarlık yolsuzluk yaptığı iddia edilen kripto para borsası Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer’ hakkında internette araştırma yaptığını ve çok kısıtlı bilgi bulabildiğini belirten Yılman, “Ve şaka gibi ama işte şeceresi neredeyse hiç bilinmeyen Özer de, tıpkı “Çiftlik Bank” üzerinden vurgun yapan tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın gibi dönüşü olmayan bir biletle kayıplara karıştı. Yani değerli okur… İnanılır gibi değil ama sadece ve sadece yazılım kullanan bu yirmilik iki zeki ve çalışkan velet, Türk Milletinden 500.000 kişiyi ve toplamda 3.5 milyar doları çarpıp, kapağı Bahama adalarına atmayı başardı” dedi.
“Amerika’da böyle bir şey mümkün mü?”
Yılman şöyle devam etti:
“Peki nasıl? Nasıl böyle kusursuz yapabildiler bu operasyonları? Neden bu durum yaşandı? Söyleyeyim… Çünkü dolandırıcılıkta yeni bir sistem olan bu alanda denetim sıfır. Buna mukabil, geçmiş dolandırıcılık hikayelerinden hareket edip de, “caydırıcı” hiçbir örnek ortaya koyamadı hukuk düzenimiz. Resmen ama resmen; “Saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışına terk edildi. Hal böyle olunca da, bu alanın açıklarının ne olduğu konusunda pek mahir olan Mehmet Aydın ve Faruk Fatih Özer gibi fırıldaklar at koşturmaya başladı. Peki dünyanın en büyük saadet zinciri ile milyar dolarlık vurgun yapılan Amerika’da böyle bir şey mümkün mü?
Tabii ki değil. Çünkü orada sistem tıkır tıkır işliyor. Amerikan yargısı kurduğu; “Saadet Zinciri” ile milyarlarca dolarlık vurgun yapan Bernie Madoff’a öyle bir ceza kesti ki değerli okurlarım… Onun başına gelenleri bilen, gören Amerikalı bir vatandaşın, onun yaptığı benzer bir dolandırıcılığa meyletmesi zaten imkansız hale geldi.”
“Önlerinde Selçuk Parsadan gibi bir örnek varken…”
Selçuk Parsadan
“The Wizard Of Lies” filmini izleyenler bana hak verecektir eminim. Adam büyük dolandırıcı ama bunu yaptığına bin pişman ediliyor. Hayatı kaydırılıyor adeta” diyen Yılman, yazısını şöyle sürdürdü:
“Öyle kaydırılıyor ki; oğullarından biri utancından kendisini asarak intihar ediyor. Diğeri üzüntüden lenfoma kanseri olup ölüyor. Eşi resmen sürünüyor. Madoff ise geri kalan tüm ömrünü cezaevinde geçirmek zorunda kalıyor. Daha geçen hafta öldü. 80 yaşında. Düşünün… Kanser olduğu anlaşılıyor ve ölmeden 6 ay önce avukatı bu sebeple tahliyesini istiyor ama yargıç; ”Onun yüzünden çok insan mağdur oldu. Kabul edilemez bir teklif” deyip ret veriyor.
Peki bizim ülkemizde; “Saadet Zinciri” denilince akla gelen Selçuk Parsadan ne yaşadı? Koca bir hiç! Adam bırakın sıradan vatandaşı tokatlamayı filan emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un adını kullanarak dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i kandırıp devletin örtülü ödeneğini 5.5 milyar tokatladı. Yetmedi rahmetli aktör Yılmaz Zafer’in tedavisi için parasal sıkıntı çeken sanatçı Perihan Savaş’ın adını kullanarak aralarında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de olduğu birçok ünlü siyasiyi, iş adamını dolandırdı. Saklamadı, inkar etmedi ve hatta bir televizyon kanalına çıkıp tüm suçlarını itiraf etti! Sonra ne oldu? Güya 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı ama bunun da hepi topu 5 yılını yattı.
Çünkü 1996 yılında girdiği cezaevinden 2001 yılında Rahşan Affı sayesinde çıktı. Şimdi soruyorum… Denetimin sıfır. Caydırıcılığın sıfır. Ve önlerinde de Parsadan amcaları gibi şahane bir örnek var iken… Bu iki velet… Arkalarında binlerce insanın cinnet geçireceğini zerre-i miskal umursamadan yapmazlar mı dolandırıcılığın en alasını?”