Namaz, günlük hayatı planlar. Günü 5 kısma ayırır. Günlük bir program oluşturur, insanı vakit ile yüz yüze getirir ve her günün dolu dolu yaşanmasına yol açar.
Namaz, temizlikle başlar. Zira vücut ve etraf paklığı, namazın farzlarındandır.
Namaz İslam’ın simgesi haline gelmiştir. Müslümanlar namazı, Allah’ın bir buyruğu olduğu için kılarlar. Lakin Allah’ın bu buyruğunu yerine getirirken farkında olmadan, onun sayısız nimetlerinden de yararlanırlar. Aslında dinimizin hiçbir buyruğu akla, mantığa, bilime ve sıhhate karşıt değildir. Hepsinde bir hikmet ve yarar vardır. Namazın da bedene yararları çoktur.
Namaz kılmak tabiplerce hastaların eklem romatizmasını önleyen en tesirli gözetici önlem olarak öğütleniyor. Rükuda sırt ve mide kasları destek edilir. Mide civarı üzerindeki yağların eritilmesi sağlanır. Secdede baldır ve uyluk kasları hareketlenir. Bağırsakların hareketi sağlanıp kabızlığı önlemeye fayda.
Namazdaki tüm hareketler kalbin çalışmasını etkileyip kanın bedenin en uç noktalarına gitmesini hızlandırırken birebir anda hudutlarında hareketini sağlayıp rahatlatır. Uykusuzluğu giderir. Secdede taze kanla yıkanan beyin zindeleşip namaz kılanlarda bunamayı pürüzler.
Günde kırk rekatla seksen secde eden bedenin ömür uzunluğu bu hareketi ağır ağır yaptığı düşünülürse tüm bedenin istikrarlı hareketlere kavuştuğu anlaşılır.
İstanbul tıp fakültesinde 1980 yılında yapılan bir araştırmada, diz eklemi romatizması olan ve namaz kılan 30 hasta ile, yeniden diz eklemi romatizması olan ve namaz kılmayan 30 hasta karşılaştırıldı. Namaz kılanlarda şikayetler ve hastalık belirtileri 50 yaşından sonra ortaya çıkarken, bu hastalık namaz kılmayanlarda 40 yaşından itibaren görülüyordu.
Namaz kılanların ekleminde 10 derecelik hareket kısıtlanması varken, kılmayanlarda bu kısıtlama 25 dereceye ulaşıyordu. Bu araştırmaya katılanlardan namaz kılanlar, 10 basamaklık merdiveni ortalama 22 saniyede çıkarken, kılmayanlar 34 saniyede çıkabiliyorlardı. Namaz konusunda yapılacak her araştırmadan bu tıp sonuçlar elde edileceğine kesinlikle gözüyle bakılabilir.
Namaz, koordine, uyumlu bir ruhsal ve fizikî hareketler manzumesidir. Ayaktayken, dik durulması önerilir, ikinci kısım olan “Ruku”da, belin bacaklarla 90 derecelik bir açıyı, dizleri bükmeden gerçekleştirmesi gerekir. Yere, secdeye varıldığında, başın tabana dayanması, böylelikle bedenin tümünden daha aşağıda bir seviyede bulunması sağlanır. Bütün bu hareketler devam ederken bedenin tüm iradeli kasları ve eklemleri tam bir ahenk içinde hareket ederler.
Huzura kavuşan ve bu hisler içinde konsantre olan insanların beyinlerinde Dopamin, Interleukin-2 üzere unsurlar salgılanır. Dopamin rahatlık, ferahlık veren, hoş hisler sağlayan bir unsurdur. Interleukin-2 ise insanın savunma sistemini kuvvetlendirir.