Bazı insanlar ünlülerin hayatlarının ne kadar mükemmel olduğuna bakıp gıpta eder, şöhretlerini, paralarını ve güzelliklerini kıskanır. Ancak çok az insan bu insanların önceki hayatlarında neler yaşadığını, ne zorluklar çektiğini bilir. Herkesin özenerek iç geçirdiği bu insanlar geçmişlerinde ne zorluklar yaşamış gelin hep birlikte bakalım.
1. Charlize Theron
15 yaşına gelen Charlize kazandığı bir güzellik yarışmasından sonra bir güzellik ajansıyla 1 yıllık sözleşme yapıp Avrupa'da dolaşmaya başladı.
Daha sonrasında ise balerin olmak istediği için dans okuluna gitti. 19 yaşına geldiğinde ise dizindeki yaralanma sebebiyle kariyerine son vermek zorunda kaldı. Daha sonra kimseyi tanımadığı bir yer olan Los Angeles'a gidip aylarca ucuz bir otelde yaşadı. Neredeyse açlıktan ölüyordu çünkü hiç parası yoktu.
1995 yılında annesinin kendisine gönderdiği 500 doları çekebilmek için bankaya gitti.
Banka görevlisi veremeyeceğini söylediğinde ise Oscar'lık bir oyunculukla büyük bir olay yarattı. Yapımcı John Crosby yeteneğini fark etti ve oyunculuk okuluna girmesini sağladı. 3 yıl sonra ise bütün dünya tarafından tanınmaya başlayacağı o filmde oynadı: Şeytanın Avukatı.
2. Rose McGowan
Rose, Floransa'da Amerikalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Daniel 'Tanrının Çocukları' isimli bir tarikatın İtalya kısmının yöneticisiydi. Kendisi, karısı ve çocukları da tarikatın bir üyesiydi. Tarikat, üyelerinin dış dünyayla iletişimi kesmiş gazete okumayı ve televizyon izlemeyi yasaklamıştı. Tarikatın en kötü yönü ise üyeler arası kaotik cinsel ilişkiyi desteklemesiydi.
Tarikatın kurucusu David Berg bu işe çocukları da katmak isteyince Rose'un babası Daniel artık kaçmaları gerektiğini fark etti. Amerika'ya geldiklerinde Rose 9 yaşındaydı.
Amerikaya geldiklerinde Rose'un annesi ve babası boşandı ve Rose annesiyle birlikte yaşamaya başladı. Annesinin sevgililerinden birisi 14 yaşındaki Rose'dan kurtulmak için anneyi kızının uyuşturucu bağımlısı olduğuna ikna etti. Rose kliniğe yatırıldı ama kaçmayı başardı ve büyükannesiyle yaşamaya başladı.
16 yaşında Rose büyükannesinin yanından ayrılıp sevgilisiyle yaşamaya başladı. Garsonluk, kasiyerlik gibi birçok işte çalışırken sevgilisi ölen Rose evsiz kaldı ve bazen sokaklarda bile yatmak zorunda kaldı.
Yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen Rose 17 yaşında Seattle'daki sanat okuluna kaydoldu ve başarılı film kariyeri bundan sonra başladı.
Ama trajediler peşini bırakmıyordu, 2007'de bir olay daha başına geldi. Çok kötü bir trafik kazası geçiren Rose'un gözüne ve yüzüne çam parçaları saplandı. Doktorlar görme yetisini ve yüzünü başarıyla tedavi edebildiler ancak artık eskisi kadar iyi göremiyor.
3. Jim Carrey
Amerika'nın en çok kazanan komedyenlerinden Jim Carrey'nin gençliği çok da kolay geçmedi. Okuldayken ailesi maddi anlamda büyük sıkıntılar çekmeye başladı. Babası Percy işinden ayrılıp bir tekerlek fabrikasında tekrar çalışmaya başlayınca bütün aile de orada çalışmaya başladı. Jim, erkek kardeşi ve kız kardeşleri temizlik yapıyor, yerleri ve tuvaletleri yıkıyordu. O zamanlar Jim oldukça utangaç bir çocuk haline gelmişti.
Ailesi bu işten de ayrılmaya karar verince bütün aile karavanda yaşamaya başladılar.
Babası başka bir iş bulduğunda ise Burlington'a taşındılar ve orada 8 yıl yaşadılar. O zamanlar Jim'in annesi psikolojik sorunları olduğuna inanıyor, sahip olmadığı hastalıklara sahipmiş gibi davranıyordu.
Jim 15 yaşına geldiğinde babası onu Toronto'da bulunan Yuk Yuk isimli komedi kulübüne götürdü.
İlk şovu büyük bir fiyaskoydu ve kalabalık oldukça sinirlendi. 2 yıl sonra yeteneğini tekrar göstermek için yeni bir şov hazırlığı yaptı. Bu şovda Jim başarılı oldu ve stand-up gösterileri yapmaya başladı bu sayede de televizyon ve sinema dünyasına giriş yaptı.
4. Demi Moore
Babası annesini Demi daha doğmadan terk etmişti. Demi daha 3 aylıkken annesi sürekli iş değiştiren ve bütün parasını kumarda kaybeden Dan Guynes isimli biriyle evlendi. Bu yüzden de aile sürekli taşınmak zorunda kaldı. Annesi ve üvey babası da alkol bağımlısı oldu.
Bütün bunların üzerine Demi genç yaşlarda diş teli ve şaşı olması nedeniyle büyük gözlükler taktığı için sınıf arkadaşları tarafından da sürekli zorbalığa maruz kaldı.
Annesi bir şekilde para biriktirip bütün bu problemlerin düzelmesi için Demi'yi tedavi ettirdi. Erkek kardeşi doğduktan sonra hayatı çekilmez bir hale geldi ve sık sık evden kaçmaya başladı. 15 yaşına geldiğinde annesi ve üvey babası boşandı.
16 yaşında Demi evi tamamen terk etti ve 17 yaşına geldiğinde popüler Rock müzisyeni Freddy Moore'a aşık oldu.
Freddy, Demi ile evlenebilmek için 2 çocuğunu ve karısını terk etti. Demi'nin başarılı bir film yıldızı olmasında Freddy'nin çok büyük desteği oldu.
Bu arada annesi alkol bağımlılıyla mücadele etti ve alkollü araba kullanmaktan defalarca tutuklandı. Bütün bunlar Demi tam ünlü bir oyuncu olmaya başladığı sıralarda yaşandı. Sonunda annesine kanser teşhisi kondu ve birkaç ay sonra vefat etti.
5. Michael Douglas
74 yaşındaki oyuncu ve yapımcı Michael Douglas hayatı boyunca fiziksel ve manevi birçok sıkıntıyla karşılaştı. 1980 yılında yaşadığı kazadan sonra uzun yıllar tedavi gördü ve kariyerine 3 yıl ara vermek zorunda kaldı.
2003-2004 yıllarında Michael ve eşi Catherine Zeta-Jones, Dawnette Knight isimli bir kadın tarafından stalklanıyordu.
Dawnette, aktöre çok aşıktı ve karısına sürekli olarak tehdit mektupları yolluyordu. Mahkemede Catherine mektupların içeriğini görünce şok olduğunu hatta bu nedenle psikolojik problemler yaşadığını söyledi.
2010 yılında New York mahkemesi, Michael'ın ilk evliliğinden olan oğlunu uyuşturucu sattığı gerekçesiyle 5 yıl hapis cezası verdi.
Aynı yıl, oyuncuya gırtlak kanseri teşhisi kondu.
Sebebinin çok fazla stres, alkol problemi ve sigara olduğunu düşünüyordu. 1 yıl içinde tedavi görüp kanseri atlattı.
2013 yılında Michael 13 yıldır birlikte olduğu Catherine Zeta-Jones ile boşanacağını söyledi. Bu kararı vermesinin sebebinin Catherine'in psikolojik rahatsızlığı olduğu söyleniyor. 2011 yılında Catherin bipolar bozukluk nedeniyle tedavi görmüştü. Ancak yılın sonunda ikili barış sağlayıp birlikte olmaya devam ettiler.
6. Oprah Winfrey
ABD'nin en çok izlenen talk show programlarından birisinin sunucusu ve yapımcı Oprah Winfrey tarihin en etkili sanatçlarından biridir. Oprah aynı zamanda ilk siyahı milyarder kadın. Ancak çocukluğu oldukça büyük sıkıntılarla geçmiş.
Annesi hizmetçilik yaparak para kazandığı için kızını büyütecek vakti olmuyordu.
Bu nedenle Oprah 6 yılını büyükannesiyle yaşarak geçirdi. Sonra annesi Oprah'yı geri alıp Milwaukee'de eski bir mahalleye yerleşti. 9 yaşına geldiğinde kuzenleri, amcası ve amcasının arkadaşı tarafından tacize ve hatta tecavüze uğradı.
14 yaşında geldiğinde annesiyle anlaşamadığı ve büyük problemler yaşadığı için evden kaçtı.
Daha sonra hamile kaldı ve erken doğum nedeniyle bebeğini kaybetti. Bütün bunlardan sonra annesi Oprah'yı babasının yanına yolladı. Babası eğitimi için elinden geleni yapmaya hazırdı. 17 yaşında etkili konuşma üzerine bir yarışmayı kazandı ve Tennessee Eyalet Üniversitesi'nde iletişim okumaya başladı. Aynı yaşta CBS muhabiri oldu ve başarılı kariyerine ilk adımı atmış oldu.
7. Woody Harrelson
Woody fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve annesinin sekreter maaşıyla geçiniyorlardı. 3 yaşına geldiğinde anne ve babası boşandı. Bundan 4 sene sonra ise babası Charles cinayet sebebiyle hapse atıldı.
Hapisten çıktığında ise babası tekrar illegal işler yapmaya başladı.
1979 yılında Woody neredeyse 18 yaşına geldiğinde ise babası tekrar hapis cezasına çarptırıldı. Bu sefer ise bir bölge hakimini öldürmüştü.
Başlarda babasıyla asla iletişim kurmayan Woody daha sonra onu hapishanede ziyaret etmeye başladı.
2007 yılında Charles Harrelson hapishanede ölü bulundu.
8. Jack Nicholson
Çocukuğu ve gençliği oldukça sıradan olan Jack Nicholson müziğe oldukça ilgiliydi. Hatta gençliğinde Metro-Goldwyn-Mayer'da bile çalıştı. Oradayken yapımcı Joe Pasternak'ın ilgisini çekti ve Joe, Jack'in oyuncu olması uğraştı.
1974 yılında, Jack 37 yaşındaydı ve oldukça ünlü bir oyuncuydu.
O yıllarda Jack onu tamamen şoka sokacak bir sırrı öğrendi. Time gazetesi'nden bir gazeteci Jack ile ilgili kimsenin bilmediği ve herkesten saklanan bir bilgiye ulaşmış ve bunu Jack'e söylemişti: büyük ablası aslında Jack'in annesiydi. Diğer kardeşi Lorraine bu bilgiyi doğruladı ancak ailenin diğer üyeleri gibi o da babanın kim olduğunu bilmiyordu.
June, Jack'e hamile kaldığında 16 yaşındaydı ve ailesi bu olayın kızlarının kariyerine engel olmaması için Jack'i kendi çocuklarıymış gibi büyütmüştü.
Yani Jack'in 37 yıl boyunca anne ve babası sandığı insanlar aslında onun büyükanne ve büyükbabasıydı. 1964 yılına gelindiğinde hem biyolojik annesi hem de annesi olarak bildiği büyükannesi vefat etmişti.
9. Marilyn Monroe
1950'lerin en seks sembolü olarak görülen Marilyn Monroe zorluklarla dolu bir çocukluk ve zor bir hayat yaşadı. Annesi Marilyn'e hamile kalmadan önce kocası Martin Mortensen'den boşandığı için babasının kim olduğu bilinmiyordu.
Annesi kızına yeterinde ilgi göstermediği için asıl adı Norma Jean olan Marilyn 7 yılını diğer evlatlık çocuklarla birlikte koruyucu ailede geçirdi.
1993 yılının yazında anne Gladys Hollywood'ta küçük bir ev aldı ve kızını tekrar yanına aldı. Fakat birkaç ay sonra annesinde psikolojik rahatsızlıklar baş göstermeye başladı ve daha sonra paranoid şizofreni teşhisi konuldu. Gladys geri kalan hayatını hastanede geçirdi ve kızıyla neredeyse iletişime geçemedi. Bu yüzden Marilyn hayatının birkaç yılını tekrar farklı koruyucu ailelerin yanında geçirdi.
16 yaşına geldiğinde Marilyn, koruyucu ailesinden ayrılmak ve kendi hayatını yaşamaya başlamak için James Daugherty ile evlendi.
1 yıl sonra havalimanında iş buldu ve 2 yıl sonrasında da fotoğraflarını çekmek isteyen fotoğrafçı David Conover ile tanıştı. Fotoğraflarının çekilmesini kabul etti ve işinden ayrılıp Los Angeles'ta bulunan Blue Book isimli güzellik ajansında çalışmaya başladı. Bu iş sayesinde de ünlü oldu.
1946 yılında 20th Century Fox ile ilk kontratını imzaladı ve tüm dünyada tanınmaya başladı.
Ünlü olduktan sonraki hayatı da trajedilerle doluydu.
Birçok sevgilisi oldu, 3 kere boşandı, 2 kez hamile kaldı ve ikisinde de bebeklerini kaybetti. Yaşadığı hayatından dolayı yeterli uyuyamıyor, gecelerinin çoğunu karanlık odalar uyku ilaçları içerek geçiriyordu. Hem özel hayatında hem kariyerinde sorunlar yaşayan Marilyn 1962 yılında ölü bulundu.