Kocaeli’de hobi olarak başladıkları işi büyüterek firma kuran girişimci iki arkadaş, ürettikleri geleneksel ok gövdelerini iç piyasanın yanı sıra yurt dışına satıyor.
Gölcük ilçesinde yaşayan esnaf Sinan Önal ile tersane işçisi çocukluk arkadaşı Bedrettin Çulha, 2015 yılında boş zamanlarını değerlendirmek için ok gövdesi yapmaya karar verdi.
Ürettikleri ok gövdelerini Sivas’ta okçuluk kulübü yöneten bir yakınlarına göndererek test eden iki arkadaş, yaklaşık 6 ay süren Ar-Ge çalışmasının ardından gerekli standartlara sahip ok gövdesi üretmeye başladı.
Önal ve Çulha’nın ürettiği ok gövdeleri fiyat ve kalite bakımından ithal ürünleri geride bıraktığı için talep arttı. Bunun üzerine ikili firma kurup üretime geçti.
Yaklaşık 250 metrekarelik atölyede faaliyet gösteren firmanın ürettiği ok gövdeleri, yurt içi ve dışındaki profesyonel sporcular tarafından uluslararası müsabakalarda kullanılıyor.
“Yıllık 100 binin üzerinde üretim yapıyoruz”
SVS Okçuluk firmasının kurucu ortağı Sinan Önal, AA muhabirine, bu işe giriştiklerinde okçulukla ilgili hiçbir bilgilerinin olmadığını, profesyonel bir ok gövdesi yapana kadar 6 ay geçtiğini söyledi.
Piyasa girdiklerinde Türkiye’de satılan okların tamamının yurt dışından geldiğini belirten Önal, “Türkiye’de ilk başlayan biz olduk. Arada büyük fiyat farkı olunca insanlar yöneldi, yaptığımız işi de beğendiler. Böylelikle markamızın adı duyulmuş oldu.” dedi.
Önal, “Kendi zımpara tezgahımızı yaptıktan sonra yüzey kalitesinde Avrupa standartlarını yakalamış olduk. İlk başladığımızda yıllık 1000-1500 ok üretiyorduk, şu anda yıllık 100 binin üzerindeyiz.” diye konuştu.
“20 ülkeye ürün gönderiyoruz”
Ürettikleri okların profesyonel okçulukta kullanıldığını dile getiren Önal, şöyle devam etti:
“Yurt dışından talep görüyoruz. Doğrudan Endonezya, Malezya, Kuveyt, Suudi Arabistan, Rusya, Almanya, Fransa’ya gönderiyoruz. Toptancılarımız aracılığıyla da toplamda 20 ülkeye ürünlerimiz gidiyor. Şu anda 6,75 liraya sattığımız ok gövdesinin ithal olanı 15 lira. İki kattan fazla fiyat farkı var. Bu işe başladığımızda bir ok 35 liraydı. Şu anda birinci sınıf bir oku 20 liraya alabilirsiniz. Bu da insanların bütçesini yormadığı, bütçesinden bu spora pay ayırabilme imkanı sağladığı için geleneksel okçuluğun gelişmesine faydamız oldu. 5 yıl önce menzil okçuluğunda bir yarışmaya 5-10 sporcu katılıyordu ve bunlar da maddi durumu iyi insanlardı. Şu anda bir menzil yarışması olsa ok meydanında en az 500 sporcu toplanır.”
Önal, yurt içindeki sporcuların yüzde 90’ının ürünlerini kullandığını, hedeflerinin yurt dışı pazar sayısını artırmak olduğunu kaydetti.
“Ok, yuvarlak ve ince bir çubuktan ibaret değil”
Bedrettin Çulha da okların gövdelerinin imalatını yaptıklarını, kısa süre önce de başpare gez ve temren üretimine başladıklarını ifade etti.
İşe girince okun yuvarlak ve ince bir çubuktan ibaret olmadığını anladıklarını söyleyen Çulha, üretim aşamasına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bize kereste olarak gelen ağaç, burada belirli ebatlarda kesildikten sonra çıta haline getiriliyor. Torna işleminden geçtikten sonra duruma göre 3-4 kat zımparadan geçiyor. Zımparadan çıkan çubuklar, kalite kontrolden sonra 80 santimetre boyunda ebatlanıyor. Son olarak kalibre ölçümleri yapılıp gruplara ayrıldıktan sonra paketleniyor.”