Her birinin kendine ait ayrı bir cehennemi vardı. Ama ne yapıp edip kendilerini kurtararak güçlü birer kadına dönüştüler. ????
İşte onların akılalmaz hikâyeleri…
1. Ceylan Ertem'in çocukluğunda çevresinde şiddet barındıran olaylar dönüyordu.
2. 1983'te daha 16'sındayken Türkiye 2. güzeli seçilen Sema Yumak, gençliğinin baharında çok büyük bir acıyla sınandı.
Sema'nın erkek kardeşi Tunç Yumak, güzellik yarışmasına katılmasına şiddetle karşı çıkmıştı. Bunun için evde çıkan büyük bir kavga sonucundan babaları Tulû Yunak, cinnet geçirerek oğlunu öldürdü. Sema tüm olanlardan kendisini sorumlu tuttuğu için erkek kardeşinin ölmüş olmasını ve babasının hapse girmesini uzun süre kabullenemedi.
3. Hande Ataizi’nin anne ve babası o daha 3 yaşındayken ayrılmıştı.
Uzun yıllar babasını görmeden büyüyen Hande zor günler geçirmiş, bir babanın varlığını sürekli aramıştı. Ancak babasıyla iletişime geçme istediğindeyse dünya görüşlerinin farklı olması nedeniyle anlaşamamış ve yine birbirlerinden uzak kalmışlardı.
4. Güzide Duran da çocukluk yıllarından başlayıp gençlik yıllarını da kapsayan süre boyunca çokça acı çekti.
Her şey anne ve babasının o 2 yaşındayken boşanmasıyla başlamıştı. Onu ve kardeşi Gökhan'ı babaannesi bakıp büyüttü. Yaşı çok küçük olduğu için 9 yaşına kadar gerçek annesini bilmemiş ve babaannesine anne diyerek büyümüştü. Gerçek annesini öğrendikten bir süre sonraysa güzellik yarışmasına katılarak şöhretin kapılarını araladı.
5. Yeşim Ceren Bozoğlu henüz 6 yaşında bir çocukken cinsel istismara uğramıştı.
Cinsel tacize uğrayınca korkup ağlamış, başına ne geldiğini tam bilmese de anne olmak ve bebek sahibi olmakla alakalı olduğunun farkına varabilmişti. 3 sene süren bu kâbus dolu günlerde, “Bebeğim olmasın!” diye dua etti. Çocuk aklıyla yıllarca olanların kendi suçu olduğunu zannetti. Sonrasındaysa erkek gibi davranarak güçlü olmaya çalışmıştı.
6. Deniz Türkali de babasından şiddet görerek büyüyen bir çocuktu.
Hak ettiği için dayak yediği söyleniyor ve bunu hazmetmesi bekleniyordu. Yaşadıklarını evin dışında kimseye anlatmamıştı. Yine de hiçbir şey gizli kalmadı. Ancak akrabalar da öğrenmeye başlamış olsa da kimsenin elinden bir şey gelmemişti. Şiddete maruz kalmaya devam etmişti.
7. Lerzan Mutlu da çocukluk yılları pek de parlak geçmeyen ünlülerden biriydi.
Annesinden çok kez dayak yemiş, ufak bir çocuk olarak bu durumu kabullenmişti. Annesi sonraları bile “İyi yapmışım bak adam olmuşsun.” diyerek yaptığı şiddeti savunmuştu. Lerzan ise durumu artık o kadar doğal karşılıyordu ki “Çok dayak yedim ama uslu kız oldum.” diyerek yaşadığı istismarı yok saydı.
8. Selin Ciğerci kimlik savaşı verdiği zorlu bir gençlik dönemi yaşamıştı.
Cinsiyet değiştirmek istediğini öğrenen ailesinden tepki almış, üzerine de ailesinin istediği gibi bir insan olamadığı için babası tarafından evden gönderilmişti. 5 yıl boyunca hiçbir şekilde görüşmediler. Arkadaşlarının evinde kalsa da maddi açıdan zorluklar çekti. Hem maddi hem manevi olarak zorlu günler geçirdi.
9. Hilal Cebeci daha çok küçük yaşlardan itibaren annesinden şiddet gördü.
Annesi kimi zaman iyice abartmış, demir sopayla dövmüştü. O zamanlar defalarca annesine yapmaması için yalvarmıştı. Hiçbir çabası işe yaramamış, uzun yıllar bu durum böyle devam etmişti. Sonraları bu durumu kendi içinde atlatamamış, psikolojik tedavi görmesi gerekmişti. Tedavi sonrasında bile tam olarak toparlanamadığını, annesiyle hâlâ görüşse de birkaç saatten fazla yan yana duramadıklarını söylemişti.
10. Nazan Öncel'in anne ve babası o çok küçükken ayrılmıştı.
Annesi öz babasından ayrıldıktan sonra bir başka adamla evlendi. Ancak bu yeni evlilik ve üvey babası küçük Nazan'ın en büyük kâbusu olacaktı. 9 yaşındayken bir gün küçük kardeşiyle ilgileniyordu. Odaya giren üvey babası ona cinsel istismarda bulundu. Bu durum Nazan'ı çok büyük bir travmaya maruz bırakmıştı.
Bu içeriklerimize de göz atabilirsiniz.