Aşağıda yazdığımız bazı yöntemlerle insanları yönlendirebilir, etkileyebilir ve girdiğiniz tartışmaları daha kolay kazanabilirsiniz. İşte iyi amaçlar doğrultusunda kullanmanızı tercih ettiğimiz basit ama oldukça etkili yöntemler.
1) Bir insanı yönlendirebilmek için iki şeyi çok iyi bilmeniz gerekiyor; birincisi o kişinin en çok neyi istediği, ikincisi ise en çok neyden korktuğu.
2) Eğer bir insan tarafından eleştirilmek istemiyorsanız, onun sizi eleştirebileceği her açıdan kendinizi eleştirin. Bu sayede kişi sizin zaten bu olumsuz yönlerinizin farkında olduğunuzu düşünüp ayrıca bu olumsuzluklar üzerinde düşünmez.
Kendinizi eleştirdiğinizde insanlar sizin kusurlarınızı keşfetmemiş, öğrenmiş olurlar. Bu da şu algıyı oluşturur “evet böyle bir sorunu var ama halledecek, hem ben onu kusurlarıyla seviyorum”…
3) Beden dilinizi doğru kullanın; konuşurken avuç içlerini karşı tarafa dönük tutmak, yani ellerinizin içini görmesini sağlamak kişide size karşı güven duygusu oluşmasını sağlar.
Avuçlarınızın karşınızdaki insana dönük olması size güven duymasını sağlar. Psikolojik olarak elinin içinde ne olduğunu göremediğimiz kişi bizi rahatsız eder. O yüzden sohbet sırasında elleriniz açık, görünebilir bir yerde ve karşı tarafa dönük olmalıdır.
4) Her insanın bir gözü diğerinden daha küçüktür. Konuşurken kişinin küçük olan gözüne bakmak ona karşı üstünlük kurmanızı sağlar. Karşınızdaki insan bilinçli olmadan zayıf yönlerini gördüğünüze inanır.
Dikkatli bakarsanız her insanın iki gözü arasında fark görürsünüz. Göz bebekleri olarak düşünmeyin, gözün ne kadar açık olduğu da buna bir işarettir.
5) Bir insanı dinlerken ağzına bakarsanız onu anlamaya çalıştığınızı, gözlerine bakarsanız anladığınızı ve konuşma sırasının size geçmesini beklediğinizi hisseder. Konuşan kişinin ağzına değil gözlerine bakın. Önceki maddeyi unutmayın.
İnsanların ağzına bakmak hem rahatsız edicidir hem de sizin dinlediğiniz şeyi tam da anlayamadığınızı gösterir. Oysa gözlerine bakmak hem anlattığı şeyi daha kısa kesmesini hem de onu daha iyi anladığınızı gösterir.
6) Eğer bir insanı ilişkide olduğu birinden uzaklaştırmak istiyorsanız karşısındaki kişinin eksiklerini söylemeyin; bu onun da kendisinde eksikler arayıp aradaki dengeyi kurmaya çalışmasına neden olur. Bunun için yapmanız gereken şey çevreden daha mükemmel ilişkileri örnek vererek ilişkinin tamamını kıyas içine sokmasını sağlamaktır.
Çevrenizdeki güzel ilişkileri anlatarak ve örnek göstererek kişinin aslında içinde olduğu ilişkide mutsuz olduğunu, yaptığı şeyin kendisine zarar verdiğini ve aslında ilişkilerin daha olumlu şeyler olduğunu düşünmesini sağlayabilirsiniz.
7) Bir insanın sizden uzaklaşmaya başladığını hissettiğinizde onu kıskandırma yöntemini seçmeyin; bu daha fazla öfke oluşmasına neden olur ve intikam arzusu yaratır. Doğru yöntem egolarına dokunmaktır.
Kişilerin egolarını okşamak ya da incitmek onun daha karmaşık düşünmesine neden olur. Sizden uzaklaşmaya başlayan birinin çok sevdiği bir şeyi göstermek, ona iyi hissettirmek yahut tamamen ilişkiyi kesmek onun “neler oluyor” sorusunu kendisine sormasını sağlar.
8) Haksız olduğunuz her konudan mağdur edebiyatı sayesinde çıkabilirsiniz. Bunu iyi değerlendirin; kişinin size yönelttiği her suçlamaya karşılık, “yaptım çünkü…” ile başlayan cümleler kurun.
Sizi suçlayarak tartışma atmosferi yaratan kişilere karşı determinist olun. Sebep sonuç ilişkileri kurun; “yaptım çünkü şundan şundan dolayı” gibi şeyleri doğru ifade ederseniz kişinin kendini de objektif olarak değerlendirmesini sağlarsınız.
9) Bir konuda bilmediğiniz bir dedikodu varsa ve eğer şüpheleniyorsanız zaten biliyormuş gibi davranın. Bu kişinin sizin de konuya hakim olduğunuzu sanarak dökülmesini sağlayacaktır.
Bir insana “neler oluyor” diye sorarsanız o kişi size “bunlar sır” diyebilir. Ancak “şöyle şöyle olmuş doğru mu” diye tahmin ederek biliyor gibi davranırsanız o zaman ya size “evet ya, üstelik şunlar da olmuş” diyerek tamamlar, yahut söylediğiniz şey yanlışsa düzeltmeye niyetlenir.
10) Bir insanı olmadık bir yalana inandırmak istiyorsanız yanına daha büyük yalanlar ekleyin. Diğerlerini akıl dışı bulup asıl vermek istediğiniz mesajı basitleştirmesini sağlayın.
Bir kişiye “falanca kişi evinde muz ağacı yetiştiriyormuş” derseniz buna inanmayabilir ama “evinde muz ağacı varmış, muzlar yeşil, tatları limon gibiymiş; üstelik tam bir metre boyundaymış” derseniz bir muz ağacı olamayacağından çok, o koşullarda bir muz ağacının olamayacağını düşünmesini sağlarsınız…