Son günlerde ayçiçek yağı üzerinden oluşturulmaya çalışılan “yok” algısı gerçeği yansıtmıyor. Yıllık bitkisel sıvı yağ üretiminin yüzde 70’ni yerli olarak üretildiğine dikkat çeken tarım bölümü temsilcileri, spekülatif telaffuzlarla vatandaşı stokçuluğa yönlendirilmesine yansılı. Türkiye’nin sıvı yağ stokları ve yeni dönemdeki rekolte beklentisini pahalandıran İstanbul Ziraat Odası Lideri Ömer Demir, şu anda stoklarda gereğince eser olduğunu vurguladı.
“TÜRKİYE’DE NE ZEYTİNYAĞI NE DE AYÇİÇEK YAĞI SORUNU VAR”
Türkiye’nin bitkisel yağ üretiminde yüzde 65-70’lerde kendi kendine yeten bir ülke olduğunu belirten Ömer Demir, “Kalan yüzde 30’u ithal ediyoruz. Tez ediyorum ki yıl sonuna kadar yağ ithal etmeyelim tekrar de ıstırap yaşamayız. Raflara gelirsek, 2-3 günde bir eserin stoku bitmez. Eser aslında 1 aydır rafta duruyor. Bunun ismi stokçuluktur. Hafta sonu inanılmaz sayıda yağ satışı yapıldı ve çok büyük bir yarar elde edildi vatandaşın üzerinden. 15-20 gün sonra yağ fiyatları düşecek. Türkiye’de ne zeytinyağı ne de ayçiçek yağı sorunu vardır. Türkiye’de stokçuluk sorunu vardır” dedi.
“PLANLI BİR VURGUN YAPILIYOR”
Eseri üretenin para kazanamazken aracı satıcıların kat kat fazla kazandığını söz eden İstanbul Ziraat Odası Lideri, “Yaşanan panik ve kaos havasının maksadı insanları korkutmak. Bunun üzerinden para kazanmak ve siyasi rant elde etmek. Muhalif medyada da bu imajların bilhassa servis edilmesi, kriz varmış üzere lanse edilmesi büsbütün planlıdır. Daha evvel yapamadıklarını 2022’de besin üzerinden, iktisat üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Kaygı anındaki tepkileri âlâ biliyorlar. Bunun üzerinden oynuyorlar. Kazanan tekrar kaostan beslenenler oluyor. Bu kriz yapay bir kriz ve büsbütün algılarla yönetiliyor. Devletimiz en kısa müddette buna tahlil bulacaktır” formunda konuştu.
İstanbul Ziraat Odası Lideri Ömer Demir.
“ÜRETİCİNİN KAZANMASI LAZIM”
Türkiye’nin tarımda daha esaslı bir ıslahata muhtaçlığı olduğunu belirten Ömer Demir, bu alanda işi bilen uzmanlarla çalışmak gerektiğini ve radikal kararlar alınmasının büyük ehemmiyet arz ettiğini lisana getirdi. Demir, “Profesörlerle, konseylerle bu iş olmaz. Alışılmış ki onlara da gereksinim var fakat katiyen yeni düzenlemeler yapılması lazım. Türkiye’de ne zeytinyağı ne de ayçiçek yağı sorunu vardır. Türkiye’de stokçuluk sorunu vardır” diye konuştu. Eseri üretenin 2 lira kazanırken, satıcının o eserden 20-30 lira kazandığını aktaran Demir, bunun son derece yanlış olduğunu, asıl üreticinin kazanmasının gerektiğini lisana getirdi.
“TÜRKİYE’NİN TARIMDA ÖNÜ AÇIK”
Tarım Bakanlığı’nın da üstüne düşeni yapması gerektiğini belirten Demir, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanı’mız, Başbakan’ken ben hatırlıyorum daima toplantı yapardık. Bu formda sıkıntıları süratli çözüyorduk. Bugün yanıbaşımızda savaş var. Tarımda ve ticarette, yaptırım gücü olan yeni bir sistem kurulmalı. Bakanlıklara bu bahiste çok iş düşüyor. Ben daima çiftçiyle, üreticiyle beraberim. Haftanın 5 günü onların sıkıntılarını dinliyorum. Türkiye’nin tarımda önü epeyce açık.”
“100 BİN TON FAZLA ZEYTİNYAĞIMIZ VAR”
Yeni Şafak’ın haberine nazaran Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Kurulu Lideri Mustafa Tan, Türkiye’de yeteri kadar yerli üretim zeytinyağı stokunun bulunduğunu belirterek, “Bu yıl yaklaşık 235 bin ton zeytinyağı üretimi yaptık. Geçen yıldan dönem stokla 270- 280 bin ton civarında elimizde zeytinyağı var. Bizim bilançomuza baktığımızda ortalama iç tüketimimiz kişi başına 2 kilogram olduğuna nazaran toplam 160-170 bin ton civarındadır. Hem iç tüketime hem de ihracata yetecek kadar zeytinyağı mevcut” sözlerini kullandı.
