Ayaklarının altı cennet olan fedakar, cefakar analarımız. Ne yapsanız haklısınız ama acaba arada bir kendinize dışarıdan bir gözle baksanız mı?
1. Kendisi uyandıktan sonra evdeki hiçbir insanın uyumasına izin vermez.
2. Bulduğu her şeyi çöpe atar.
Annen odanın kapısını açıp sana bir nesne göstererek “Bu ne?” diye sorar. Bunun anlamı şudur; “Gördüğüm her şeyi çöpe atacağım buna hazır mısın?”
Elinde kitap, kalem ya da herhangi bir şey de olsa o soruyu sorar. Elindeki şeyin ne olduğunu bilmediği için değil, “Bu ne ya bu ne gereksiz bir şeymiş çöpe atıyorum bunu” mesajını vermek için sorar.
3. Belli favori cümleleri vardır ve her konuyu o cümlelerle bitirir.
Favori cümleleri, “Hakkımı helal etmem!”, “Ben kimim ki?” ve “Anne olunca anlarsın.”dır. Bakın bu konuya biraz eğilin ve annenizin bu cümleleri kullanma sayısını bir kenara not alın. Çıkan sonuca inanamayacaksınız.
Not alırsan hakkımı helal etmem annecim!
4. Artan yemekleri asla çöpe dökemez.
Yemek piştiği gün, tencereden başka küçük bir tencereye geçer. İkinci gün daha küçük bir tavaya geçer. Üçüncü gün küçük bir saklama kabına geçer. Dördüncü gün çok az bir yemek kalır. Annelerin elinde olsa onu da çay tabağına koyup yeniden dolaba koyarlar ama bir şekilde onu çöpe atmaya ikna edersiniz.
5. İsimlerle arası pek iyi değildir.
Sizi çağıracağı zaman, sırayla diğer kardeşlerinizin hatta kuzenlerinizin isimlerini bile söyler ama bir türlü sizin isminizi söylemez. Sonra da “İki saattir sana sesleniyorum neden gelmiyorsun” diye trip atar.
6. Kıyafetlerini gizli gizli alt komşunun çocuğuna verir.
Mağazada görür görmez vurulduğun o mavi tişört var ya, eskimesin diye çok az giydiğin, ütülerken çok hassas davrandığın. Hani birkaç haftadır ortalarda göremediğin, arkadaşlarımda falan unuttum herhalde diye düşündüğün…
Arkadaşlarında unutmadın. Evet ne yazık ki alt komşunun çocuğuna verildi o. Annen o tişörtü senin üstünde çok fazla görmediği için, kendi kendine karar alıp tişörtü alt komşunun çocuğuna verdi. Alt komşunun çocuğu sana olan her şeye sahip olacak bir gün, alış buna.
7. Giydiğin tüm kıyafetler onun için potansiyel birer temizlik bezidir.
-Anne kendime yeni tişört aldım nasıl olmuş? Bak çiçekli çiçekli sen çok seversin.
+Kızım bu tişörtle çok güzel cam silinir aslında.
– ?????
8. Saklama kaplarına derin bir tutkuyla bağlıdır.
Evde renk renk, şekil şekil, bir sürü saklama kabı vardır ama bunlar bir anne için asla yeterli değildir. Hep daha fazlasını ister. Mağazada gezerken gördüğü saklama kaplarına içi eriyerek, aşkla bakar. Yoğurt kabı yıkanır saklama kabı yapılır, peynir kutuları atılmaz çünkü içine mutlaka bir şey koyulacaktır. Saklama kabı aşkı öyle bir aşktır, anlayamayız.
9. Karnının doyduğuna asla inanmaz.
Doğduğunuz günden itibaren, kendisini, sizi doyurmaya ve mutlu etmeye adamıştır. Siz istediğini kadar, doydum, aç değilim, hayır anne üşümüyorum deseniz de, onun gözünde, doymadınız, çok açsınız, çok üşüyorsunuz.
Bu savaşın galibi her zaman annemiz olacak. O yüzden direnmeye gerek yok. O “Ölümü gör ye.” demeden siz ikinci tabağı alın gitsin.
10. Her şeyi ama her şeyi babalara anlatır.
Evet maalesef acı ama gerçek. “Anne babama sakın söyleme ama benim sevgilim var.”, “Anne bak aramızda kalsın ben yılbaşını sevgilimle geçirmek istiyorum.”. Hayır aranızda kalmayacak, babanız o konuyu o gece öğrenecek. Anneniz konuyu biraz daha yumuşatarak ve babanızı kandırarak ona söyleyecek ve kabul ettirecek.
11. Evin temizliği konusunda asla tatmin olmaz. Temizlik yapıldıktan sonra bile her yer mikrop doludur.
Her Pazar sabahı elektrik süpürgesi sesiyle uyanmamızın bir sebebi var; evimiz çöp eve dönüştü! Evet annelere göre evler mikropların gülüp eğlendiği, minik bir çöp cenneti. Hiçbir temizlik bu evi temizlemek için yeterli değildir. Ona göre banyonun her yerinde kıllar vardır, camlar çamur içindedir, fayansların kirden rengi değişmiştir. Bu yüzden sürekli ama sürekli temizlenmeye muhtaçtır.
12. 400 kilo da olsan, onun gözünde sıfır bedensindir.
Size bakarken gözleri dolar, konuşurken sesi kısılır. Çünkü o kadar zayıfsınızdır ki kemikleriniz sayılıyordur, uzaktan bakınca bir hastalığınız varmış gibi görünüyordur, gözünüzün feri sönmüştür. Hayır anne gayet sağlıklıyım, zayıf değilim deseniz de “Bari bir doktora gidip kan değerlerine baktır.” der.
13. Cevabını bildiği sorular sormaya bayılır.
“Sen mi geldin?”
“Uyumadın mı?”
“Hala mı bilgisayar başındasın?”
EVET ANNE EVET EVET EVET!
Şaka bir yana. İyi ki varsınız. Allah sizi başımızdan eksik etmesin.