Uzuun yıllar boyunca Zeki Alasya ile muhteşem bir ikili, sonraları tek başına koca bir dev oldu Metin Akpınar. Girdiği her rolle, her haliyle ayrı sevdirdi kendini izleyiciye.
Kaynak: ViBio
1941 yılında Aksaray’da dünyaya gelen Akpınar, yedi nüfuslu evde tek erkek çocukmuş. Hatta bu sebeple kendini pek çok röportajda ana kuzusu olarak nitelendiriyormuş.
Sokağa çıkmaya başladığı zamanlarda iri yarı çocuklardan yediği dayaklar sebebiyle kendini geliştirip kabadayı olmayı koymuş kafasına.
Hatta olmuş da! O dönem Aksaray’ın kendisinden sorulduğunu söylüyor Metin Akpınar.
İki üniversite bitirdiği bilinse de, o aslında Pertevniyal Lisesi mezunuymuş.
Bunun sebebi önce Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde 2 sene Felsefe ve ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de 1-2 sene okumayı denemesi ancak yarım bırakması.
Her ne kadar babası hiç istemese de 10-12 yaşlarında evdeki süpürgeyle taklit yapıp herkesi güldürmeye başlamış.
Komedi de çocukluk hayallerinden biriymiş aslında.
Dostoyevski’nin Budala adlı eserini okumak onun hayatını değiştirmiş.
17 yaşındayken okuduğu kitap onu okumaya alıştırmış ve ufkunu açmış. Kaba kuvvet ve dayağın aslında gereksiz olduğunu, bilginin önemini anlamış bu kitapla.
İnsanları bileğinin gücüyle dövmektense sözleriyle dövmenin çok daha anlamlı olduğunu fark etmiş ve 1957 yılında amatör olarak yeşil sahnede yer almasıyla oyunculuğa adım atmış.
Bu oyun sahnelenemese de o hiç vazgeçmemiş.
Babasının yüksekokul bitirmesi konusundaki baskıları sonucu henüz 19 yaşındayken evden kaçarak Göksel Özdoğdu ile evlenmiş.
Aşkları için de “Aksaray’ın en büyük yangını” ifadesini kullanıyor Akpınar.
Mesleğine evliliğin engel olacağı düşünülse de hiç de öyle olmamış. Eşinin de anlayışı ile, hatta evliliğinden ödün verdiğini düşünerek işine daha fazla vakit ayırmış.
Bu sebepten de çocuk sahibi olmayı hiç düşünmemişler.
Profesyonel olarak ilk sahneye çıkması 1964 yılında Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda gerçekleşmiş.
50’li yılların sonuna doğru Milli Türk Talebe Birliği’nde Tiyatro Bölümü yöneticisi olmuş ve Zeki Alasya ile de burada kesişmiş yolları.
Tiyatroda Pembe Kadın sergileneceği zaman kadın oyuncunun gelmemesi sonucu bu rolü Zeki Alasya canlandırmış ve uzuuun yıllar sürecek bir dostluk hikayesi de böylece başlamış.
1967 yılında Haldun Taner, Ahmet Gülhan ve Zeki Alasya ile birlikte Türkiye’nin ilk kabare tiyatrosu olan Devekuşu Kabare’yi kurmuşlar.
Sinema ile ilk tanışması, Kemal Sunal’ın da beyaz perdede rol aldığı bir film olan Tatlı Dillim ile olmuş.
Zeki&Metin efsanesi ve ikilisi de Mirasyediler filmi ile tamamen başlamış olmuş.
Bu ikili arkadaş olunca fark etmiş ki aslında aynı mahallenin çocuklarıymış, babaları aynı fabrikada çalışıyormuş ve hatta anneleri vefat edince aynı camiden defnedilmişler.
Propaganda filmi ile kariyerine tek başına devam etme kararı alsa da, bu, dostluklarından hiçbir şey eksiltmemiş.
Akpınar hakkında bilinmeyen bir özelliği de tıp ile olan ilgisi.
Kütüphanesinin bir bölümü tıp kitapları ile doluymuş ve hatta bir dönem tıp konferanslarına katılıp son konuşmayı da o yaparmış.
Son olarak 2018 yılında Uğur Dündar’ın programında ettiği sözler sebebiyle hakkında dava açılmış ve davadan ancak 2021 yılında beraat etmişti.
O güzel bir öykü anlatıcısı, başarılı bir oyuncu, her sanatçı kadar düşünen ve muhalif, duyarlı, bilmediğini açıkça söyleyebilen ve öğrenmeye açık, bizlere güzel günleri hatırlatan ve yaşanacağını umut ettiren biri Metin Akpınar…
Videonun tamamını izlemek isterseniz: