Bunları yaşayan kaç kişiyiz bir söyler misiniz?
Beyler müsaade ederseniz biraz kadın arkadaşlarımızla dertleşeceğiz. Çünkü bazen bizi çıldırtıyorsunuz. Her kadının hayatında mutlaka en az bir tane “Allah onun belasını versin, yüzünü görmek istemiyorum” dediği adamların yaptıkları duygusal şiddetti kendi dilimizle ele alacağız.
“Kesinlikle evden dışarı çıkmıyoruz. Şuraya gidelim diyorum yok, buraya gidelim diyorum yok. Bir kere çıkalım dedik, saçma sapan bir yere götürdü beni” (Bunun adı Stashing yani Zulalama)
Çünkü hafazanallah ya birileri görürse ve potansiyeller elden kaçarsa? Bu yüzden sizi asla kendi ortamlarına sokmaz, arkadaşlarıyla bir araya getirmez, işin ciddi görünmemesi için aile bireyleriyle de tanıştırmaz. Kendini garantiye almak ve başka kadınlara da kapıyı kapatmamak diyelim biz buna kısaca. O yüzden “Ev rahat ya n'apcaz dışarda!” diye diye sizi dört duvar arasına tıkıp depresyona sokabilirler. Evleri onların kalesidir çünkü.
“Ya neler yaptı benimle birlikte olmak için inanamazsın. Hayvan gibi ilanı aşk etmeler, sürekli merak etmeler, ilgi manyağı yapmalar… Sonra birden kesildi. Ben mi uyduruyorum bunları ya?” (Bunun adı Love bombing yani Aşk Bombardımanı)
Hayır canım sen uydurmuyorsun, yaşandı bütün bunlar. Seni bir prenses, bir tanrıça hatta evrenin hakimi gibi hissettirdi. Seninle birlikte planlar yaptı, sana hayaller kurdurttu, seni mutlu edecek büyük cümleler çıktı ağızdan, seninle gurur duyduğunu üçüncü kişilere her zaman söyledi senin yanında, takdir etmekten çekinmedi. Egonu şişirdi şişirdi, onun sana deli gibi aşık olduğuna bir güzel inandırdı. Adeta bir uyuşturucu etkisi gibi damarlarına bu aşk damlalarını zerk etti. Sen artık ona bağımlı bir karakter oldun, o ilgi sanki hep böyle stabil gidecek gibi geldi. Hayır! İlgiyi yavaş yavaş azalttı ve sen o minnacık bir ilgiye bile muhtaç olduğun için artık ona hiçbir şekilde karşı koyamaz hale geldin. Bunu bildiği için de seni bir güzel kontrol etmeye başladı mı? Oynayıp duruyor kedi gibi. Peki neden? Çünkü adamda narsist kişilik bozukluğu var, böyle şeylerden besleniyor. “Beni istiyor” dedirtiyor kendine ve ne kötü ki gerçekten de onu istiyorsun. Bakın bu sadece ruh hastalarının yapacağı bir şey gerçekten. Koşarak kaçın bu manyak oğlu manyaktan!
“Yemin ederim kendimi sorgular hâle geldim. En ufak bir tartışma sonrası “ben ne yaptım acaba?” diye düşünüyorum. Bütün sorunlar benim yüzümdenmiş gibi geliyor”. (Bunun adı Gaslighting)
Mesela size sürekli parmak sallayarak alttan alttan “sen aslında şöyle bir insansın”ı işlemesi bunun en basit örneklerinden. Çeşitli telkinlerle algınızla oynayıp sizi hiç olmadığınız birisi gibi düşündürüp kendinizi sorgulamanıza sebep olur bu ruh hastaları. Söylenen şeylerin söylenmediğine, yaşananların yaşanmadığına ikna ederler bir anda. Sonra her fırsatta kendinizi, kendinizden şüphe ederken yakalarsınız. Yazarken benim içim daraldı, bilimsel geniş açıklamasını bulup okursanız siz de sinir krizi geçirebilirsiniz. Yemin ediyorum var böyle manyaklar!
“Arıyorum arıyorum açmıyor, telefonlarıma cevap vermiyor. WhatsApp'ta çevrimiçi olduğunu görüyorum ama tık yok. Adam bi anda ortadan kayboldu” (Bunun adı Ghosting yani Hayaletleme)
Diyelim ki ortada bir şey yok, her şey normal seyrinde gidiyor ya da siz öyle olduğunu düşünüyorsunuz. Rutin aramalara dönmüyor, mesajlara cevap vermiyor, bir anda erenlere mi karıştı? Al sana ghosting! Doğrudan “ayrılalım, olmuyor” diyemeyen adamların size ayrıldığınızı bu şekilde düşündürtme şekli bu. Bunu sadece öz güvensiz boklar yapar. İnsan gibi iletişim kurma yeteneği olmadığı için de bir anda ortadan kaybolur. Çıldırır, kafayı yersiniz muhatap bulamadığınız için. Defolup gitmesinin ne kadar hayırlı olduğunu da ancak bu cendereden çıkınca anlarsınız.
“Bir gün öyle oturuyorum evde film falan seyrediyorum. Bi baktım telefon çalıyo, bu arıyo. Gözlerime inanamadım ya. Tam kendimi toparlamışken küt diye ortaya çıktı” (Bunun adı Zombeing yani Zombilenme)
Hani yukarıda bahsettiğim şerefsiz var ya, bu o işte. Durup dururken ortadan kaybolduğu yetmezmiş gibi her şey yolunda giderken ortaya çıkması yine kendisi öyle istediği içindir. Sizin duygu durumunuz, onun yüzünden bozulan psikolojiniz, arkadaşlarınızla ağlamalarınız falan zerre umurunda olmaz bunun. Bir de mesela sanki kaldığı yerden devam ediyormuş ve hiçbir şey olmamış gibi muhabbete giriş yaparlar ki yemin ediyorum insan içine içine doğru şişer de patlayamaz. Unutulmak hoşlarına gitmediği için gelirler, ortalığı dağıtıp bırakırlar. Zaafınız varsa yandınız zaten. Koyun tekmeyi kıçına, daha önce nereye kaybolduysa oraya doğru yallah!
Yukarıda yazılanlar elbette akademik bir makale değil ama tanımlanmış psikolojik şiddet örnekleri. Bu tip adamları hemen çıkartın hayatınızdan canlarım. Ayrıca böyle manyaklarla karşılaştık diye de hayattan ve aşktan vazgeçecek halimiz yok. Kötü günlerin bir karşılığı var, bunu hiç unutmayın. Şuraya da Meral Okay'ın çok sevdiğim bir sözünü bırakıp kaçıyorum.
“İçinizdeki çocuğu öldürmeyecek adamı sevin. O çocukla derdi olan adamdan ne koca olur, ne baba, ne de insan…”