Adli vakaları çözmedeki başarısı, titiz çalışmaları ve soluksuz izlenen programlarıyla Türkiye gündeminden hiç düşmeyen Müge Anlı’yı anlatıyoruz bugün…
Müge Anlı, televizyon hayatına magazin dalında başladıktan sonra sunuculuğa geçti ve deneyimi sayesinde Türkiye’nin en önemli habercilerinden biri oldu.
Şenay Düdek ile sunduğu Dobra Dobra programıyla magazin gündemini belirleyen Müge Anlı, Sinan Çetin’in yaptığı Film Gibi programıyla aynı formatta Müge Anlı ile Mektubunuz Var’ı sundu ve yakınlarıyla görüşemeyen insanları buluşturmaya çalıştı.
Bir taraftan da bugüne kadar taşıdığı Müge Anlı ile Tatlı Sert programını yapmaya başladı ve fenomen oldu. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin, istismarın ve vahşetin sıradanlaştığı ülkemizde Müge Anlı’ya çok iş düştü, daha da düşecek gibi görünüyor.
İki kez evlendiği gazeteci Burhan Akdağ’dan şiddet gördüğü gerekçesiyle boşandı.
Bu evlilikten bir kızı bulunan Müge Anlı’nın Burhan Akdağ’la evliliği ve olaylı boşanması bir dönem çok konuşulmuştu.
Asıl konumuza dönersek… 2000’li yıllarda başlayan ve adli vakalar üzerine yoğunlaşan bu programlar ve Müge Anlı’nın etkisi ne?
Çok eskilerden başlayarak günümüze kadar uzanan ‘kadın programları’ gündüz kuşağında evde olan kadınları radyo ya da televizyon karşısında tutmaya yönelik olarak başladı. Özel televizyonların artmasıyla birlikte bir sektör haline gelen bu programlar özellikle 2000’li yıllarda arttı. Ayşe Özgün, Yasemin Bozkurt, Ayşenur Yazıcı ve Serap Ezgü gibi gazetecilik kökenli isimlerin öncüsü oldukları kadın programları güzellik tavsiyeleri, ev ekonomisi, sağlık ve magazin konularından uzaklaşarak aile yapısına yöneldi.
Toplumsal vakaların ele alındığı programlarda küsler barıştırıldı, kayıplar bulundu, şiddet gören kadınlar afişe edildi…
Bir süre sonra programlara katılan kadınların öldürülmesi, sahte olayların ortaya çıkması ve insanların şiddete daha fazla yönelmesi nedeniyle bu programlar yayından kaldırıldı. Peki yerine ne geldi? Tabii ki evlendirme programları… Onlar da bir süre sonra yayından kaldırıldı ama konumuz bu değil elbette.
Peki Müge Anlı nasıl oldu da fenomen haline gelerek bugünkü başarısına kavuştu?
Medyanın sessizliği, çözüm üretme mekanizmalarının yeterince çalışmaması ve çözüm sunacak herhangi bir yetkilinin bulunmaması Müge Anlı’ya büyük bir başarı getirdi. Kayıpları buldu, katilleri canlı yayında konuşturdu, karmakarışık olaylarda bile soğukkanlılığını koruyarak programını yapmaya devam etti. İşlediği konuların tamamına hakim olduğunu programın her anında gördüğümüz Müge Anlı, en ufak detayları bile seyirciyle paylaştı ve toplumsal açıdan baktığı pencerede Türk insanının yaşam tarzını, alışkanlıklarını, ezberlerini ortaya döktü.
Bu noktada, yerinde tespitleriyle bu programlara katılan ahlakçı hayatları, hiç de masum olmayan aileleri ve çamura bulanmışlığı ortaya koyan bu yazıyı mutlaka okumalısınız:
Televizyondaki en yararlı programlardan birine imza attığı sıklıkla söylenen Müge Anlı’nın insanları konuşturarak suçlarını itiraf ettirmesine hep çok şaşırdık.
Suçlu psikolojisiyle programa katılmayı zorunluluk olarak gören insanlar bilinçlerini devre dışı bıraktıkları anda suçlarını itiraf etmeye başlıyorlar. Bunun yanı sıra, Müge Anlı’nın titizlikle hazırladığı sorular ve olayların üzerine başarılı bir şekilde gitmesi fitili ateşliyor.
Tüm bunların yanı sıra zihinsel engelli olan ya da unutkanlık gibi rahatsızlıkları bulunan insanlara yönelik başlattığı Sevgi İzi projesiyle kayıpları bulan Müge Anlı, hem güvenlik güçleriyle hem de ailelerle ortak çalışıyor.
Peki Sevgi İzi nasıl çalışıyor? Yakınlarının kaybolmasından endişe duyan aileler internet sitesine başvuruyorlar ve başvuru sırasında verilen numara kaybolmasından endişe edilen kişinin sol bileğine dövme yapılıyor. Kişi kaybolursa dövmesinden yola çıkılarak aileye ulaşılıyor.
Kayıpları sevdiklerine kavuşturan, cinayetleri aydınlatan, Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan çözümsüzlüğü bir nebze de olsa azaltan Müge Anlı’yı biz ayakta alkışlıyoruz! Gerçekten büyük bir işe imza atıyor!