Antalya’da geçen 7 Ocak’ta kendisine işkence yapıp ölümle tehdit ettiği iddiasıyla eşi Ramazan İpek’i (36) av tüfeğiyle öldüren 2 çocuk annesi Melek İpek’in (31), ‘meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez’ hükmü gereğince tahliyesine karar verildi. 108 gün sonra özgürlüğüne kavuşan Melek İpek, kararı duyunca hıçkırıkla ağlarken, mahkeme heyetine “Çok teşekkür ederim” dedi.
Savcı, 2 yıldan 6 yıla kadar hapsini talep etti
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanık Melek İpek’in ‘kast olmaksızın taksirle insan öldürme’ suçundan, 2 yıldan 6 yıla kadar hapsini talep etti. Şikayetçi Murat İpek ile Esma İpek’in avukatı Ziya Berkhan Yaman, savcının esas hakkındaki mütalaasına katılmadığını belirterek, “Olayda taksirden bahsedilemez. Sanık kendisini ve çocuklarını korumak amacıyla cinayet işlediği yönündeki savunmalarına bakacak olursak, olayda şiddet ön plana çıkarılıyor. Melek İpek’in koruma talebi yoktur. Melek İpek neden kaçmadı? Kurtulma imkanı varken neden gitmedi? 12 yıllık birliktelik yaşayan Melek İpek, kolluk kuvvetlerine müracaat etseydi, mutlaka geri dönüşüm olurdu. Koruma kararlarını tartışabileceğimiz yerler mahkeme salonları değil, meclis olabilir. Biz burada 20’ye yakın tanık dinledik. Ortak tanıdıkları sürekli şiddet öyküsünden bahsetmedi. Maktulün 12 yıldır Melek’e yönelik şiddetini hiçbir tanık doğrulamadı. Tanığın anlatımları ile Melek’in anlatımları birbirleri ile örtüşmüyor” dedi.
Melek İpek’in Ramazan İpek’ten kurtulmaya yönelik bir arka planı olduğunu öne süren Avukat Ziya Berkhan Yaman, “Maktul olaydan önce kız kardeşi Dudu ile mesajlaşıyor. Kızkardeşine, ‘Jandarmadan birisi var. Melek’le görüşüyorlar. Melek mesajlarını benden gizliyor’ diye mesaj atıyor. Adı geçen uzman çavuş, şiddet olayları başlamadan önce Melek’le mesajlaşıyor. Melek, ‘Rahat konuşamıyorum’ derken, Jandarma da ‘Tamam canım’ diye cevap veriyor. Ortada kimsenin bilmediği bir hikaye var. Maktul öldü, sanık anlatmıyor. Belki de bu sır onlarla mezara gidecek” diye konuştu.
Avukat Yaman, çocuklara kurgulanmış ifade verdirildiğini öne sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Olay sırasında yaşanan boğuşmada silah gelişigüzel patlamıştır. Ortada boğuşma yoktur. Kriminal rapor da bunu söylemektedir. Otopsi raporunda ‘boğuşma var’ denilmiştir. Bu nedenle, otopsi raporuna değil, kriminal rapora itibar edilmelidir. Ortada kast vardır. Maktul içeri girer girmez sanık doğrudan kalbi bölgesine hedef alarak ateş etmiştir. Ortada ‘eşe karşı, kasten tasarlayarak öldürme’ fiili vardır. Tahrik uygulanacak ise de üst sınırdan değil, alt sınırdan uygulanması gerekir.”
Melek İpek ise eşinin o gün ilk defa dövmediğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Önceleri daha kısa dövüyordu. O gün çok daha farklıydı. İlk gece silahı ateşlediğinde mermi pencereye değil de bana isabet etseydi şu an ölmüş olacaktım. Banyoda ellerim kelepçeli yattığımda çocuklarımın sesini duyamamıştım. Onların öldüğünü düşündüm. O an Allah’a yalvardım. Beni çocuklarımın acısıyla sınamasın istedim. ‘Allah’ım çocuklarımın ölüsünü gösterme’ diye dua ettim. Ama çocuklarımın sesini duşunca mutlu oldum. O yaşadığım soğuğu unuttum. Sonrasında eşime beni öldürmesin diye yalvardım. Ben 14 yıl boyunca hayatımdan sessiz sedasız çıksın diye dua ettim. Çocuklar doğmadan önce kendimi öldürmeyi dahi denedim. Ama eşimin ölmesini aklımdan geçirmeyi bırakın, ölsün diye dua bile etmedim. Hep hayatımızdan çıksın diye bu zamana kadar sabrettim. Ben eşim öldüğü için de çok üzgünüm. Ama o gün silah patlamamış ve o ölmüş olmasaydı, çocuklarımla birlikte ben ölecektim. Şiddeti sadece bana değil, Melike’ye de uyguluyordu. Melike uzaklaştırma kararı aldırdığında yine şiddetini sürdürüyordu. Melike’nin vücudunda iz kalmasın istiyordu. Bu nedenle de güneş panelinde bulunan akü ile vücuduna elektrik vermek istiyordu. Melike’yi de benim aracılığımla yanına çekmek istiyordu. Ben Melike’ye de üzülüyordum.”
Tahliye kararını duyunca ağladı
Sanık Melek İpek’in avukatı Ahmet Onaran ise mütalaaya katıldıklarını belirterek, duruşma arasında sundukları 19 sayfadan oluşan yazılı beyanlarını tekrar ettiklerini söyledi. Melek İpek ise son sözünde, “Ben böyle olmasını hiç istemedim” dedi.
Mahkeme heyeti, verilen aranın ardından kararını açıkladı. Heyet, ‘meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez’ hükmü gereğince Melek İpek’in tahliyesine karar verdi. Hakim karşısına çıktığı 3’üncü duruşmada 108 gün sonra tahliye kararı ile özgürlüğüne Kavuşan Melet İpek, hıçkırıklarla ağlayarak, mahkeme heyetine “Çok teşekkür ederim” dedi.