Kırmızı Oda’da izlediğimiz pek çok hikaye içimize dokunuyor. Bakalım Delikanlı Sadi’nin hikayesi nasılmış?
Kaynak: Ezgi Güler
Erken Petekkaya’nın canlandırdığı ve ilk bölümlerde kızdırsa da şimdilerde hikayesi ile üzen Sadi’nin gerçek hikayesi Madalyonun İçi kitabında geçiyor.
Sadi’nin hikayesine kitaptaki adıyla devam edelim. Hüseyin naif, enerjik, komik bir adam. Yani seansa gelen diğer insanlardaki depresif halden ziyade o çok daha enerjik biri.
Delikanlı Hüseyin’in en büyük sıkıntısı panik atak.
Öğrenci olan 3 başarılı kızı var ve Hüseyin de çocuklarına çok düşkün. Kendisi ise sokaklardan gelmiş, eğitim seviyesi düşük ve doğal bir halde eğlenceli bir yapıya sahip.
İlk seansına yalnız başına sokağa çıkamayacak kadar kötü bir panik atak geçirirken bir arkadaşı getiriyor Hüseyin’i.
Doktor Hanım’la arasında abi-kardeş ilişkisi kuran ve ona çok düşkün olan Hüseyin çok kötü bir babanın evinde büyümüş.
Bu yüzden de evi terk etmiş, sokaklarda da başı beladan bir türlü kurtulmamış.
Çocukluğunda babası sürekli annesine şiddet gösteriyor ve hatta babası çocuklarının gözü önünde annesini öldürüyor.
Panik atağı da böyle başlıyor.
Hüseyin babasının annesinin katili olmaya varan hikayesinden sonra kadınlara karşı daima kibar ve naif olmayı başarıyor.
Ancak şiddeti de hayatından uzak tutamıyor ve mafyatik tavırlarla kendine bunu meslek edindiği bir hayat kuruyor.
Çocukluğunda sokaklarda yaşarken, gece ışığı yanan evlere taş attığını söylüyor.
Kendi annesizliğini, sıcak bir ev özlemini ve sokaklarda yaşamanın intikamını böyle alırmış kendince.
Kitapta Hüseyin hiç randevulu gelmiyor Doktor Hanım’a. Yalnızca panik atak geçirdiği anlarda ani bir şekilde, randevulu hastalardan izin alarak ve birinin yardımıyla geliyor.
Dolayısıyla hikayesi ile ilgili bir sonuç da bulunmuyor kitapta. Ancak Sadi’nin, kitapta anlatılanlarla şu ana kadar birebir şekilde ilerledi.
Bakalım onun panik atak problemi çözülecek mi ve çocukluk anılarının ağırlığından kurtulabilecek mi?
İzleyip göreceğiz…