Sektör ne olursa olsun istismarcılara karşı susulmaması gerektiğini dile getirdiği için kendisine minnettarız!
Adèle Haenel, Fransız kökenli 31 yaşında genç bir aktris.
Adèle Haenel bu sektöre erken giren, hayatı setlerde, törenlerde geçen o şanssız çocuklardan.
Henüz 13 yaşındayken aldığı oyunculuk derslerinin ardından Şeytanlar (Les Diables) isimli filmde rol almış kendisi. Bugünlerde sinema camiası için önemli bir aktivist haline gelmesinin en büyük etkisiyse, daha o yaşta filmin yönetmeni Christophe Ruggia'da tarafından taciz edilmesi olmuş maalesef… Bu noktaya geri döneceğiz.
Ödül üstüne ödül…
Bu film ile oyunculuğu dikkat çeken Adèle, 2008 yılında Fransa'nın Oscar'ı sayılan César Ödülleri'nde Nilüferler (Naissance des pieuvres) filmiyle aday gösterilmişti. 2012 yılında ise “Umut Vaadeden Kadın Oyuncu” dalında Hoşgörü Evi (L'Apollonide: Souvenirs de la maison close) filmiyle adaydı…
Kariyerinin devamında bu adaylıklar adaylık olarak kalmadı, önce 2014 yılında Suzanne ile “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü, ardından da 2015'te İlk Görüşte Kavga (Les Combattants) ile “En İyi kadın Oyuncu” ödülünü kazandı.
Geçtiğimiz yıl onun yılıydı!
2019 yılında Seninle Başım Dertte (The Trouble with You) filmindeki performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde Cesar Ödüllerine tekrar aday gösterildi.
Aynı yıl Cannes Film Festivalinde gösterilen 3 filmde yer aldı: Deri Ceket (Deerskin), Kahramanlar Ölmez (Les Héros Ne Meurent Jamais) ve Haenel ile sıkça çalışan Celine Sciamma tarafından yönetilen Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (Portrait of a Lady on Fire).
Kendisini en iyi tanıdığımız film de sonuncusu oldu aslında. Böylece Cesar Ödüllerine 17 kez “En İyi Kadın Oyuncu” adayı seçilmiş oldu.
Peki böylesine başarılı bir kadının sinema camiasına tek katkısı filmleri miydi?
Maalesef hayır… Adèle Haenel geçtiğimiz yıl ilk film deneyimi olan Şeytanlar'ın setinde Christophe Ruggia tarafından tacize uğradığını açıkladı. Açıklamasına göre, henüz 12 yaşındayken başlayan bu tacizler, ünlü aktris 15 yaşına gelene kadar devam etmişti, sistematikti. Bu sırada henüz bir çocuk olan Adèle Hanael, filmin tanıtımı için yönetmenle seyahat etmekteydi ve tacizler de bu sırada gerçekleşiyordu.
Bu iddialar Fransız sinema sektörünü derinden sarssa da, unutulmadı.
Günümüzde 55 yaşında olan Ruggia, tutuklandı. Reddettiği iddialar ise şu şekilde:
-
Ruggia'nın film çekimleri sırasında obsesif şekilde Adéle Hanael'e kafasını takması,
-
Sette bulunan diğer oyuncu ve teknisyenlerin sette bir atmosfer olduğu söylemleri
-
Ruggia'nın küçük kızı reklam turu ardından evine davet etmesi
-
Burada küçük kıza dokunmaya ve öpmeye çalışması, aşkını ilan etmesi
15 yaşında Ruggia ile bağlantısını kesmeye çalıştığını söyleyen ünlü aktris, yardım istediği çok az kişinin sempati gösterdiğini de söylemişti.
Ünlü aktris, yaşadığı taciz hakkında konuşmayaysa Michael Jackson'ın çocuk tacizcisi olduğu iddialarıyla hazırlanan Leaving Neverland belgeseli ardından karar vermiş.
Tutuklanan Ruggia ise ifadesinde amacının “genç kıza umut vermek olmadığını” söyleyerek af diledi.
Taciz itirafının ardındansa, Adèele Haenel kadınların yaşadıkları taciz, tecavüz, istismar vb. olayları anlattıkları #MeToo hareketinin Fransa'da önemli bir ismi haline geldi.
Genç kadının ismini ise 28 Şubat günü tekrar bir César Ödülleri ile duyduk…
Genç kadın, ABD'de” reşit olmayanla cinsel ilişkiden suçlu bulunmuş” ve ABD'de hakkında tutuklama kararı bulunduğu için Paris'e yerleşmiş olan ve süren cinsel istismar davalarıyla bilinen yönetmen Roman Polanski'nin ödül almasını protesto ederek töreni “Pedofiliye tebrikler” (Bravo la pédophilie) sloganlarıyla töreni terk etti.
Genç aktrisin daha hayatın başında yaşamak durumunda kaldığı bu korkunç olay hakkında konuşması, diğer kurbanlara da güç veriyor.
Cesaretini toplayıp ses çıkardığı için, kendisini tebrik ediyoruz! Başına böyle bir şey geldiği için çok üzgünüz…