Bütün olaylara Nil gibi baksak yemin ediyorum 200 yaşına kadar yaşarız!
Bir günlüğüne Nil Karaibrahimgil'in yerine geçseniz acaba olaylara onun baktığı yerden bakabilir misiniz? Pek sanmıyorum çünkü bu tamamen özgün bir donanım bence, dünyada başka bir insanda daha yok. Korona sebebiyle yaşadığımız pandeminin ilk günlerinde bakın neler demişti Nil?
“Önümüzde ailece evde geçireceğimiz günler vardı. Ben de üçümüzü, içimize katladım. Kendi ruhumu da ılık suya basmaya karar verdim. Bu pandemi günlerinde günlerin karışması, zamanın biçim değiştirmesi bana iyi geldi. Kozama girdim. Okudum, izledim ve yazdım.”
Ailesini içine katladıktan sonra ruhunu ılık suya basmayı ihmal etmeyin Nil, daha sonra Polyanna'nın bile “Lan bu benim nasıl aklıma gelmedi” diyeceği bir öneride bulunmuştu. “Karantina demeyelim de koza diyelim…”
Bu öneri sosyal medyada kullanıcılarının epey bir hoşuna gitmiş, başlarına gelen felaketleri daha yumuşak bir şekilde atlatmalarına vesile olmuştu.
Biter mi? Bitmez! Sayısalcıların toplanıp sözelcilerin kenetlendiği şu açıklama da herkesin hırsından göz yaşı dökmesine sebep olmuştu.
“İnsan günde aklından 70 bin düşünce geçirir. Bunun %85’i negatif, %90’ı bir önceki günle aynı düşünceler. Halbuki endişelerimizin %85’i gerçekleşmiyor, gerçekleşen %15’inin de %79’u bir şekilde oluyor. Yani endişelerimizin %97’si negatif düşünceler yüzünden.”
Şimdi ise kaplumbağalı, ormanlı, bütünsel ve kuramsal bir dünyada parende atmaya davet etti bizi Nil Karaibrahimgil. Dediklerinin eksiği yok, fazlası var!
Sosyal medya kullanıcıları yine parça pincik oldu…
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com