Sanki eskiden bu kadar belirgin farklılıklar yoktu.
Dünyada her zaman zenginler, orta halliler ve fakirler vardı ve yaşam tarzları da gelir düzeylerine göre farklılık gösteriyordu.
Eğer zengin değilsek zenginlerin, fakir değilsek fakirlerin hayatları ile ilgili bildiklerimiz sadece duyduklarımızdan ve kafamızda yaptığımız çıkarımlardan ibaretti.
İlgi alanınıza girmeyen bir konu hakkında bilgi sahibi olmanız çok olası değildi. Arabalarla ilgiliyseniz ünlü birinin arabasının fiyatını bilir, modaya ilgiliyseniz zenginlerin tercih ettiği markalardan haberdar olurdunuz.
Oysa artık sosyal medya, isteseniz de istemeseniz de Şeyma Subaşı’nın 60 bin Dolar’lık çantasını gözümüze sokuyor.
Zenginlerin daha zengin göründüğü sosyal medyada herkes gösteriş yapmak için olduğundan fazlası gibi görünmeye çalışır oldu. Sosyal medyada fakir bir insan görmeniz çok da olası değil.
Oysa biliyoruz ki alım gücü giderek düşüyor. Orta sınıf kavramı kayboluyor. Giderek ya zenginleştiğiniz, ya fakirleştiğiniz bu düzende madalyonun diğer yüzünü de görmek lazım.
Tüm dünyada zenginlerin hayatını ve imkanlarını gören sosyal medya kullanıcıları öfkeli, ancak durum bizim ülkemizde çok daha farklı bir durumda.
Bir zamanlar çocukların canı çekmesin diye sucuk reklamlarının yasaklandığı ülkede, şu an farkında olunmayan bir sosyal medya krizi yaşanıyor.
Bir yandan da bazı kötü niyetli kişiler bunu özellikle körüklüyor.
Özellikle sınıf kini oluşturmak için suçu sisteme değil de ünlü ve zengin insanların üstüne atmak çok kolay.
Para kazanmanın hem çok kolay, hem de çok zor olması para kazanan insanlara karşı bir nefrete dönüşüyor.
Kısa sürede çok para kazanan insanlara karşı yönelen açık bir nefret var ve sosyal medya yorumlarında bunu sıkça görebiliyoruz.
Sadece geçtiğimiz günlerden birkaç örnek bile bu durumun ne kadar hayatımızın içinde olduğunu gösteriyor.
Amerika’da yaşayan lise öğrencisi Nil Sani’nin lise hayatı videosunu Türkiye’ye kapatması, Şeyma Subaşı’nın yarım milyon liralık çantası ve Hande Erçel’in birkaç asgari ücrete eşit kombini… Hepsinin altında aynı mesaj var.
İşin ilginç yanı bir yandan da merak etmeden duramamak. Zenginlik sosyal medyada kesinlikle çok büyük bir avantaj.
Zaten bu mecralarda fenomen olan ilk isimlerin çoğu zaten zengin, buradan gelecek paraya ihtiyacı olmayan kişilerdi. Zamanla zenginliklerine zenginlik kattılar. Kim ne derse desin, kötü yorum da yapsa zengin ve gösterişli hayatları görmek istiyor. Orta halli bir yaşamı olan kimse ilgi çekmiyor.
Tabii bu durumun psikolojik sebepleri açıklanabilir ama sosyal medyanın ruh sağlığına olan olumsuz etkisi açıkça ortada.
Bu dünya düzeni değişmeyeceğine göre; sosyal medya, zengin ve ünlülere olan yaklaşımı konuşmamız gerekebilir.
Sosyal medyada zenginlere nefret kusarak veya kendimizi olduğundan farklı göstermeye çalışarak aslında kendimize zarar vermiyor muyuz? Bu psikoloji ile insan nasıl yaşar?
Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?