Minibüsler toplu taşıma adına artık oldukça ilkel kalsa da hala hayatımızın bir köşesinde duruyorlar. Geçmişten bugüne, metrolar, metrobüsler yokken herkesin mecburen ve sıklıkla kullandığı minibüslerin geçen onca yılda oluşturduğu, kendine has bir kültürü var. Minibüs yolculuğu nedir, nasıl yapılır, nelere dikkat edilmesi gerekir bir göz atalım…
1. En önde, şoför yanındaki tekli koltuğa oturduysan buranın rahatlığına karşılık senin de bazı sorumlulukların vardır. Bunları dikkatlice yerine getirmelisin.
2. Hayatın geri kalan kısmında bu hassasiyetinizi devam ettirin, çok da güzel arkanızdayız ama minibüste erkek ve ‘bayan’ vardır!
‘Bayan’ minibüsü döndüren tekerdir adeta. Belki muadili olarak ‘abla’ da kullanılabilir ama bayansız bir minibüs düşünülemez.
3. Parayı elden ele uzatırken seri olmak, senkronu tutturmak, aldığını verdiğini karıştırmamak gerekir.
Bir el gelen, diğer el giden parayı yönetirse para iletimi daha sağlıklı olur. Şoförün tam arkasında oturuyorsanız geleni gideni akılda tutmanız gerekir. “Şuradan 2 Kartal, 20 liradan 1 Maltepe, şundan 1 Kadıköy…” diye hızlıca şoförün eline saymalısınız paraları. O hepsini aklında tutar merak etmeyin.
4. Minibüsün alamet-i farikası yaptığı ani frenlerdir. O sebeple ayaktaysanız tutunacak demir bulmak, gerekirse demiri görmeden eli aradan sokarak ona yapışmak gerekir.
Oturuyorsanız yandakinin üzerine devrilmemek ya da öne doğru fırlayıp boynu incitmemek için tetikte olmak gerekir.
5. En arka dörtlünün en dibinde değilseniz minibüste uyunmaz! Minibüs demek tetikte olmak demektir. Orası aynı zamanda kimseye yer vermek zorunda olmadığınız en stratejik köşedir.
6. Şoförden para üstü bekliyorsanız tez canlı olmamak ama geç de kalmamak gerekir. Erken davranırsanız azar işitebilir, geç kalırsanız para üstünüzün kaynamasına sebep olabilirsiniz.
50 lira üstü beklemek nice yiğitlerin alnından boncuk boncuk ter damlatan yaman bir stres vesilesidir.
7. İneceğin yerin yakınlarında minibüs durmuşsa bir kaç yüz metrenin hesabını yapmaman gerekir. Yeni hareket etmiş bir minibüsü durdurmak şoföre sövmüşsün gibi muamele görmene sebep olabilir.
Az önce inmeyip de minibüsü tekrar durdurduğunuza pişman edilirsiniz. “Hazır durmuşken şimdi insem mi yoksa ineceğim yere gelmesini beklesem mi” gerginliği insanı tüketir.
8. İnerken olabildiğince hızlı ol! Ne kadar hızlı olursan ol sen tam olarak inmeden minibüs hareket edecektir ama fazla sallanırsan sona adımında sendeleyebilirsin.
9. Şoför koltuğuna takım forması giydirilmiş, vites topuzu bilardo topundan olan, konsol üstünde dantel bulunan, mor florasanla aydınlatılmış olanlar ekstra tehlikelidir!
10. Şoförün gözünde minibüsün yolcu kapasitesi sonsuza yakınsar! O sebeple “Şoför bey yeter artık yolcu almayın” demen bir şey ifade etmez. Daima senden biraz daha sıkışman istenir.
11. Minibüste cam kenarı koltuklara oturulmaz. Ortamda camı açarsan derhal kapattıran, kapayınca anında açtıran bir teyze illa ki vardır.
12. Aynı şekilde şoförden biraz yavaş gitmesini istemen de anlamsızdır. Neticesinde araç daha da hızlanır. Slalomlar minibüsün bir gerçeğidir çünkü ucunda başkasından kapılacak bir yolcu vardır.
13. Ne yap ne et yanında bozuk para bulundur. Olur da 100 hele hele 200 lira verirse inene kadar mimlenirsin ve yolculuğun o delici bakışlara eşlik eden bitmeyen söylenmeler ile kabusa döner.
14. Bir askerde komutanın bir de minibüste şoförün emirleri sorgulanmaz! Çök derse çökeceksin, şuraya otur derse oturacaksın, diğer araca geç dersen geçeceksin. O kadar!
15. Şoförün hemen yanındaki para kutularının olduğu, aslında koltuk olmayan ama araba çok doluysa şoförün emriyle oturulan o yerden uzak dur! Oraya oturanın karizması saniyesinde eksiye iner haberin olsun.
Ne olursa olsun minibüs yolculuğu ayrı bir alem ve değişik bir tür eziyettir. İmkanın varsa uzak dur, yoksa yazılı olmayan kurallarına uy ki canın iyice sıkılmasın…