Öpüşen çift görünce şaşırıyoruz, biz bunları nasıl izleyelim Türkiye'de? Bihter'in yaşadığı yalının basıldığı, Babil dizisinin yayınlandığı ilk gün şikayet edildiği bir yerde herhalde bu diziler ömür boyu bize imkansız.
1. Ne sandınız, bodoslama aşırı doz cinsellikten gireceğimizi mi? Türkiye'de olsa devlet büyüklerini böyle aciz gösteren biri dizi yayınlanabilir mi? 'Crown' ile başlıyoruz.
İngiltere kraliçesi Elizabeth'in tacı devralması ve sonrasında hükümetle arasında gelişenler, aslında son kararı veren bir mercii olmaması, kocası ile cinsel hayatları bile anlatılıyor. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilemeyiz ama burada yapılamayacağına eminiz.
2. O zaman 'Narcos' da ikinci sırada. Dünyanın en büyük uyuşturucu kartelini kuran bir adamın güzellendiği dizi öyle Çukur'a benzemez, yakarlar adamı.
Pablo Escobar'ın bu diziden sonra hayran kitlesi arttı bile diyebiliriz. Özendirici bulunmasından bahsetmiyoruz bile.
3. Kirli siyaset oyunları ile 'House of Cards' da listede. İzledikçe değil ükeden, dünyadan çekip gidesiniz gelmiyor mu?
Hatta sadece kirli siyasi oyunlarından değil, özel hayatındaki enteresan hikayelerden de yola çıkarsak, adamı yayındayken kaldırırlar.
4. Tamam tamam, hadi işin öbür yüzüne girelim. Bir kadın hapishane dizisi 'Orange is the New Black'in eşcinsel sahnelerini yayınlayabilecek bir kanal hayal edebiliyor musunuz?
İması bile zor. Türkiye'de 'Avlu' dizisiyle kendilerince bir uyarlama yaptılar ama tabii esamesi okunmadı gerçekliğin.
5. Ay insanın gülesi geliyor. Tam yapılamaz diyorduk, uyarlamasını yaptılar. Ama 'Shameless'ın orijinalinden o kadar alakasız ki, kız neredeyse kezban. Ah Fiona ah…
Gerçi ABD versiyonu da İngiliz bir diziden uyarlama ama Türkiye'de bilineni Amerikan Shameless. Bipolar ve gay kardeş, sigara içmediği zamanlarda sevişen dahi bir abi, cinsel hayatı uçlarda bir abla, alkolik ve sınırsız baba, hatta komşları bile 'Utanmaz'. Düşünsenize, o komşuların çocuk sahibi olamadıkları için kadının annesini kocasıyla cinsel ilişkiye soktuğu bir sahne vardı. Yok, biz almayalım.
6. Yayınlandığı ilk günün ertesinde sabah magazin tartışma programlarında ne konuşulurdu acaba… 'The New Normal', eşcinsel bir çiftin çocuk sahibi olabilmek için buldukları taşıyıcı annenin homofobik çıkmasını anlatıyor.
Şu an gözümüzde Ece Erken'in taşıyıcı anne yorumları canlandı bile. Hatta Bircan Bali ve Hakan Ural'ın ayrı ayrı programlarda eşcinsellik üzerine yapacakları o yorumlar düşünürken ürküttü.
7. 'Masters of Sex'in ilk tanıtımı döndüğünde “Ney ney ney?” diyen teyze ve amcaları tahayyül edip biraz gerilin.
Psikoterapi yöntemi olan modern cinsel terapinin kurucusu ve uygulayıcısı iki adamın 60’lı yıllarda sebep oldukları cinsel devrimi anlatıyor bu dizi. Bugün hala o adamların deneyleri sayesinde vajinismus sorununun temel çözüm teknikleri uygulanıyor. Tabii içinde bol bol seks var.
8. Değil diziyi kaldırmak, kanalı kapatırlar kanalı. 'Spartacus'ü uyarlamak demek, içinde sadece dövüş sahnelerini bırakmak demek bizim için.
Eski Roma imparatorluklarının gladyatör dövüşlerini ve kölelikten kurtulma mücadelelerini görüyoruz temelde ama bu esnada da cinsel bir devrim yaşatıyorlar adeta. Görmediğimiz şey kalmadı, orijinalini bile izlerken odaya biri girer diye korkuyoruz.
9. Hadi Spartacus'ün içinden cinsel içeriği çıkardın da, konusu itibarıyla 'You Me Her' direkt ofsayt. Konu şu; yıllar süren sıkıcı evliliklerinden bunalan bir çift, ilişkilerine bir kadını dahil ediyor. Üçlü bir aşk yaşamaya başlıyor.
Hatta öyle ki, kadınlardan biri hamile kalıyor ve üçü herkese rağmen bir aile olmaya karar veriyorlar. Sonradan cinsel içerik azalsa bile, başlarda ilişkiye sonradan dahil olan kız bir adamla bir kadınla ayrı ayrı günlerde beraber oluyordu. Canım, almayalım…
10. 'Six Feet Under' mükemmel bir dizi. Babaları öldükten sonra karışan, birbirlerini yeni yeni tanıyan bir aileyi anlatıyor. Bunda ne var diyeceksiniz; Amerikan'ın bile ilk cesur LGBT dizilerinden.
Amerika'da LGBT konusunda sağlıklı bir hassasiyet yaratmış ve birçok kişinin homofobiden uzaklaşmasını sağlamış bir dizi. Siz de izleyince muhtemelen böyle hissedeceksiniz. Ama bizim ülkemiz için uzak bir hayal.
11. 'The Two Popes' imkansız dizilerden biri. Katolik Kilisesi'nin karşıt görüşlü iki din adamı rakebet ediyor, ellerinde ise dünyayı sarsacak büyük skandallar var.
Kilisenin çocuk istismarı karşısındaki aczi söz konusu. Biz daha mahalle arasındaki bir Kur'an kursunu deşifre edemiyoruz.
12. “Ney ney ney ney, siz milleti neye teşvik etmeye çalışıyorsunuz aloooo?” demezler mi 'La Casa Papel' için? Gerçi haksız da sayılmazlar, romantikler özenip başlarını belaya sokabilir.
Spoiler olmasın, sonrasında da devlet sırları ile ilgili meseleler var ki her şeyi daha da imkansızlaştırıyor. Ayrıca gerçekten hırsızları anlamak, özümsemek ve yer yer hak vermek de epey tartışılacaktır. Sol propagandadan ise hiç bahsetmiyoruz…
13. İki ortak yıllar sonra karılarına açılıp, uzun zamandır birbirlerine aşık olduklarını ve boşanmak istediklerini söylüyor. Evet, kanala koşanları hayal edebiliyoruz. 'Grace and Frankie' de imkansızlarda.
Bu arada dizi dünyalar tatlısı. Aslında olay bu iki adamın değil, boşandıkları karılarının etrafında dönüyor. Çok tatlı ve eğlenceli bir iş, izleyin deriz.
14. İşte finale doğru giden yolda, birilerinin de finali olabilecek 'Messiah'… Kazara yapılsa Hasan Mezarcı'yı çağırırdınız herhalde değil mi?
Yayınlanması bile değil, sadece tanıtımı bile herhalde birçok kişinin kalp krizi geçirip ölmesine yol açar. Türkiye'nin asla ve asla listesinde baş sıralarda.
15. 'Sense8' ile Konya'daki adamın sevişirken Muğla'daki adamı tatmin etmesini izlemek isteyen var mı? Salih Abi hayır dedi bile.
Dünya’nın birbirinden farklı yerlerinde 8 farklı kişi açıklanamayan bir sebeple birbirlerinin hafızalarına, zihinlerine, ana dillerine ve yeteneklerine sahip oluyor ve bu olağanüstü durumla mücadele ederken bir yandan da hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bizde de 8 farklı ilden 8 birbirinden çok farklı insan düşünün. Seks sahneleri ya çöp olurdu ya da gerçekten içindeki herkesi son görüşümüz olurdu.