Savunma endüstrisinde yüksek teknolojiye dayalı tahliller sunan BİTES ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ortasında 2019’da misyon kuvvetleri için ulusal imkanlarla tim düzeyinde komuta denetim ve anlık istihbarat sistemi Askeri Taktik Operasyon Kiti’nin (ATOK) geliştirilmesi için kontrat imzalandı.
BU YIL BİRİNCİ SEFER SERGİLENECEK
Yenilikçi teknolojilerle “geleceğin askeri” için yapılan çalışmalar kapsamında oluşturulan ve bu yıl alanda kullanılmaya başlanması hedeflenen ATOK, 15’inci Memleketler arası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2021) birinci kere sergilenecek.
PEK ÇOK İŞLEVİ VAR
Taşınabilir platformlarda çalışabilecek formda geliştirilen ATOK yazılımı, coğrafik bilgi sistemi işlevleri ile harita ve taktik fotoğraf kabiliyetini güvenlik güçlerinin kullanımına sunuyor. Ayrıyeten özel geliştirilmiş iletileşme yazılımları ile her türlü istihbaratın (fotoğraf, görüntü, sesli, yazılı ileti ve benzeri) birlik içinde paylaşımına imkan veriliyor.
İŞÇİNİN ALANDA HAREKETLERİNİ KISITLAMIYOR
ATOK, çalışanın alanda hareketlerini kısıtlamayacak halde taşınabilir/giyilebilir ve hazır eserlerden oluşuyor. Sistem, özel misyon birliklerinin durumsal farkındalığının artırılmasına ve dost ateşinin önlenmesine imkan tanıyan ileri teknolojiyle de donatıldı. Sistem, operasyon grubunda farklı vazifelerdeki işçinin gereksinimlerine nazaran özelleştirilmiş konfigürasyonlara sahip bulunuyor.
İNSANSIZ PLATFORMALARDA DA KULLANILMASI PLANLANIYOR
Araç üzerine entegre edilen taşınabilir haberleşme ağıyla oluşturulan inançlı alan ve asker üzerindeki giyilebilir teknolojilerle özel kuvvet timlerinin operasyonel kabiliyeti değerli oranda artırılacak. ATOK üzerinden insansız platformlar denetim ve kumanda edilebilecek.
PROTOTİP GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLÜYOR
BİTES Genel Müdürü Uğur Coşkun, ATOK’un, askerin dijitalleştirilmesi sürecine yönelik yürütülen, dünya ile eş noktada ilerlenen bir teknoloji projesi olduğunu söyledi. Coşkun, birinci kullanıcının özel birlikler olmasının beklendiğini ve Pars 4×4 Silah Taşıyıcı Araç ile teknoloji gösterimi ve prototip geliştirme çalışmaları yürütüldüğünü lisana getirdi.
BİRÇOK YERLİ BİLEŞEN KULLANILIYOR
Coşkun, proje kapsamında kullanılan bileşenlerin yaklaşık yüzde 90’ının yerli olarak üretildiğini söyledi.
Yerli ve ulusal Ulak 4G/LTE Taşınabilir Haberleşme Baz İstasyonu ile askerin savaş alanında süratli bilgi transferini sağlayacak bir altyapı sağladıklarını belirten Coşkun, uydu haberleşme sisteminin ASELSAN tarafından temin edildiğini ve yerli mast sistemi kullanıldığını bildirdi. Coşkun, projede yerli sistemler kullanılmasının çok farklı ve çeşitli konfigürasyonlar oluşturulmasına imkan verdiğini vurguladı.Coşkun, projede düşük silüetli, süratli ve aktif biçimde misyon yapan FNSS üretimi Pars 4×4 STA’yı kullandıklarını lisana getirerek, “Sistemdeki bileşenlerin faal biçimde çalışmasının saha testlerini ve gerçek ortam testlerini yapmış durumdayız.” dedi.
SİSTEM HER TÜRLÜ GEREKSİNİME DÖNÜK OLARAK ÜRETİLDİ
DİJİTAL BİR İKİZ OLUŞTURUYOR
Coşkun, sistemin, operasyon alanının inançlı hale getirilmesini sağlayan araç üzerindeki uygulamalarının dışında askerin üzerindeki uygulama setinin de kritik kıymette olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Askerin dijitalleşmesiyle ilgili en değerli bileşen ulusal bir firma tarafından üretilen inançlı taşınabilir aygıt. Bu terminal üzerinden Ulak Baz İstasyonu kullanılarak askerin alandaki şimdiki sürat ve teknolojiyle haberleşmesi, bilgi transferinde bulunması ve durumsal farkındalığının sağlanması, merkezi komuta denetim sistemleriyle olan entegrasyonu sağlanmış olacak. Proje içindeki en değerli birleşenlerden birisi savaş ortamında pozisyon bilgileriyle ilgili GPS uydularına olan bağımlılığımızın minimize edilmesi ve oradaki risklerin azaltılması. Pozisyon tespit algoritmalarını sensör tabanlı olarak çalıştırıyoruz. Bu da çağdaş ordularda şu anda çalışılan, NATO tarafından da çok ağır çalışılan bir teknoloji. Geliştirmesini üniversitelerimizin dayanağıyla yaptık. Proje birçok teknoloji bileşenini içinde taşıyor ve askerin savaş alanındaki “dijital ikizinin” oluşturulması, askerimizin nerede olduğu verisinin tespit edilmesi konusunda muteber bir altyapı sağlanmış oluyor.”
Sistemin bir öteki değerli bileşeninin sıhhat sensör algoritmaları olduğuna işaret eden Coşkun, merkezi bir komuta denetim noktasından askerin pozisyon bilgisinin ve sıhhat durumunun denetim edilebileceğini bildirdi.
“SİSTEMİ GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Muharebe alanında dost ateşinin de çok büyük bir sorun olduğuna dikkati çeken Coşkun, askerin nerede olduğu bilgisi sayesinde bu tehlikenin de ortadan kalkacağını söyledi. Coşkun, tüm bu özellikler dikkate alındığında ATOK sayesinde operasyonel birlikler ve komuta kademesi için birçok kritik sorunun çözüleceği bir sistemin hayata geçirileceğini kaydetti. Birçok alt yapının daha evvel çalışması hasebiyle sistemin kısa müddette geliştirildiğini belirten Coşkun, “SSB ve ilgili ünitelerle projenin süratli formda TSK’ya kazandırılması için ağır biçimde çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda alanda kullanılabilirliği olan bir proje. Saha testlerimizi yaptık, çeşitli bölgelerde kullanıma başlanacak, daha sonra yaygınlaşmasıyla ilgili mevzuları konuşuyoruz. İlerleyen devirde yeni bileşenlerle zenginleşecek bir altyapı sağlandı. Bundan sonra yeni teknolojilerle sistemi geliştirmeyi sürdüreceğiz.” diye konuştu.
“TAMAMEN GİYİLEBİLİR BİR TEKNOLOJİ”
BİTES Hava Savunma ve Bilgi Sistemleri Programlar Yöneticisi Metin Döner de ATOK’un asker konfigürasyonunun büsbütün giyilebilir teknolojilerden oluştuğunu lisana getirdi. Asker üzerinde 4 temel öge yer aldığını tabir eden Döner, şu bilgileri verdi:
“Bunlardan biri akıllı artırılmış gerçeklik gözlüğü. Bir başkası askerin kalbinin çabucak üzerinde daima sıhhat durumuyla ilgili bilgileri üreten bir sıhhat sensörümüz var. Askerin kolunda taktik haritayı da görebileceği, mevzideyken konumunu bozmadan etrafındaki farkındalığı takip edebileceği kol saati yer alıyor. Ayağında ise GPS olmasa dahi pozisyon bilgisini daima üreten bir sensör var. Ayrıyeten bütün bu sensörlerin kablosuz olarak bağlandığı bir taşınabilir aygıtımız var. Çok fazla bir yüke sahip değil. Taşınabilir, giyilebilir teknolojilerden oluşan bir tahlilimiz oldu. Sistem araç üzerindeki sunuculardan, bilgisayarlardan yönetiliyor. Araç üzerindeki Ulak Baz İstasyonu 4,5G temelli ve aracın olduğu bölgede özel bir haberleşme ortamı oluşturuyor. Bu haberleşme ortamı dışardan müdahalelere karşı inançlı ve güçlü.”
“ÜLKEMİZDEKİ EN YÜKSEK TEKNOLOJİ”
Tüm dünyada orduların yüksek teknolojiyi mümkün olduğunca kullanarak taktik alanda aktifliğini artırmak istediğini vurgulayan Döner, ATOK’un muharebe alanındaki işlerine ait şunları kaydetti:
“Özellikle asimetrik savaşın olduğu hudut ötesi ya da nizamlı ordunun savaşamadığı bölgelerde özel misyon kuvvetleri oluşturuluyor ve bu kuvvetlerin özel operasyonları kelam konusu. Burada mümkün olduğu kadar başarıyı yükseltmek için teknolojiyi en üst düzeyde kullanmak gerekiyor. Bu sistem de ülkemizde bu manada geliştirilmiş en yüksek teknoloji diyebiliriz. Örneğin bir operasyon bölgesine bu araçla sistem götürülüp bir haberleşme ağı oluşturulduğunda artık özel misyon kuvveti tim halinde oraya intikal edebilir, birbirleri ortasında haberleşebilirler, rastgele birisi bir tehlike tespit ettiğinde bunu inançlı ağ üzerinden anlık olarak paylaşabilir, fotoğraflar çekip gönderebilir, sesli haberleşme olabilir. Rastgele bir acil durumda özel iletilerle acil yardım daveti yapabilir. Şu anda günlük hayatta kullandığımız tüm teknolojileri inançlı bir haberleşme ağı ve ulusal yazılımlarla bu sisteme yüklemiş olduk. En kısa müddette de güvenlik ünitelerinin kullanımına gireceğini umut ediyoruz.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Hüseyin Bardakcı
