Uzay Heparı'nın dünyasında o kadar çok bilinmeyen var ki…
Büyülü bir adam, bu dünyaya ait olamayacak kadar olağanüstü sihirli… Belki de bu yüzden ait olduğu sonsuzluğa erken kavuştu. Fakat onun dokunduğu her yer sanki yıldız tozu. O yüzden herkesin onu biraz daha yakından tanıması lazım.
Zaman içerisinde o piyanodan kaçan çocuk, öyle bir tutuldu ki müziğe, Saint Benoit mezuniyetinden sonra İTÜ Devlet Konservatuvarı'nda başarılı bir öğrenci oluverdi.
Önce Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi ve Levent Yüksel'in grubuna klavyeci olarak girdi ve çok kısa sürede kovuldu. Çünkü o klasik piyano adamıydı, elektronik yabancı gelmişti.
Bu kovulma meselesi ona çok koydu, gururu incindi. derhal Garo Mafyan'a gitti ve İstanbul Gelişim Orkestrası ile çalışmaya başladı. Bu arada klavyeye de yavaş yavaş alışmıştı, hatta tozunu attırmasına ramak kalmıştı.
Sonrasında Sezen Aksu'nun o sonsuz dehlizli dünyasıyla tanıştı. 20'li yaşlarında büyük bir yetenek olmuştu. Beste yapıyor, düzenlemeler ona bırakılıyordu. Sezen Aksu'nun bir mütemmim cüzü olmuştu; hem orkestrasındaydı hem de çok yakın arkadaşı…
Aşkın Nur Yengi'nin “Serserim Benim” şarkısındaki müziği ile o kadar çok yükselmişti ki, artık o herkesin eli değsin istediği bir yetenekti. 90'ların en başarılı albümlerinde hep onun adı vardı artık. Ancak bir tanesi vardı ki…
Türk Pop Müziği'nde gelmiş geçmiş en efsane albüm olarak kabul edilen Med Cezir, Uzay Heparı'nın artık müzikte neredeyse bir ilah olduğunu kanıtlıyordu. Üstünden yıllar geçmesine rağmen hala daha müzikal alt yapısı tartışmaya kapalı bir albüm düzenledi Uzay.
Çok yakışıklıydı, çok… Fakat bir o kadar da derin, renkli ve yetenekliydi. Oyunculuktaki başarısını Atıf Yılmaz'ın “Gece Melek ve Bizim Çocuklar” filminde göstermiş, herkesi o serseri “Hakan” karakterine aşık etmişti. Ne acıdır ki, güzeler güzeli rol arkadaşı Derya Arbaş'da Uzay gibi erken terk edecekti buraları…
Sezen Aksu'yla olan ilişkisi, kısa bir süre de olsa aşka dönüştü. Aksu hiçbir zaman tam olarak bunu ifade etmese de yaşanan sansasyonel bir olay aslında her şeyi açığa çıkarmıştı: Yıldız Tilbe ve Uzay ilişkisi…
Yıldız Tilbe, yıllar sonra o olayı şöyle itiraf edecekti:
Aradan geçen 1 yıl sonra Uzay, modacı Zeynep Tunuslu ile tanıştı ve tanıştıktan 10 gün sonra aniden evlenmeye karar verdiler. Uzay çok netti: “Vaktim yok, hemen evlenelim”
Öyle de oldu, hemen evlendiler. Magazin basınında deli dolu aşk yaşadıkları hep konuşuldu, zaten de öyle görünüyorlardı…
Yıl 1994 olduğunda Uzay, “vaktim yok” derken belki de ne demek istediğini çok ama çok acı şekilde gösterdi herkese.
Koç Köprüsü'nün üstüne geldiğinde sağ tarafta park halinde olan aracı hiç mi hiç görmemişti. Park halindeki araç, Demet Akbağ'a aitti…
Uzay'dan geriye birbirinden güzel şarkılar, besteler ve müthiş düzenlemeler kaldı. Bir de en az onun kadar yakışıklı ve yetenekli oğlu Uzay Kanat Heparı…
Müzik dünyasının görüp görebileceği bu dehşet adam, kuyruklu yıldız gibi geçti bu dünyadan. Henüz 13 yaşındayken sokakta tanıştığı bir şarapçının söylediği söz ise onun yıllarca eşine dostuna anlattığı bir hayat dersi oldu:
Kaynak 1
Kaynak 2
Instagram takipçi nasıl arttırılır
Instagram 10.000 takipçi kaç TL