Yargıtay, Gezi Parkı olaylarına ilişkin aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı mensuplarının da bulunduğu 35 sanığa, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “terör örgütü kurma veya yönetme ile örgüte üye olma” suçlarından verilen beraat kararlarını bozdu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Çarşı davasında, 29 Aralık 2015’te verilen karara ilişkin temyiz incelemesini tamamladı.
Daire, sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerini oy birliğiyle bozdu.
Sanıklardan Cem Yakışkan ve Numan Bülent Ergenç’in, Beşiktaş taraftarı Çarşı grubunu örgütleyerek, Gezi Parkı eylemlerine katılmalarını sağlamaya çalıştıkları anlatılan kararda, sanıklara ait ses dökümlerinde, “Park mark benim umurumda değil, bana ne yemişim AVM’sine de Gezi Parkını da ağacını da, ihtilal başladı. Bu hükümeti düşüreceğiz, her gün savaş her gün direniş, Kemalist memalist … Abi yaksınlar, kaos var kaosa gidiyoruz, Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün, bu bir iç savaşa dönüşebilir.” ifadelerinin kullanıldığı aktarıldı.
Kararda, Gezi Parkı’nın bir kısmına yapılması planlanan Taksim Kışlası’nı engelleme bahanesiyle eylemlerin başlatıldığı, PKK/KCK, DHKPC, TKP/ML-TİKKO, MLKP gibi yasa dışı silahlı terör örgütleri ile marjinal grupların gösteri ve eylemleri kendi propaganda platformuna dönüştürdüğü ve tüm bu grupların koordineli hareket ettiği kaydedildi.
Gezi olayları olarak bilinen eylemler sonucunda, ülke genelinde 5 bin 533 eylem gerçekleştirilip, 348’i İstanbul olmak üzere 7 bin 638 kişi hakkında işlem yapıldığı ve bu olaylarla ilgili birçok kamu davası açıldığı belirtilen kararda, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde de olaylara ilişkin kapsamlı bir yargılama dosyasının bulunduğu ifade edildi.
Kararda, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin bu dosyası, Taksim Gezi olaylarının gerçekleştirilme şekli ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek” suçu bakımından, Cumhurbaşkanlığının (o dönem için Başbakanlık) doğrudan zarar görüp davaya katılma hakkı bulunduğu halde, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, usulüne uygun olarak dava ve duruşmalardan haberdar edilmeksizin, yargılamaya devam edilerek, hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu kaydedildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesindeki Gezi parkı olaylarına ilişkin dosya ile bu dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu da belirtilen kararda, “örgüt üyeliği suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi cihetine gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlerine karar verilmesi”nin bozma nedeni sayıldığı aktarıldı.
Kararda, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçu bakımından bazı sanıkların, iletişimin tespiti ve görüntü kayıtlarını kabul etmedikleri aktarıldı. Bu suç yönünden, olaylara ilişkin mobese, kamera kayıtları, TV’lerden elde edilebilecek görüntü ve kayıtların temin edilmemesi ve görüntü ve kayıtların sanıklara ait olup olmadığına yönelik Adli Tıp, TRT, TÜBİTAK gibi kurumlardan rapor aldırılmadan hüküm kurulmasının da bozma nedeni yapıldığı kaydedildi.