Bilindiği üzere, öğretim üyesi ihtiyacının giderilmesi amacıyla araştırma görevlilerinin (33-a) kadrosu başka bir yükseköğretim kurumuna lisansüstü eğitim süresince Yükseköğretim Kurulu tarafından geçici olarak tahsis edilebilmekte, doktora eğitimi sonunda ilgililer kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine mecburi hizmet yükümlüsü olarak dönmektedir.
Anılan işlemi düzenleyen 2547 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde “.. Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzerebaşka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez.” hükmü bulunmaktadır.
Gelişmekte olan üniversitede yetişmiş doktoralı insan kaynağı oluşturmayı amaçlayan ilgili yasal düzenlenmenin mecburi hizmet devirlerinde sadece “eş ve sağlık mazereti“ni kriter olarak belirlenmesi bir takım sorunları da beraberinde getirmektedir.
Şöyle ki; araştırma görevlileri lisansüstü eğitimlerini ortalama 6-8 yıllık bir süreç sonrası tamamladıktan ve asıl kadrolarının bulunduğu yükseköğretim kurumlarına dönüşlerinden sonra yükseköğretim sisteminin dinamik yapısı ve ilgili bazı yasal düzenlemeler adayların üst akademik kadrolara atanmasına engel olabilmektedir. Gerek öğrenci alım kriterleri (doluluk oranı kapsamında öğrenci alımlarının durdurulması veya kontenjan hiç verilmemesi vb.) gerekse de norm kadro durumları (norm kadro yönetmeliği özellikle 2/3 oranı şartı, öğretim üyesi kontenjan sınırı vb.) araştırma görevlilerinin önüne aşılamaz engeller olarak çıkmakta; eş ve sağlık mazereti olmaması halinde başka üniversitelere geçişleri de imkansız hale gelmektedir.
Oysa mezkür Kanun’un 7 nci maddesinin (b) bendinde; “Yükseköğretim kurumları arasında bu Kanunda belirlenen amaç, ilke ve hedefler doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonu sağlamak” Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının görevleri arasında sayılmıştır. Bu kapsamda yükseköğretim kurumlarının tabiri caizse yardımlaşmalarını sağlamak adına 35 inci maddeden kaynaklı mecburi hizmet devirlerinde üniversitelerin karşılıklı muvafakat işlemi sonucu tesis edilecek işlemler sonrasında üst kadrolara geçişlere (normdan muaf tutulanlara) izin verilmelidir. Bilhassa temininde güçlük çekilen alanlarda bu esnek tavır sağlanarak, yetişmiş öğretim elemanlarının üniversiteler arasında sirkülasyonunun önü açılmalıdır.
Sonuç olarak, üst kadrolara atanamayıp araştırma görevlisi kadrosunda atıl kapasite olarak kalan mecburi hizmet yükümlüleri için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının esnek çözümler üretmesinin yetişmiş insan kaynağının ülke genelinde kullanılmasına imkan vereceğine inanıyoruz.