Türkiye turizm bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Türkiye’nin dünya üzerindeki konumu sonucu dört mevsim turizme ev sahipliği yapması, turizm açısından üst sıralarda yer almasına yardımcı olmaktadır. Dünya üzerindeki iki kıta da topraklarının bulunması, Doğu Akdeniz de bir yarımada ve üç tarafının denizlerle çevrili olması nedeniyle Türkiye turizm açısından oldukça tercih edilebilir bir ülkedir. Türkiye, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarıyla, Ege Deniz’i üzerinden Akdeniz’e oradan da okyanuslara bağlanmasıyla dört mevsim turizm cenneti olmayı hak etmektedir.
1. Tarihin içinden Türkiye
2. Üşümek hiç bu kadar keyifli olmamıştı
Türkiye yaz-kış üzerinde kar eksik olmayan yüksek dağlarıyla ve bu dağlarda kurulan kayak tesisleriyle dünyada 18. sırada yer almaktadır. Ağrı-Bubi Dağı, Erzurum-Palandöken, Bursa-Uludağ, Antalya-Saklıkent, Bolu-Kartalkaya Türkiye’de kış turizmi için konaklayabileceğiniz birçok seçenekten yalnızca birkaçıdır. Bembeyaz bir sabaha gözlerini aralamak isteyenler için Türkiye mükemmel bir tatil durağı olabilir.
3. Deniz, kum, güneş
Ülkenin özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, yaz turizmi oldukça ileri seviyededir. Karadeniz kıyılarında sınırlı ölçüde yaz turizmi, yüksek yerlerde ise yayla turizmi gelişmiştir. Bu bölgelerde yeterli altyapı hizmetleriyle birlikte modern turizm tesisleri oluşturulmuştur. Yaz turizminin en yoğun olduğu tatil beldeleri arasında Antalya, Alanya, Marmaris, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Kaş gibi merkezler bulunmaktadır. Yayla turizminin en fazla geliştiği yöreler arasında Trabzon, Giresun, Rize, Ilgaz, Bolu ve Abant yer almaktadır. Ben deniz olmadan tatilden anlamam diyenlerin Türkiye’deki bu harika yerlere uğramadan geçmesi büyük kayıp demektir.
4. Yazın müjdecisi İlkbahar
60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölge… Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine evler, kiliseler ve manastırlar oymuş bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. Kapadokya’da baharın güzelliğini en iyi gözlemleyebileceğiniz aktivite balon turu yapmaktır. Balon turu için sabah erken kalkmayı göze alın. Yoksa siz henüz masallar şehrine uğramadınız mı?
5. Hafif esintileriyle sonbahar sakinliği
Kış öncesi hafif serin sonbahar aylarını kaçırmamak ve sonbahar tatilinin tadını bilmek gerek. Sonbaharın ılık günlerinde yazın gidilmesinden daha fazla keyif alacağınız, muhteşem güzellikte yerleri var Türkiye’nin… Özellikle sonbahar mevsiminde iklimi, sakinliği ve güzelliğiyle ruhunuzu dinlendirecek olan yerleri sizin için araştırdık… İstanbul-Büyükada, Sakarya-Sapanca Gölü, Bolu-Abant Gölü Türkiye’de huzuru bulacağının tatil duraklarının birkaçıdır.
6. Sonsuz maviliğe doğru
Göz alıcı Bodrum Kalesi, Halikarnas’ı, Antik Tiyatrosu, Barlar Sokağı, sonsuz maviliğiyle sizleri kucaklıyor. Eşsiz güzelliklerle dolu Bodrum Yarımadası, gezilecek ve keşfedilecek pek çok tarihi, doğal ve turistik güzelliklerle dolu. Gece hayatına düşkün ya da sakinliği seven herkes için ayrı seçenekler sunan Türkiye’nin incisine uğramadan geçmeyin diyoruz…
7. Bembeyaz bir rüyaya uyanmak isteyenler için
Kartalkaya, Bolu ilinin doğu tarafında Köroğlu Dağları’nda bir kayak merkezidir. Kayak, kızak ve snowboard kiralama hizmetiyle Kartalkaya müşterilerine sınırsız eğlenme fırsatı sunuyor. Kayak sezonu Aralık – Nisan’dır. Manzara sadece çam ağaçlarıyla sınırlı değildir. Bolu dağlar ve Köroğlu dağları rahatlıkla görülebilir. Eteklerinde yaylalar bulunmaktadır. Yazın, doğa yürüyüşü gibi aktiviteler de yapılmaktadır.
8. Yemyeşil doğanın sizi kucaklamasına izin verin
Osmanlı döneminden beri şifalı suyu ile ilgi odağı olan Ayder 1987 yılında turizm merkezi ilan edilmiştir.
Ayder Yaylası, bin bir renkteki ağaçları, buzul gölleri, renkli insanları, tarihi köprüleriyle eşsiz bir güzelliktir. Tepeleri sis bulutları içinde kalan, Fırtına Vadisi’ni çevreleyen orman nefesinizi kesiyor. Karşınıza çıkacak ilk taş köprü, Timisvat Osmanlı Taşkemer Köprüsü. Hemen yanında ise alabalık tesisleri bulunuyor. Doğayı sevenler için harika bir seçim olan Ayder Yaylası’na yolu düşen herkesin uğramasını öneriyoruz.
9. Tarih severler buraya
Efes, Anadolu’nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan, daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi. Klasik Yunan döneminde İyonya’nın on iki şehrinden biridir. 1994’te UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen Efes, 2015’te ise Dünya Mirası olarak tescil edildi. Efes, tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları yaklaşık 8 kilometrelik geniş bir alana yayılır. Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi, Meryem Ana Evi, Yedi Uyurlar, Serapis Tapınağı gezeceğiniz tarihi yerlerden sadece birkaçıdır. Tarihin o tozlu yollarına kendinizi bırakın…
10. Mavinin huzur veren tonları
Selimiye, Muğla ilinin Marmaris ilçesine bağlı, ilçe merkezine yaklaşık 35 km uzaklıkta deniz kıyısındadır. Türkiye’nin önde gelen yat limanlarından Sığliman koyu da Selimiye’de bulunmaktadır. En güzel tarafı da sakin ve sessiz olmasıdır. Çok şık bir tesisin yanında bulunan yıllanmış balıkçı evinde hala dinç ve geleneksel giyimli bayan ve erkekler sizinle birlikte. Kimileri topladığı kekikleri size satmak için bekliyor. Bu şirin köye yolunuz düşerse mutlaka uğramalısınız.
11. Ege’nin incisi Ayvalık
Ayvalık herkesin hayat bulduğu yerlerden biri. Cunda Adası ise Türkiye’nin Ege Denizi’nde bulunan 4. büyük adasıdır. Konumu gereği Batı Anadolu’da deniz yollarının kesişme noktasında bulunan bir adadır. Adada çok sayıda kilise ve manastır vardır. Kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis Kilisesi’dir. Kilisenin büyük çanı Bergama Müzesindedir. Adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların, iç içe girmiş koyların güzellikleri seyre değer. Ada merkezinde sıralanmış balıkçı lokantalarında, meşhur Papalina, deniz mahsulleri, mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleri ile akşam yemeklerinin zevki doyumsuzdur.
12. Güneydoğu’nun saklı cenneti Halfeti
Halfeti ilçesinin yüzde 80’i Birecik Barajı”nın yapımı ve evlerin su altında kalmasıyla birlikte, 15 kilometre uzaklıkta kurulan yeni yerleşim merkezine taşındı. Taş mimarisiyle yapılmış evlerin ve camilerin su altında kaldığı ilçe, aradan geçen süre içerisinde doğal güzelliğiyle dikkat çekiyor. Fırat Nehri”nin altında kalan taş mimarisiyle “Saklı cennet ve “Kayıp kent” olarak da anılmaya başlanan Halfeti”de, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bir belde haline geldi.
Tüm bu güzellikler kaybolmasın, gelecek nesillere güvenle aktarılabilsin diye seni de sürdürülebilir yöntemlere sahip çıkmaya, doğamızı, dünyamızı ve ülkemizi korumaya davet ediyoruz.
Ülker olarak, “Önce Ülkem, sonra Ülker” ilkesiyle “Güzel Ülkem İçin Doğa Bize Emanet” diyoruz ve sürdürülebilirlik konusunu önemsiyoruz!
#GüzelÜlkem #DoğaBizeEmanet