Japonya ve başkenti Tokyo, yaşlı nüfusuna karşın, diğer ülkelere göre çok daha az koronavirüs vakasının ve Kovid-19’a bağlı ölümün görüldüğü yerlerden. Peki Japonya bunu nasıl başardı?
Kentin valisi Yuriko Koike’nin şimdiye dek uyguladığı salgınla mücadele stratejisinin, ülkede vakaların tekrar artışa geçtiği bugünlerde nasıl sonuç vereceği merak ediliyor.
14 milyonluk nüfusuyla Tokyo Metropol bölgesi 15 milyonluk nüfusa sahip İstanbul’a benziyor. Ancak Tokyo’da koronavirüs testi yapılanlardan sadece yüzde 3’ü pozitif çıktı. Kentte Covid-19’dan ölüm oranı da yüz binde 3. Tokyo, düşük ölüm oranıyla benzer büyük şehirlere nispeten salgınla mücadelede daha başarılı bir tablo çiziyor.
“Halkımız salgına karşı bilinçli”
BBC Türkçe’den Ilgın Yorulmaz’ın haberine göre,Vali Koike, Tokyo’da Yabancı Muhabirler Kulübü’nde yaptığı konuşmada, bu başarının nedenlerini sağlık çalışanlarının çabası kadar; maskesiz sokağa adım atmayan, 3 K’dan kaçınan (kapalı, kalabalık, kısa mesafeden konuşma) ve başkalarına rahatsızlık vermekten aşırı derecede imtina eden bilinçli Japon halkına bağladı.
1918 yılındaki İspanyol gribinde 400 bin kişinin öldüğü Japonya’da kurbanlardan ikisinin büyük büyükbabası ve büyük büyükannesi olduğunu anlatan Koike, yüzyıl öncesinden maske giymeyi özendiren bir Japon kamu spotuna dikkat çekti.
‘Ateş kliniği’nde bedava test
Tokyo’da da koronavirüs bulaştığından şüphelenilen kişiler özellikle tren istasyonları gibi ulaşması kolay alanlardaki “ateş kliniği” adı verilen yerlere başvurduklarında bedava test olabiliyorlar.
Hastanelere yığılmayı önlemek adına testi pozitif çıkanlar, semptomları hafifse veya hiç yoksa şehirdeki anlaşmalı otellerin odalarına yerleştirilip izole ediliyorlar. Hatta bu odalara evcil hayvanlarını bile götürebiliyorlar. Hastalığı evde geçirenler ise geliştirilen bir cep telefonu uygulamasıyla sürekli takip ediliyor.
Tüm bu önlemler eskiden dağınık şekilde alınırken şimdi ise Ekim ayında açılan Tokyo Bulaşıcı Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin çatısı altında birleştirildi. İlerisi için günde 65 bin kişiye hizmet verebilecek PCR test kapasitesine ulaşılmaya çalışılıyor.
Vali Koike, bir yandan salgınla baş ederken öte yandan gayri safi milli hasılası yüzde 38 küçülen Japonya’nın “sürdürülebilir iyileşme” ile salgından en az hasarla çıkmaya çalışması gerektiğini düşünüyor. Koike’ye göre ekonomik iyileşme, ancak salgın kontrol altına alınırsa mümkün.
Kampanyalara karşı çıktı
Tokyo Valisi Yuriko Koike, özellikle sonbaharda ülkenin ekonomi kurmaylarının halkı seyahat etmeye ve dışarıda yemek yemeye özendiren “Git Seyahat Et” ve “Git Yemek Ye” türünden destek kampanyalarına karşı çıkmıştı.
Koike, Tokyo’da son zamanlarda koronavirüs vakalarının artışına bu kampanyalardan yararlanan özellikle genç kesimin, yaşadıkları evlerdeki hane halkına virüsü bulaştırmasının neden olduğuna inanıyor.
“Olimpiyatlar salgından çıkışımızın kutlaması olacak”
Gelecek yıla ertelenen Tokyo Olimpiyatları hakkında da bilgi veren Koike, katılacak atletlere adanmış PCR test merkezleri ve büfe tarzı yerine tek tek kutulanmış yiyecek paketleri gibi özel hazırlıklar yaptıklarını anlattı.
Koike, Kasım başında Amerikalı, Japon ve Rus jimnastikçilerin oluşturduğu kısıtlı sayıda sporcunun katılımıyla gerçekleşen spor etkinliğiyle ufak çapta bir “Olimpiyat denemesi” yaptıklarını ve başarılı olduklarını söylüyor.
Geçen hafta Olimpiyat Stadı’nı ve Olimpiyat Köyü’nü ilk defa ziyaret eden Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach’ın oyunların gelecek yıl gerçekleşeceği inancıyla ayrıldığını söyleyen Koike, durumu İspanyol gribinin bitiminden hemen sonra yapılan 1920 Antwerp Olimpiyatları’na benzetti:
“Tokyo Olimpiyatları dünya olarak insanlığın dirayetinin bir göstergesi ve salgından çıkışımızın bir kutlaması olacak.”