Türkiye’de koronavirüse yakalanan ilk kişilerden biri olan Oğuz Peker, 4 ay süren yoğun bakım mücadelesinin ardından bugün sağlığına kavuştu. Oğuz Peker, 4 ay sonra kendine geldiğinde “Trafik kazası mı geçirdim? Neden herkes maskeli?” diye sordu.
Herkesin maskeli olduğu ‘bambaşka’ bir dünyaya uyanan Oğuz Peker, pandemi nedeniyle yaşananları idrak etmekte hayli zorlandığını söylüyor.
‘Trafik kazası mı geçirdim, neden herkes maskeli?’
23 Mart’ta özel bir hastaneye getirilen Oğuz Peker’e akciğerde buzlu cam görüntüsünden koronavirüs teşhisi konuldu. Hastaneye yatırılan Peker, iki gün sonra da, artık kesintisiz 125 gün yoğun bakım hastasıydı.
11 Ağustos’tan itibaren yaklaşık 1 aydır servis odasında tedavisine devam edilen ve durumu her geçen gün iyiye giden, diyaliz ihtiyacı da kalmayan Oğuz Peker’in nöroloji, nefroloji, enfeksiyon ve yoğun bakım hekimlerinin multidisipliner takibinde tedavisi devam etti. Rutin tedavilerinin yanında fizik tedavi de gören Peker’e doktorları ‘survivor’ diyor. Yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettiğini söyleyen 73 yaşındaki Oğuz Peker ise gözlerini ‘bambaşka’ bir dünyaya açmanın şaşkınlığını yaşadığını belirterek, kafasında birçok soruyla yeni dönemi anlamaya çalışıyor. Kendine ilk geldiğinde “Trafik kazası mı geçirdim, bana ne oldu? Neden herkes maskeli?” diye sorular sorduğunu, tüm bunların nedeninin koronavirüs enfeksiyonu olduğunu öğrendiğinde inanamadığını söylüyor.
‘Hastane personeline sonsuz minnet duyuyorum…’
Yaklaşık 5,5 ay sonra taburcu olan Oğuz Peker, ‘Aylardır gecesini gündüzüne katarak beni yaşama döndürmede emeği geçen başta yoğun bakım ekibi olmak üzere tüm doktorlara, hemşirelere, hastane personeline ve bu süreçte dualarını ve desteğini esirgemeyen tüm sevenlerime sonsuz minnet duyuyorum” diyor.
Yoğun bakım sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Telci: ‘Ekipçe başardık…’
Oğuz Peker’in zorlu yoğun bakım tedavisini gerçekleştiren hastanenin Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Telci de Türkiye’nin ilk koronavirüs hastalarından olan Oğuz Peker’in son derece zorlu geçen yoğun bakım sürecini başarıyla tamamladıklarını, ekip olarak sağlığına kavuşturmuş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek o günleri şöyle anlatıyor: “Hastamız Oğuz Peker salgının ilk günlerini yaşadığımız dönemde yoğun bakım servisimize alınmıştı. O dönem ülkemizde ve dünyada tedavi protokolleri her gün değişikliklere uğruyordu. Tedavi protokollerinin çok hızlı yenilendiği, gün içinde bile düzenlemeler yapıldığı günlerdi. Aynı zamanda televizyonlarda tedavi önerileri altyazı olarak geçiyor ve her sabah hasta yakınları ile tedavi ilkelerimizin bilimsel dayanaklarını tartışıyorduk. Altyazı bilgilerinin ilklerinden olan “immun plazma” önerisi yapıldığında “immun plazma” henüz üretilmemişti. Oğuz Bey’in yakınları ile bu tedavinin beklentilerini tartışmıştık. Oğuz Bey de sanırım Türkiye’de ilk immun plazma tedavisi yapılan hastalardan biri oldu. İki kez “immun plazma” verdik. Tedavinin yararlı veya zararlı olduğuna ilişkin bir bilgilendirme yapmadık. Zira ilk kez uygulanıyordu. Yaklaşık 1 ay sonra “immun plazma” da gündemden kalktı. Oğuz Bey Kovid enfeksiyonun yol açtığı septik şok, ağır akciğer hasarına bağlı akut solunum yetersizliği ve devamında çoğul organ yetersizliklerinin en ciddi formlarını yaşadı, tedavi sürecinin her günü, her anı sorunluydu ve buna bağlı olarak da tedavi süreci zorluklar altında aşıldı. Bugün başta yoğun – bakım ekibimiz olmak üzere hastanemizin tüm hekimleri ve hemşirelerinin nitelikli ve özverili çabaları, ayrıca ailesinin sonsuz destekleriyle Oğuz Bey’i sağlıkla taburcu etmenin tarifsiz mutluluğunu yaşıyoruz.”