İSTANBUL, 17 Ekim (Reuters) – Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararlarının, Türkiye'nin güvenlik sorunlarını kendi imkanlarıyla çözmesine engel olmayacağını belirterek; bu tür yaptırımlara misliyle karşılık verileceğini, bununla ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın da şu anda hazırlık yaptığını söyledi.
Kalın, İncirlik Üssü'nün statüsüyle ilgili ise şu anda bir değişikliğin öngörülmediğini söyledi.
Kabine Toplantısı'nın ardından dün akşam Suriye bağlamındaki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan Kalın, Barış Pınarı Harekâtı ile Fırat'ın doğusunu bütün terör unsurlarından temizleme konusunda tam bir kararlılık içerisinde olduklarını belirterek; yöneltilen eleştiriler, yaptırım tehditleri ve kınamaların Türkiye'yi haklı davasından vazgeçirmeyeceğini söyledi.
ABD'nin yaptırım planlarına verilecek karşılık ile ilgili bir soru üzerine Kalın şöyle konuştu:
“Yönetim ya da kongre farklı yaptırımlar geçirebilir. Bunların hiçbirisi bizim varoluşsal ulusal güvenlik sorunlarımızı kendi imkanlarımızla çözmemizin önünde bir engel olmayacaktır. Biz hala bu sorunları birlikte çözelim diye bir çabanın içerisindeyiz, müttefiklerimizle konuşarak, anlaşarak 'hem bizim güvenlik kaygılarımızı ortadan kaldıracak hem Suriye'yi rahatlatacak formüller üzerinde çalışabiliriz' diyoruz. Ama böyle tehditlerle geldiklerinde geçmişte nasıl cevaplarını aldılarsa bundan sonra da alırlar. Bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz. Bununla ilgili Dışişleri Bakanlığımız bir hazırlık yapıyor zaten şu anda. Onların bir çalışması varsa elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bunu karşılıksız bırakmayacaktır.”
Kalın, İncirlik Üssü'nün kapatılacağı iddialarına ilişkin bir soru üzerine ise, “İncirlik Üssü'nün statüsüyle ilgili şu anda bir değişiklik öngörülmüyor” dedi.
DEAŞ İLE İLGİLİ ULUSLARARASI CAMİA SORUMLULUK ALMALI
Barış Harekatı'nın DEAŞ ile mücadeleyi hiçbir şekilde sekteye uğratmayacağını belirten Kalın, buna karşın uluslararası camianın da DAEŞ ile ilgili sorumlulukları paylaşması gerektiğini vurguladı.
Kalın, “DEAŞ ile mücadele konusunda bu sorumluluğun sadece Türkiye’ye ait olmadığını, bunun uluslararası bir sorumluluk olduğunu da ayrıca ifade etmek isteriz. Bazen öyle bir hava yaratılıyor ki, sanki bundan sonra Suriye’de bütün DEAŞ’la mücadele ya da başka ülkelerde DEAŞ’la ilgili bütün sorunlar Türkiye’nin sorumluluğundaymış gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Biz DEAŞ’la mücadele ettik, bundan sonra da bu örgütün hiçbir şekilde geri gelmemesi için gerekli askerî, siyasi, diplomatik, ideolojik çalışmaların hepsini kararlıkla yapmaya devam edeceğiz, bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi ve ekledi:
“Ama tutup birilerinin palazlandırdığı ve yıllardır ortalığı istila eden, talan eden, binlerce insanın kanına giren bu terör örgütünü adeta Türkiye’ye fatura etmeye kalkmak, sorumluluğu Türkiye’ye yıkmaya çalışmak asla kabul edilebilir bir şey değildir, ne siyaseten ne ahlaken bunu onaylamamız elbette mümkün değildir. DEAŞ’la mücadele bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra uluslararası örgütlerin, ülkelerin, aktörlerin katılımıyla, desteğiyle, işbirliğiyle yürütülecek bir mücadeledir. Bu çerçevede DEAŞ’lı esirlerin ne olacağı konusunda da kaynak ülkelerin sorumluluk alması gerekmektedir.”
PKK-PYD-YPG'nin DEAŞ'ı ve DEAŞ'lı esirleri Batı dünyasına karşı bir şantaj malzemesi ve pazarlık unsuru olarak kullandığını söyleyen Kalın şöyle konuştu:
“Bunun en somut örneğini de iki gün önce bir DEAŞ'lı hapishanedeki mahpusların salıverilmesi olayında açık ve net bir şekilde gördük… Türkiye'yi Barış Pınarı Harekâtı konusunda eleştirenlere bu DEAŞ’lıları kimlerin neden bıraktığını sormak en tabii hakkımızdır. Bunun hesabını PYD’lilere, YPG’lilere soracaklar mı? Bu serbest bırakılan DEAŞ’lılar yarın, öbür gün bir yerde terör eylemine bulaştığında bunun sorumluluğunu üstelenecekler mi? Düne kadar müttefik dedikleri bu örgütün DEAŞ’lıları bırakmak suretiyle ne tür bir tehlikenin içine herkesi soktuğunu görüp bunun hesabını soracaklar mı?”
RUSYA HASSASİYETİMİZİ BİLİYOR
Suriye'deki gelişmeler karşısında Rusya'nın tutumu ile ilgili bir soru üzerine ise Kalın, önceki akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile detaylı bir görüşmesi olduğunu, iki liderin önümüzdeki günlerde tekrar biraraya gelerek konunun detaylarını konuşacaklarını söyledi.
Kalın, “Bizim önceliğimiz hem sınır bölgemizin hem de Suriye'nin tamamının terör unsurlarından tamamen temizlenmesidir. Dolayısıyla Rus tarafı da bu konudaki hassasiyetimizi iyi bilmektedir. Yani orada Amerikan bayrağının yerine Rus bayrağının geçip, PYD'nin, YPG'nin, bir başka gücün himayesi ya da kontrolü altında olması bizim için kabul edilebilir bir şey değildir. Şu anda PYD'nin yapmaya çalıştığı şey de tam da budur işte, rejim ile anlaşarak Rusları yanlarına alarak orada yeni bir oyun kurmaya çalışıyorlar. Bunun gerçekleşmeyeceği çok açık” diye konuştu.
Öte yandan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 22 Ekim'de Rusya Soçi'ye günübirlik bir ziyaret gerçekleştirmesinin öngörüldüğünü duyurdu.