Yeni Akit muharriri Abdurrahman Dilipak, 28 Şubat sürecini anlattığı bugünkü yazısında “O günden bugüne bana kalan iki hatıra var bugünümle ilgili. O gün el ele hareketi sebebi ile son sınıfta tıp fakültesinden atılan gelinim, af sebebi ile stajlarını tamamlayarak tıp fakültesinden diplomasını aldı ve hâlâ, bir yıl kalan mecburi hizmetini tamamlamak için vazifesi başında. İkincisi de, o günlerin direniş ruhu bugünkü iktidarın yelkenlerini kabartırken 9 Mart’ta, ülkemizde birinci kere uygulanan bir formda 81 vilayette, genel liderinden Bayan Kolları liderine, STK’sına kadar topluca cürüm duyurusunda bulunarak sanık sandalyesine oturttular. Bu günleri de gördük” niyetini lisana getirdi.
“Bizimkiler tarafından bu biçimde suçlanabileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi!” diyen Dilipak, şöyle devam etti:
“28 Şubat’ta, biz Kalkancı tarikatında tamam ötekilerini suçladık da biz hiç mi kusur yapmadık. Adnan Hoca konusunda ya da Aczimendiler konusunda… Hakikaten Çiller sütten çıkmış ak kaşık mı idi. REFAHYOL hükümeti nasıl kuruldu, niye kuruldu? Gülen, ordudaki BÇG’lileri tasfiye etmesi için Erbakan’a başlangıçta dayanak oldu. Zati münavebeli bir başbakanlık kelam konusu idi. Başta Demirel de bu senaryoya takviye verdi. Erbakan, BÇG kanadından büyük ziyan görmüştü, Erbakan şayet bunları ordudan tasfiye ederse, Gülen dikensiz gül bahçesine girecekti.”
Sincan’daki toplantıda asıl konuşmacının kendisi olduğunu lakin boğazından geçirdiği ameliyat nedeniyle toplantıya katılamadığını yazan Dilipak, şöyle devam etti:
“Benim yerime giden Nureddin Sevimli farklı bir aktiflik düzenleyince ve buna İran büyükelçisi gelince ve RP’li bir belediye lideri da bu toplantıya katılınca, Kudüs, RP, İran bir ortaya gelince, hatası RP’ye yıkmak için beni görmezden geldiler.
Kadere bakar mısınız, dün de sanıktım bugün de. Hem de haklarını savunduklarınız tarafından haksız bir biçimde suçlanarak. 28 Şubat’ta da tecrit ve linç kampanyaları yaşadım, lakin böylesi birinci defa. 81 vilayette ve topyekûn! O vakit ve sonrasında ‘Topyekûn savaş manşeti”’attılar fakat uygulayamadılar. Bir arkadaşımıza karşı 312 General davası açıldı ancak bugün olduğu üzere o gün de o davayı açanların ellerinde patladı. Ben o vakit da İtimat Erkaya, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Teoman Koman davalarından askeri mahkemede de yargılandım. Bugün bu türlü bir davada yargılanacağımı hiç düşünmezdim… Asla aklımdan bile geçmeyen yakıştırma bir suçlamayla suçlanmak hem de 81 vilayette, olacak şey değil, fakat oldu işte. Hem de kimisi haklarını savunduğum bireyler olarak! İnanmamaları gerekmez mi idi. Yazgıda bu da varmış.”
Yazının tamamını okumak için
Ne olmuştu?
AKP Vilayet Bayan Kolları Başkanlıkları, İstanbul Mukavelesi’ni amaç alan ve onu savunan bayanlara ‘fahişe’ dediği ‘AKP’nin papatyaları’ başlıklı yazısı nedeniyle Abdurrahman Dilipak hakkında 81 vilayette hata duyurusunda bulunmuştu. Dilipak, Ankara 35. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılandığı davada 100 bin liralık manevi tazminata mahkûm edilmişti.
