Yeni Akit müellifi Abdurrahman Dilipak, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararını kıymetlendirdi bugünkü yazısında “Bugünkü durum Türk Lirası’nın yüzde 40 devalüasyona uğradığı manasına geliyor” dedi.
Doların 12 lira düzeyinde seyrettiğini ve yeni önlemler ile kemer sıkma siyasetinden kelam edildiğini belirten Dilipak, ”Faiz ve kur dengeleri konusunda bir şey konuşmak için birinci evvel ülke ihracatının ve üretiminin hangi kur düzeyinde kârlı olduğunu bilmek gerekiyor. Kur bizi ihracat tarafında belirli bir düzeyde desteklediği üzere ithalatı ve tüm girdileri pahalılaştırdığı için de çok önemli ziyan veriyor. Faizde olduğu üzere enflasyona da sebep oluyor. ‘Kur’un düzeyini ölçen en temel tahlil Merkez Bankası ‘reel efektif döviz kuru endeksi’dir. “diye yazdı.
Piyasa kaidelerinde faiz indirimlerini dillendirmenin ticari matematiğe zıt düştüğünü belirten Dilipak, “İhracatçı kur üst olsun ister, lakin ithalatımız ve ihracatımız belirli. Bizde ihracatın ithalatı geçtiği bir parametre yok. Gerçek efektif döviz kuru 50-60 bandına inmiş” dedi.
Dilipak, özetle yazısına şöyle devam etti:
“Kısa vadede yüksek faiz oranlarının vereceği hasar çok sonlu kalırken, yükselen kur firmaların direkt ve süratlice belini bükebiliyor. Gelirler TL ile ancak borçlar dolar Euro, on yılda ödemeyi planladığı borç bir anda parametre değişince 25 yılda ödeyemeyecek hale geliyor. Dünyanın birçok ülkesinde kur faiz finansman pasif idaresi CFO düzey iştir. Yani sizin finans yöneticiniz bunları yönetir. Pasif tarafında hangi kurdan borçlanmanız gerekiyorsa onu ayarlar. Öngörülebilir bir biçimde hesaplayabilir fakat Türkiye’de bu iş öngörülemiyor. Bugünkü durum Türk Lirası’nın yüzde 40 devalüasyona uğradığı manasına geliyor. Bundan sonra borçlanma bu trende nazaran olacak demektir. Bir de stok dış borçta, hem devlet hem de iş dünyası, tıpkı oranda maliyet yüklenmiş olacaktır. Bu durum devam ediyor.”
Yazının tamamını okumak için