İstanbul Başsavcılığı, ‘Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’ne ilişkin hazırladığı iddianamede, örgütün üyelerinde 'güzel-yakışıklı, eğitimli ve zengin' olmak üzere üç kriter aradığını belirtti.
Temeli evrim ve masonluk karşıtlığı
Zengin ailelerin lise ve üniversitede okuyan çocukları içinde taraftar buldu
Oktar'ın, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi'ne kayıt yaptırmak için 1979 yılında geldiği İstanbul'da yaşanan Independanta tankeri kazasını mehdinin zuhur alameti olarak çevresine anlattığı iddianamede yer buldu.
İddianameye göre Mehdi’nin İstanbul’da çıkacağı, ilk tebliğini Karaköy’de yapacağı, İstanbul’un boğaz semtinde oturacağı, sırtında ben olacağı gibi yaklaşımlarla, Oktar mehdilik iddiasını pekiştirdi. Örgüte katılım yapacaklarda “Hüsn-ü Cemal” yani güzel veya yakışıklı olması, “İlm-i Kemal” yani eğitimli ve kültürlü olması, “Mal-i Enval” yani zengin olması şartları arandı.
Örgüt mensupları arasında evlilik, örgüte bağı azaltınca yasaklandı
İddianameye göre Adnan Oktar Grubu'nda, 1989-1990 yıllarında örgüt içi evlilikler yaşandı. Ancak evlenen örgüt üyelerinin aile hayatına geçmek istemesi, bazı ailelerin çocuk yaparak örgütten kopması neticesinde örgüt lideri Oktar, 'normal evliliklerin şirk evliliği olduğunu' ve acilen sonlandırılması gerektiği, kadınların en yüksek takva sahibi kişi ile yani kendisiyle evlenmesi gerektiği talimatını verdi.
Bunun üzerine bazı örgüt mensupları boşandı ve Oktar ile dini nikah kıydı.
Namaz vakitlerini ikiye düşürdü
Oktar, iddianameye göre örgütün ilk dönemlerinde radikal bir İslam anlayışı benimsemiş olsa da, sonrasında dini kendi istediği gibi yorumlayabilmek için hadisler uydurdu.
Namaz vakitlerini ikiye düşüren Oktar, tesettürün yalnızca bikini bölgesini kapamak için kullanılacağını, başörtüsünün her durumda gerekli olmadığını fetva verdi.
Adnan Oktar’a göre kibirli kadına İslami tebliğ yapılamayacağı, kadınların kibirlerinin kırılması amacıyla birden fazla erkekle ilişkiye sokulması gerektiği ve bunun günah olmayacağı örgüt mensuplarına inandırılmıştır.
FETÖ firarisi Zekeriya Öz'le görüşme talimatı
İddianamede 2007 yılında benzeri suçlamalarla bir dosya hazırlandığı, örgütün üst yöneticilerinin hukuk grubunda yer alan avukatlara dönemin cumhuriyet başsavcısı Zekeriya Öz ile görüşme talimatı verdiği yer aldı.
Tarkan Yavaş ve Halil Hilmi Müftüoğlu'nun katıldığı toplantı sonrası, günümüzdeki dosyaya benzer suçlamanın bulunduğu 2007 dosyasının gidişatı yön değiştirmiş ve operasyona dönüştürülmeksizin sonlandırılmıştır.