AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Hemen çabucak dünyanın her yerinde emtia fiyatlarında harikulâde bir yükseklik ortaya çıkmıştır. Yani büyük bir fiyat artışı ortaya çıkmıştır. Demir çelikten pamuğa kadar her alanda emtia fiyatlarında büyük bir yükseliş kelam konusu olmuştur. Bunun Türkiye iktisadı üzerine oluşturduğu olumsuz tesirlerin farkındayız. Bunun da ortadan giderilmesi için uğraşla mücadele ediyoruz.” dedi.
Son kısımda iştirakçilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, göçmenler konusunun Türkiye’nin hassas bir problemi olduğunu kaydederek, “Türkiye’nin tahammülü de takati de sınırsız değildir. Yani artık oradan, buradan, her taraftan yolları açacaklar, ‘Siz bunları alın Türkiye’yi bir göçmen istasyonu haline getirin.’ Hayır. Türkiye bunu da yapamaz zira artık takatinin üstünde bir durumdur.”
Yalova Ticaret ve Sanayi Odası’nda üyeler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir ortaya gelen Kurtulmuş, Covid-19 salgını sürecinde dünya siyaseti ve iktisadında yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“Ekonomik politiğin tekrar yapılandığı bir periyoda şahitlik ediyoruz”
Salgın olmasa bile dünyada ekonomik politiğin tekrar yapılandığı bir periyoda şahitlik ettiklerini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Dünyanın birçok bölgesinde olduğu üzere bilhassa bizim coğrafyamızda da mesela son 10 yılda hatta daha uzunca bir müddettir şahit olduğumuz terör örgütleri üzerinden vekalet savaşları ismiyle büyük güçlerin bu bölge başta olmak üzere etkinliklerini artırmak için çok kuvvetli bir gayret içerisinde olduğunu görüyoruz. Orta Doğu’nun, Kuzey Afrika’nın, Yemen’in, Afganistan’ın, Asya’daki kimi ülkelerin maalesef uzunca bir müddettir terör belasıyla uğraşmasının en temel nedenlerinden biri de budur. İsmine vekalet savaşları koymuş oldukları bu ismi üstünde maşalar vasıtasıyla yürüttükleri bu savaşın, bu terör belasının maalesef bunun üzerinden dünyayı ve bölgeyi şekillendirme niyetleri ve gayretleridir.”
“20 yıldır Amerika’nın Afganistan’da ne iş vardı?”
Kurtulmuş, ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi üzerine birçok şey konuşulduğunu lisana getirdi.
Türkiye olarak bunu çok olumlu karşıladıklarını aktaran Kurtulmuş, “Kardeş Afgan halkının kendi ayakları üstünde durmasının en hakikat yol olduğunu düşünüyoruz fakat şu soruyu da sormak herhalde bütün insanlığın görevidir: ‘Afganistan’dan artık Amerika çekiliyor ancak 20 yıldır Amerika’nın Afganistan’da ne iş vardı? Ya da ondan önce orada Rusların ne işi vardı’. Bütün bunlar vekalet savaşları dediğimiz terör örgütleri üzerinden bölgeyi, Ön Asya’yı ve coğrafyayı şekillendirme sorunudur.” tabirlerini kullandı.
Türkiye’nin evvelki devirlere nazaran çok daha değerli bir ülke pozisyonuna ulaştığını söz eden Kurtulmuş, “Bizim, Türkiye’yi, tekrar büyük Türkiye yapma ideali etrafında kesinlikle çok güçlü bir formda yürümemiz lazım. Türkiye’nin bu coğrafyada hele hele bundan sonra gününü gün ederek, birtakım amaçlarından vazgeçerek, oburlarının bize bıraktığı, müsaade ettiği alanlarda ayakta durma imkan ve ihtimali yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.
“750 milyar liralık takviyelerle dar gelirli olan kümelerin Covid-19 sürecini en az ziyanla atlatması temin edilmeye çalışıldı”
Kurtulmuş, dünya ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’nin vaktinde aldığı önlemlerle salgın sürecini mümkün olan en az ziyanla atlatabilmeye yöneldiğini belirtti.
Geçen yıl üretim hallerinden eğitim prosedürlerine kadar her alanda değişim yaşandığını, sıhhat hizmetlerinden tedarik zincirlerinin sağlıklı bir formda sürdürülmesine kadar neredeyse her alanın değerli bir faaliyet alanı haline geldiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Çok şükür bu süreçler içerisinde Türkiye daha evvelki hazırlıklarının da vermiş olduğu özgüvenle rahatlıkla bu süreci nispeten daha az olumsuz tesirlerle geçirdi. Türkiye hem sıhhat hizmetlerini herkese ücretsiz ve faal bir halde sunmak hem de aşı faaliyetlerinde tesirli ve hızlı formda hareket etmek bakımından Dünya Sıhhat Örgütünden övgü almış, yaptığı faaliyetler muvaffakiyetle takdir edilmiş bir ülke oldu. Birebir formda iktisat alanında da en başından itibaren şuna dikkat ettik: Tezgahı dağıttırmamak. Tezgah dağılırsa yani üreticimizin, fabrika sahibimizin iş yeri dağılırsa, üretim durursa yerine koymak çabucak hemen imkansızdır. Bütün dünyadaki ekonomik krizler bunu öğretmiştir. Münasebetiyle tezgahı dağıttırmayacak bir formda dayanağın sürdürülmesi; birinci alanımız bu oldu. İkinci alanımız ise dar gelirli bölümlerin bu süreçlerde karşılaştığı zorlukların telafi edilebilmesi için kamu tarafından takviyeler verilmesiydi. Bu alanda yaklaşık 750 milyar liralık takviyelerle dar gelirli olan kümelerin bu süreci en az ziyanlar atlatması bir formda temin edilmeye çalışıldı.”
“Türkiye, 3. çeyrekte yüzde 21,7 büyüyerek dünyada en ilgi cazip büyümeyi sağlayan ikinci ülke oldu”
Kurtulmuş, iktisatta 2020 ile kıyaslandığında bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren olağanüstü değerli makro göstergelerle karşı karşıya kalındığına işaret ederek “Hiç kuşkusuz bunlardan biri Türkiye’nin büyüme sayılarıdır. Evvel yüzde 7,4, üçüncü çeyrekte de yüzde 21,7 Türkiye büyüyerek aşağı üst bu süreçte İngiltere’nin çabucak akabinde dünyada en ilgi cazip büyümeyi sağlayan ikinci ülke oldu. Ümit ediyoruz ki bu yılın bütününe baktığımız vakit yüzde 9-10 civarında bir büyümenin ortaya çıkması mümkündür. Dünya Bankası bilgilerine nazaran de Türkiye’nin büyüme iddiaları üste yanlışsız revize edilmiş, yüzde 8 küsür düzeyinde yükseltilmişti. Çok şükür Türkiye’nin ihracatı, bilhassa ağustos ayı ihracatı yıl uzunluğuna yayıldığı vakit 220 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Türkiye’de endüstride kapasite kullanım oranları bu süreçte önemli biçimde artmıştır. Hepsinden değerlisi, üretim, tedarik ve talep zincirlerinde kırılma olmamıştır.” diye konuştu.
“Ekonomideki olumlu tablo, âlâ gidişatın yanında kimi eksikliklerin, sürecin vermiş olduğu birtakım zorlukların olduğunun farkındayız”
Kurtulmuş, bu süreçte Asya ekonomilerinin en büyük sorununun talep olduğuna değindi.
Üretimde sorunları olmayan bu ülkelerde toplumlar üretileni talep edebilecek noktada olmadığı için ekonomilerde daha kalıcı tahribatlar ortaya çıktığına işaret eden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Avrupa iktisadında ise talep vardır lakin üretim zafiyeti kelam konusu olduğu için orada üretim zincirinde kırılma olmuştur. Türkiye üretimde de talepte de tedarikte de bu süreçleri en az hasarla atlatan ülkelerden biridir. Maalesef bütün bunlarla birlikte çabucak hemen dünyanın her yerinde emtia fiyatlarında inanılmaz bir yükseklik ortaya çıkmıştır. Yani büyük bir fiyat artışı ortaya çıkmıştır. Demir çelikten pamuğa kadar her alanda emtia fiyatlarında büyük bir yükseliş kelam konusu olmuştur. Bunun Türkiye iktisadı üzerine oluşturduğu olumsuz tesirlerin farkındayız. Bunun da ortadan giderilmesi için uğraşla mücadele ediyoruz. Bilhassa iktisattaki bu olumlu tablo, uygun gidişatın yanında kimi eksikliklerin, bu sürecin vermiş olduğu birtakım zorlukların olduğunun farkındayız. Vatandaşlarımızın bu zorluklarını da tekrar giderecek olan biziz. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde hükümet olarak ve Türkiye olarak daima bir arada, endüstrici ve iş adamı arkadaşlarımız da elini taşın altına koyarak inşallah bu süreci bütünüyle geride bırakacağız. Türkiye’nin en büyük gücü, devlet millet kaynaşmasının sağlanması ve devletle milletin bütün alanlarda ağırlaşarak ortak noktaya hakikat yürüyebilme maharetini kazanmış olmasıdır.”
“Türkiye’nin tahammülü de takati de sınırsız değildir”
Son kısımda iştirakçilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, göçmenler konusunun Türkiye’nin hassas bir sorunu olduğunu kaydetti.
Bölgedeki terör örgütlerine takviye verenlerin o coğrafyaların hakları olmadığını belirten Kurtulmuş, “DEAŞ’ı da PKK’yı da PYD’yi de Afrika’da Boko Haram’ı da destekleyen o ülkenin halkları değil emperyalist güçlerdir. Niçin destekliyor, siyasi haritayı değiştirmek için destekliyorlar.” dedi.
Kurtulmuş, Suriye’den Türkiye’ye göçün başladığı periyot yabancılarla çok temasta bulunduklarını aktardı.
O devir Başbakan Yardımcısı olarak misyon yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Dedim ki özel bakıma muhtaç beşerler varsa, engelli çocuklar, bedeninde ağır yarası olanlardan seçelim, Batılı dostlarımız geliyorlar, onlara da diyelim ki ‘Madem imkanlarınız var, bu gençleri alın’, Listeler verildi. Biz onlara bakıyoruz ancak daha birçoklarına bakılabilsin. Bu cins isimleri hiç almazlardı. Maalesef buradan gelen çok yeterli eğitim görmüş insanları alıp götürdüler. Zira onların değirmenine bir biçimde katkı olsun diye bunları yaptılar. Biz insani bir sorumluluk olarak bunları yerine getirdik ve bu insanların içerisinden Türkiye’ye çok yararları olan, meslek sahibi, ticaret erbabı olan, öğretmen, tabip, üniversite hocası olan beşerler oldu. Doğal ki gereksinim sahibi olanlar oldu. Bu millet Allah razı olsun onlarla ekmeğinin yarısını, suyunu paylaştı. Büyük bir insanlık imtihanı verdik lakin Türkiye’nin tahammülü de takati de sınırsız değildir. Yani artık oradan, buradan, her taraftan yolları açacaklar, ‘Siz bunları alın Türkiye’yi bir göçmen istasyonu haline getirin.’ Hayır. Türkiye bunu da yapamaz zira artık takatinin üstünde bir durumdur.”
