AKP Seçim İşleri Lideri Ali İhsan Yavuz, , vatandaşların “AKP belediye liderlerini ve milletvekillerini alanda daha az görüyoruz” tenkitlerine ait olarak, “Ben nereye adım atsam bu tenkitle karşılaşıyorum. Bu tenkit bizi sevindiriyor. Evvelce ‘Milletvekilinin ne işi var bu sokakta, mahallede, köyde’ derken, artık çok sık gittiğimiz yerlerde bile ‘Biz sizi daha sık görmek istiyoruz’ dediler. Münasebetiyle bu adeta AK Parti ve AK Partili milletvekilleri, Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın milletvekillerine hâlâ bel bağladığını gösteriyor” dedi.
Yavuz, TGRT Haber’de Cem Küçük’ün gündeme ait sorularını yanıtladı. Elektrik, doğal gaz ve akaryakıt fiyatlarındaki artışın AKP’yi etkileyip etkilemediği sorusu üzerine Yavuz, “Kesinlikle etkiliyor. Aslında belli sitemleri de alıyoruz sokağa çıktığımızda. Zira devamlı sokaktayız. Sokağa çıktığımızda yer yer bu şikayetleri biz de alıyoruz. Bunlara emsal geçmişte de tenkitler vardı. Artık dozajı yükselen birtakım noktalar da var. Elbette güç fiyatlarının bir epey yükseldiğini biz de görüyoruz. Sokaktan da duyuyoruz. Hepimiz içinde yaşıyoruz. Buna ait alınan tedbirleri de görüyoruz lakin birebir vakitte bu eleştiriyi getirirken sokak, bir yandan dünyada olup biteni de izliyor.” karşılığını verdi.
Yavuz şunları söyledi:
“Avrupa’daki güç fiyatlarından bağımsız olarak Türkiye pahalandırmıyor, her ne kadar bir modül tenkit geliyorsa ona da bakıyor. Bir yandan tekrar yerinden oynayarak istikrarsızlığa yanlışsız sürüklenen bu tabloyu yine istikrarlı bir ortama gerçek taşıyan ögenin AK Parti ve Cumhur İttifak’ı olduğunu, başkanın de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu görüyor. Mesela bir CHP’li arkadaş bana doların 18 liralara çıktığı süreçlerde şunu söyledi, ‘Ben istikrarın Türkiye için ne olduğunu yeni anladım. Recep Tayyip Erdoğan’ın da istikrar için olmazsa olmaz olduğunu yeni anladım’ dedi. Münasebetiyle bunu söyleyen CHP’den milletvekili aday adayı olmuş bir bireyden bahsediyorum.
Evet tenkit alıyoruz, evet sitem ve serzeniş alıyoruz lakin bir yandan dünya kavrulurken Türkiye’deki bu yangın ateşini söndüren bir başkanın olduğunu, Türkiye’de taşları tekrar yerine oturtmak, ekonomik manada tekrar müreffeh bir ortam hazırlamak için nasıl canla başla Cumhurbaşkanımızın çalıştığını görüyor ve bunun için de tek ümit olarak da tekrar bir tek Cumhurbaşkanımızın olduğunu düşünüyor. Münasebetiyle bütün bunların sonucunda bir kesim sitem, serzeniş alsak da, bir modül tenkit alsak da sonuçta oyları Cumhurbaşkanımızın tekrar cumhurbaşkanı olması istikametinde kullanacağını gösteren tabloları da görüyoruz. Ben de bunu görüyorum açıkçası ve diyorum ki, evet dünya kavruldu. Sahiden sendeledi adeta. Bunlardan dünyanın etkilenmemesi, Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değil lakin başımızda da hakikaten işini bilen ve Türkiye’yi daha müreffeh yarınlara taşımak için canını taşıyan bir önder var, Recep Tayyip Erdoğan. Hasebiyle bu ankete ve tercihlere yansıyor, yansıyacak” dedi.
“Eleştiriler bizi sevindiriyor”
Cem Küçük’ün birtakım vatandaşların “AKP belediye liderlerini ve milletvekillerini alanda daha az görüyoruz” tenkidinde bulunduğunu belirtmesi üzerine Yavuz, şunları söyledi:
”Ben nereye adım atsam bu tenkitle karşılaşıyorum. Seni doğrulayan bir itirafta bulunayım. Nereye adım atsam, hangi köye gitsem, hangi mahalleye gitsem, hangi sokağa insem, hangi kümeyle ve katmanla irtibat kursam bu eleştiriyi alıyoruz. Bu tenkit bizi sevindiriyor. Evvelce ‘Milletvekilinin ne işi var bu sokakta, mahallede, köyde’ derken, artık çok sık gittiğimiz yerlerde bile ‘Biz sizi daha sık görmek istiyoruz’ dediler. Münasebetiyle bu adeta AK Parti ve AK Partili milletvekilleri, Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifak’ının milletvekillerine hala bel bağladığını gösteriyor. Onlara bel bağladığını, onları görmek istiyor, kaygısını onlarla paylaşmak istiyor. Aslında Cumhuriyet Halk Partisi’ni çok fazla isteyen yok sokaklarda. Diyor ki, ‘Ben eleştirsem de bir kesim, bütün bu konjonktürel kurallar sebebiyle bir modül serzenişte bulunsam da, benim sıkıntımı çözecek tek öge Cumhur İttifakı ögesidir. Özelde AK Parti ve AK Parti’nin milletvekilleridir. Münasebetiyle onları yanımda daha fazla görmek istiyorum’ diyor. Tenkitlere de bakmak suretiyle Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle sokakta daha fazla yer almaya çalışıyoruz. Ankara’da, Mecliste, Genel Merkez’deki diğer işlerimizin yanında milletimizle daha fazla buluşalım, daha fazla kaynaşalım, sokakta daha fazla olalım diye hepimizin bir uğraşı var. Bu serzenişlerden de asla mustarip değiliz, zira istiyorlar.” (İHA)
“CHP kanadında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduklarını görüyorum”
Yeni seçim kanunu teklifine ait gelen tenkitler üzerine konuşan Yavuz şunları kaydetti:
“Paketin birçok noktası var. Kimse onlara bakmadı. Ben tartışmalara bakıyorum. Bilmeden bir tartışmanın olduğunu görüyorum. Bilhassa CHP kanadında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu ya da bilgisi olup da bilerek manipülasyona kalkıştığını görüyorum. Dün yeniden karşılaştığım birkaç CHP’li arkadaşta bunu gördüm. Mesela birisi dedi ki, ‘Daha yeni bu ilçe seçim şuralarını oluşturmuştuk. Dünya ile de bir ter akıtmıştık, emek vermiştik. Bütün bunları ortadan kaldırmak için süreksiz unsur neden koyuyorsunuz?’ Dedim ki, şu kanunları yanlışsız okuyun. Biz bu kuralları ortadan kaldırmıyoruz. Partilerin oradaki üyeleri olduğu üzere duruyor. Tekrar yapılmayacak. Bu iki yıl sonraki ocak ayının sonunda kanun gereği olacak şey. Münasebetiyle partilerin seçim konseyindeki üyelerine dokunmuyoruz. O seçim şurasına seçilen her seçim heyeti için iki asil, iki yedek memur üye var. Ona dokunmuyoruz. Otomatik olarak belirlenen, ilçe seçim şurası liderleri ve yeniden otomatik olarak belirlenen vilayet seçim şurası lider ve üyeleri ve bunların tamamı hakim. Bunlar belirlenmiyor. Hiçbir parti bunlar için emek koymuyor ortaya. Bunlar otomatik olarak kıdem temeline nazaran belirleniyor. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra hakim üyeler değil, birebir vakitte memur üyeler değil, yalnızca otomatik olarak belirlenen liderler, hakim üyeler ve yine kura yöntemi belirlenecek. Son derece demokratik kural yordamı. Burada detaylı bir nokta var. Evvelden mesela, ilçe seçim konseyi lideri otomatik olarak ilçe seçim heyeti lideri oluyor ancak bu ilçe seçim konseyi lideri diyor ki, ‘Beni yaşım gelmiş, ben altı ay sonra emekli olacağım. Ben hayatım hiç seçim kanunları ile ilgilenmedim. Münasebetiyle ben bu işi sevmiyorum, bilmiyorum, bu işi yapmak istemiyorum.’
Bu türlü diyen birisini de zoraki orada bulunduruyorduk. Size soruyorum Cem Beyefendi. Bu türlü birisi seçim hukukuna hakim olabilir mi? Bu süreci salimen yürütebilir mi? Buraya bir nokta koyarak, bilhassa ilçe seçim konseyi lideri nezdinde torbadan çekilecek ve yapılacak. Kıdem aslı. Zira torbadan çekildiğinde yetmiyorsa sayı, yeniden kıdem yolu olarak devam edecek. Münasebetiyle geride o işi yapacak diğer bir hakim varsa, ‘Ben bu işi yapmak istemiyorum, bilmiyorum’ diyen hakime müsaade edilecek. Artık bunun tartışılabilecek neresi var? Bilmeden yahut ortalığı ve başları karıştırmak için tenkitler geliyor. Tüm bunlar bir süreçte uzun uzun konuşulacak ve CHP’nin ve CHP’ye yakın olan bölümlerin söylediği üzere olmadığı, aslında daha güzel işleyen bir sistem ortaya çıkarılsın diye yapılmak istendiği daha net ortaya çıkacak”