Ali Saydam: Toplumsal Medya Bu Hâliyle Kendi Başına Bırakılırsa Iftira, Palavra Ve Hakaretle Sırf Bireyleri Değil, Toplumları Da Gaye Alabilen Ziyanlı Bir Aygıttan öteye Gidemeyecek

Yeni Şafak müellifi ve irtibat uzmanı Ali Saydam, bir şahsa hakaret edilmesi durumunda şüphelinin üç aydan 2 yıla kadar, palavra haber yayan ve yapanların ise 1 yıldan 5 yıla kadar mahpusla cezalandırılması öngörülen yeni toplumsal medya düzenlemesini kıymetlendirdi.

Toplumsal medya düzenlemesinin son derece gerekli olduğunu yazan Saydam, toplumsal medyanın, temelde, ‘kötüye kullanıldığı’nı söz etti.

“Netflix’te yayınlanan Social Dilemma belgeselini izleyenler, bu mecra üzerinde gençlerin maruz kaldığı zorbalığın onları nasıl bir çıkmaza ve buhrana sürüklediğini hatırlayacaklardır” diyen Saydam, Üsküdar Üniversitesi İrtibat Fakültesi’nin “Son Beş Yılda Türkiye’de Boşanmalara Tesir Eden Bir Faktör Olarak Yeni Medya Teknolojileri ve Toplumsal Medya” araştırmasına nazaran; ‘yeni medya teknolojileri’ ve ‘sosyal medya’nın boşanma nedenleri ortasında üst sıralarda yer aldığını tabir etti.

Saydam şöyle devam etti:

Yalan-dolanın, dezenformasyonun, manipülasyonun bini bir para… Reuters Gazetecilik Enstitüsü’nün ‘Dijital Haber 2018’ raporuna nazaran; dünyada geçersiz habere en çok maruz kalan ülke, Türkiye… Üstelik yeniden uzmanların belirttiğine nazaran; palavra haberlerin yayılma suratı başkalarından altı kat daha fazla…

Son birkaç ay içinde toplumsal medyanın bizi kaç defa yanılttığını bir düşünelim… Pandemi, aşı, orman yangınları için hayali yardım kampanyaları, sığınmacılarla ilgili uydurma imgeler, haberler…

Toplumsal medya bu hâliyle kendi başına bırakılırsa iftira, palavra ve hakaretle sadece bireyleri değil, manipülasyon, dezenformasyon ve misenformasyon ile toplumları da amaç alabilen ziyanlı bir aygıttan öteye gidemeyecek…

Meğer, araçların, teknolojik eserlerin tabiatları gereği güzel ya da makûs olmaları kelam konusu bile değildir. Bunu belirleyen onların nasıl kullanıldığıdır. O nedenle, üstteki son derece ziyanlı tesirlerin en aza indirilebilmesi için uygar bir ülke olarak bizim de birtakım düzenlemelere gitmemiz şart…”